Gıda ürünlerinde üreticiden sofraya kadar geçen sürede 7 kat fiyat farkına neden olan rant zinciri kırılamıyor. Üreticinin kazanamadığı bu sistemde vatandaş da mağdur oluyor. Özellikle yaş sebze ve meyve raflara ulaşana kadar, hal dışı tüccar, toptancı, sevkiyatçı, tedarikçi ve perakendecinin elinden geçiyor. Bu aracılar, belirledikleri fiyat veya zamla yüzde 80-90’lara varan farkı ceplerine indiriyor. Perakende sektörüne göre, çözüm çiftçi kooperatiflerinin kurulmasında.
Meyve ve sebze başta olmak üzere birçok gıda ürününde tarla ve market arasında 6-7 kat fiyat farkı oluşturan saadet zinciri, bir türlü kırılamıyor. Fiyat artışlarının bu denli spekülatif olması ise üretici ve tüketici arasındaki aracıların fazlalığına bağlanıyor. Uzmanlara göre, özellikle yaş sebze ve meyve raflara ulaşana kadar; hal dışı tüccar, toptancı, sevkiyatçı, tedarikçi ve perakendeci gibi çok farklı kişi veya kurumdan geçiyor. Bu aracıların belirledikleri fiyat veya zammı kontrol edecek kurum ve kuralların yoksunluğu üreticinin bu saadet zincirine bağımlı olmasına neden oluyor.
İşte bu keyfiyete ve düzensizliğe karşı çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız” mesajını vermişti.
ÜRETİMİN YÜZDE 30’U STOKÇULUK YÜZÜNDEN ZİYAN OLUYOR
- Tarımsal üretimde kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri olan Türkiye, senelik yaklaşık 45 milyon ton yaş sebze-meyve üretiyor. Bu rakamla ülkemiz küresel pazarda yüzde 4’lük paya sahip. Söz konusu üretimin sadece yüzde 5’i ihraç edilirken kalan kısım iç pazarda tüketiliyor. Öte yandan, Türkiye’deki meyve ve sebze üretiminin yüzde 30’luk kısmının sırf fiyat artsın diye stokçuluk yüzünden depolarda çürüdüğü ifade diliyor.
ÜRETİCİNİN KAZANMADIĞI SİSTEM
İşte böyle bir ortamda, aracılık ve komisyonculuk mekanizmasıyla, üreticinin kazanmadığı bir zincire işaret edilerek, her aşamanın sıkı denetlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Tüketicinin cebinden çıkan paranın ancak yüzde 10-20’si üreticinin cebine giriyor. Aradaki yüzde 80-90’lık fark, yıllardır bu çarktan beslenen kesimlerin eline geçiyor. Bu rakamlar; tarladaki ürünlerin üreticiden çıkış fiyatının üzerine 4-5 katı fiyatlar konularak tüketiciye sunulduğunu gösteriyor. Spekülatif fiyat hareketlerini önlemenin yolunun ise her aşamanın sıkı denetlenmesinden geçtiği belirtiliyor. Bu konuda harekete geçen Hükümet ise uzun süredir Yeni Hal Yasası üzerinde çalışıyor. Son aşamaya gelinen hazırlıklarda, aracılar yerine üreticinin daha çok kazanacağı ve raflara makul fiyatlardan erişebilecek gıda piyasası hedefleniyor.
ÇİFTÇİ KOOPERATİFİ KURULURSA ARACILIK DİYE BİR ŞEY KALMAZ
Perakende sektöründe ülkemizde fırsatçılığın ulaştığı boyutlara dikkat çeken Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği (SERA-BİR) Başkanı Müslüm Yanmaz, bir ürünün zamlandıktan sonra hiçbir şekilde indirim uygulanmadığını söyledi. Dolardaki artışın yüzde 30-35 oranlarında olduğunu aktaran Yanmaz, yüzde 60 zamların bu artışla bağdaşmadığını belirtti. Piyasanın kendi dinamiklerini kendinin belirlediğini dile getiren Yanmaz, “Piyasaya dışarıdan müdahale edilmesi şansı çok düşük. Ama piyasanın bunu tolere edeceğine inanıyorum” dedi.
Tarım alanındaki aracılığa da değinen Müslüm Yanmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçi kooperatifleri kurulmalı ve ürünlerin kalitelerine göre tasnifi yapılmalı. Bu sayede çiftçiler hem ürün kaybının önüne geçebilir. Hem de aracılık kavramı ortadan kalkar. Ürün kaybı dediğimiz şeyi hafife almamak gerek tasnif edilmediğinde halde yüzde 25 oranında ürün kaybı oluyor. Ayrıca tarım alanında bir sıkıntıda şu; zincir marketler tüm giderlerini ürünlere kontrolsüz bir şekilde yansıtıyor. Buna da denetim sağlanmalı.”
- FAHİŞ ZAMLAR MEŞRULAŞTI
- Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin: Satıcı yüzde 70 oranında zam yaptı. Sonraki süreçte yüzde 10 indirim yaparak fedakarlık yapmış gibi hareket etti. Fakat döviz kurlarındaki düşüş sonrası indirimlerin de daha önce uygulanan zamlar oranında yapılması gerekiyor. Tarım ürünlerinde üreticiden tüketiciye geliş sürecinde en çok şikayet edilen stokçuluk ve aracılığın ortadan kaldırılması için her ürün grubunda kooperatifler oluşturulması gerekir. Çiftçiler şikayet ediyor fakat adım da atmıyor.
- BİREYSEL İŞLETME SAYISI ARTMALI
- Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken: Perakende sektöründe sermaye yapısının tekelleştiği için piyasaların anında indirim refleksini kaybetti. Bireysel işletmelerin sayısı artmalı. Dolar ve avroda düşüş olmasına rağmen yüksek fiyatlar devam ediyor. Yüzde 10’luk indirimlerin zamları unutturmaması gerekir. Özellikle tarım alanına baktığımızda ise fiyatların dengelenmesi için aracılık kavramının ortadan kalkması gerekiyor.
- İNDİRİMİ YAPMAYAN YABANCI FİRMALAR
- Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek: Dövizdeki düşüş sonrası özellikle yabancı firmalar indirim için kılını kıpırdatmadı. Yerli firmaların ise yüzde 99’unu etiketlerde indirimleri uyguladı. Yerel perakendeciye bu noktada haksızlık yapılmaması gerekir. Enflasyonla Mücadele kampanyasında da olduğu gibi biz her zaman devletimizin yanındayız. Yeni Hal Yasası ile birlikte aracının gücü kırılır ve ürün kaybı en aza iner. Fiyatlar yasayla birlikte ortalama yüzde 20 ucuzlar.