Şüpheli girişimleri SPK’ya raporladıklarını belirten Karadağ, yeni spekülatif girişimlere karşı seçime kadar teyakkuzda olacaklarını anlattı. Karadağ, doların 4,92 liradan döndüğü o gece şahit olduklarını anlattı: “Sahurdan itibaren piyasaları yakından takip ettik. Benim bilgim dahilinde milyarca dolar döviz bozduruldu ve kurun daha da yukarı çıkması engellendi.”
Türkiye geçen yıl kaydettiği yüzde 7,4’lük büyümeyle güçlü bir büyüme başarısına imza attı. Güçlü üretim ve sanayi faaliyetinden beslendiği iyice ortaya çıkan Türkiye ekonomisinin bu yıl da en az yüzde 5 büyümesi bekleniyor. Önümüzdeki hafta açıklanacak ilk çeyrek büyümle verisinin yüzde 7’nin üzerinde gelmesi bekleniyor. İhracat ve turizm gelirlerinden kaynaklı Türkiye’ye çok önemli bir döviz girdisi var. Buna rağmen Türkiye’ni son haftalarda karşı karşıya kaldığı finansal saldırı dikkat çekti. Merkez Bankası’nı faiz arttırmaya zorlayan ve 300 baz puanlık artış koparan çevrelerin, Türkiye finans piyasalarına yönelik spekülatif girişimleri bir miktar durulduysa da ülkeye ciddi bir yük getirdi.
Son haftalarda Türkiye piyasalarında estirilen spekülatif girişimlerin perde arkasını Borsa İstanbul Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hikmet Karadağ ile konuştu. Varlık Fonu Başkanlığı’nı da yürüten Karadağ’a, bu şapkasından dolayı da sorular yönelttik. İşte Karadağ’ın sorularımıza verdiği cevaplar.
Teyakkuz aynı şekilde devam ediyor. İçerdeki oyuncularıyla da koordine yapıyorlar. İçimizde çok hain var ya.
Bizim bildiğimiz adamlar. Çok var bunlardan. Diyorlar ya ‘sizin tarafta CIA’dan maaşlı çok gazeteci var’ diye. Her kesimden bol miktarda var. Bazen onlar bilindik adamlar. Bir de bizden gözüküp avanaklığından ya da bu kumpasa düşen, kişiler de var. Şimdi öyle şeyler yaptırıyorlar. Biz sonuçta uluslararası yatırım çekme hedefinde olan bir ülkeyiz. Bazen uluslararası yatırımcıları belli haberleri farklı göstererek, algıyı değiştirerek, öyle korkutuyorlar ki, böyle panikle sonuçta şimdi uluslararası yatırımcılar da sonuçta paralarını yatırıyorlar bir ülkeye. Bu ben konuştuğumda seçim öncesinde mayısın son haftası planlanıyordu. Ama bir hafta önce başladılar. Bir panik algısı oluşturdular. Yatırımcının çok ciddi zararla anaparanın yüzde 50-60 altında satıp çıkmasını planladılar.
Burada bir kendilerinden olan kişi ve kurumlar var. Reyting kuruluşları, uluslararası kuruluşlar, Türkiye'de destekledikleri gazeteci ve finans kesiminden kişiler illaki var. Bir de bizim tarafta bu korku ve kırılganlıkları besleyici demeçler alıyorlar. Algılarla finansal sisteme olan güveni zedeleyerek bir panik havasıyla çıkartıyorlar. Bundan politik kazanım elde etme politikaları var. Seçim öncesi dönemde kur yükselirse ve faiz artarsa bundan mevcut hükümet zarar görür. Ekonomik olarak da kazanma hedefleri var.
Takip edilebilir. Ben borsa ile ilgili olanları detaylı olarak takip edebiliyorum. Ama para piyasaları ile ilgili olanları takip etme görevi Merkez Bankası'na ait.
Yasal sınırda da yapıyorlar. Yani yatırımcı algısını negatife döndürerek sat baskısı oluşturma, kısa vadeli şoklarla gri alanda yani bir manipülasyon ve spekülasyon arasında şeyler. Ama dürüstçe şeyler değil.
Borsa İstanbul’da biliyorsunuz dün ve bugün (28-29 Mayıs) toparlandı. Bizde 80 binleri 70'li rakamları deneyeceklerdi. 100 binin altında piyasayı çok yakın takip ettik. 100 binin altında başarılı olamadılar.
Tabii geçen hafta kurlara daha yoğun çalışmış olabilirler. Halen de devam ediyorlar. Bence bir mantığı yok. Geçen haftaya göre Amerika'da faizler aşağı yönlü hareket ediyor. 3.12'den 2.86'ya inmiş. Brent petrol de aşağı yönlü hareket ediyor. Merkez Bankası politikası biraz daha öngörülebilir oldu. Orada da sıkıntı yok. Yani yukarı yönlü hareketi açıklayacak birşey yok. Piyasalar kısa vadede dengesini bulacaktır.
Biraz biz önlem aldık. Biraz da kurun yükselmesiyle beraber, borsa da artık bu fiyat seviyesinden satış çok daha fazla zarar anlamına geliyor. Yani 2 dolara aldığınız hisseyi 50 sente satacaksınız. Ortalama hesaplamaları yaptığınızda da onun gerçekçi bir fiyatlama olmadığını firma karlılıklarına göre görebiliyorsunuz zaten.
Açığa satış işlemleriyle ilgili bir düzenlemeler yaptık. Piyasanın önemli oyuncuları, yatırımcıları anlık takip ediyoruz. Manipülatif bir işlem var mı? Sıkıntı nereden kaynaklanıyor? Gerektiğinde yatırımcı bazına kadar inip görüşüyoruz.
İstatistik olarak bir dökümü yok. Sermaye Piyasası Kurulu’na durumu rapor ediyoruz. Herhangi bir sermaye piyasası suçu var mı yok mu SPK karar veriyor. Biz raporlama yapıyoruz. Suç boyutuna SPK karar veriyor.
Seçim arifesinde ben böyle çok büyük yeni bir tazyik... Önümüzdeki haftayı takip etmek lazım ama çok artçı şok anlamında birşeyler, sert bir hareket beklemiyorum.
Biraz ona da netleşme sağlandı. Piyasalarda haziran ile beraber tamamen seçim atmosferine giriyoruz. Haziran'ın ilk haftasından sonra çok sert hareket beklemiyorum.
Aynen. Şimdi oyunun kurgusu neydi? İlk önce operasyon indirim. Şu an fiyatlar aşağı yönlü indirilmiş oldu. Bizim endeks veya hisse fiyatları dolar fiyat bazında yüzde 20-30 ucuzladı zaten. Artık bundan sonra dün ve bugün gördüğünüz gibi alım yönünde hareketler arttı. Artık yatırım dönemi çünkü. Çok uygun fiyatlara geldi zaten. Seçimden sonra reel değerler anlamında da bir toparlanma bekliyoruz. Seçim öncesinde de kısmen görülür. Biliyorsunuz piyasa genellikle satın almayı seçim sonrasına bırakmıyor genellikle. Önceden okuyup satın alıyorlar.
Denetim süreci tamamlanacak. Önümüzdeki haftaya bitirirler galiba. Bağımsız denetim tamamlanınca zaten hem faaliyet raporu hem bağımsız denetim sonucu finansallarımız yayınlanmış olacak. Seçim öncesi dönemde Varlık Fonu’nun alt yapı çalışmalarını tamamlamış olacağız. Finansalların hazırlanması bağımsız denetim, stratejik planda gerekli adımların atılması sonunda da kuvvetli güçlü bir finansal aktör olarak hazır olacak.
Varlık Fonu güzel bir konseptte kuruldu. Ama bunun ne zaman daha aktif kullanılacak ne zaman biraz daha geri planda kalacak, bu tamamen siyasilerin tercihleriyle alakalı. Siyasetin devlet yönetiminin öncelikleri değişebiliyor. Şu ana kadar çok aktif bir araç olarak kullanılmadı. Bu da bir tercih. Seçimden sonra Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi finansal piyasalarda aktif kullanılma hedef var. Bu da bir tercih. Piyasada yanlış bir beklenti oluşmuş.
Biz şirket olarak finansal kuruluşların merkezindeyiz. Biz satıyoruz. Burada bir miktar odaklı yaklaşımımız yok. Kur geliri elde etme yaklaşımımız yok. Seçim öncesi Haziran ayı sonuna kadar zaten kısa vadeli bir ihtiyacımız yok. Hemen kur ucuzladı aldık böyle bir şey yapmadık. Biz sadece sattık sadece Türk ekonomisine ve Türk lirasına piyasaya olan güvenimizi yansıttık. Üç beş milyon kazanmış kaybetmişiz çok önemli değil. O gün sahurdan itibaren, piyasaları yakından takip ettik. Benim bilgim dahilinde milyarca dolar döviz bozduruldu ve kurun o gün yukarı yönlü hareketi ciddi anlamda frenlendi.
Kamu ve özel birçok adım atıldı. Biz samimiyiz. Şunu gösteriyoruz. Hesaplamalarımızı yapıyoruz. Kurun bu seviyesinin makul olmadığını, herhangi bir ekonomi veriyle de desteklenmediğini piyasaya açıkladık. Asıl açıklama oydu. Orada da kaç milyon bozdurduk. Bizim bu duruşla paylaşmak istediğimiz şey bu tür detaylar değil.
O talep büyük oranda yurtdışı kaynaklıydı. Sahurda Japonya piyasaları açık, o taraftan bir taleple yükseldi ve 4.90’lı rakamları gördü. Bu gerçek bir talep midir? Bir kurgu mudur? Manipülatif bir hareket midir? Onun analizini yapacak olan Merkez Bankası ve Para Politikası Kurulu. Biz hisselerdeki bütün detayları görebiliyoruz ama para politikası ve para piyasası tarafında asıl sorumlu ve görevli olan kurum Merkez Bankası tarafı tabii.
Şu anda dolar bazında borsa endeksi 22 binlerde. Bedava gibi birşey. Geziye 40 bin küsürle girmiştik. Borsa 118 bin iken endeks kur 3.50 olduğunda 33 binden 22 bine inmiş endeks. Yurtdışı yatırımcı için yüzde 30-35 ucuzlamış. Yani benim söylemeye çalıştığım bu işte. 22 bine 20 bine aldıklarını seçim sonrasında 30 bin 40 bin bandında satacaklar. 3 aylık dönemde nereden buldun bu kadar karı?