Özhaseki gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bölücü terör örgütü PKK'nın vardiyayı devralarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde saldırılarını artırdığının hatırlatılarak, "Buna bağlı olarak Cerablus'ta Fırat Kalkanı operasyonu yürütülüyor. Genel olarak terörle mücadeleye yönelik önümüzdeki süreçte hükümetin yol haritası ne olacak?" sorusu üzerine Özhaseki, bu terör hadisesinin 15 Temmuz'dan başlatılmasının doğru olmayacağını, yıllara dayanan bir geçmişi olduğunu söyledi.
Yakın tarihle ilgili olarak da özellikle 7 Haziran seçimleri öncesinde bir plan yapıldığını bildiren Özhaseki, "Bu planda terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyi bağımsız adaylar şeklinde değilde, bir parti olarak seçimlere sokmayı, yüzde 10'u aşırmayı hedeflediler. AK Parti'yi de tek başına iktidara getirmemeyi hedeflediler." ifadesini kullandı.
Geçe yıl haziranda bunu başardıklarını aktaran Özhaseki, o dönemde birçok boyalı medyanın da terör örgütünün siyasi uzantısı olan bu siyasi partiyi müthiş şekilde desteklediğini belirtti.
"Sazlar çaldırdılar, türküler çığırttılar. Ulusalcı bir gazete gidip Kandil'le röportaj yapıp, bu PKK'lı katilleri çiçek çocuk gibi lanse ettiler" diyen Özhaseki, bunun neticesinde İstanbul'da en zenginlerin oturduğu semtlerden bile müthiş oylar alarak bu partinin barajı geçtiğini ifade etti.
Özhaseki, şöyle devam etti:
"Peki, AK Parti'nin iktidara getirilmemesi ile ne hedeflenmişti? Koalisyona mahkum etmek, terörü azdırmak, azgınlaşan terör neticesinde bir oldu bittiye getirerek öz yönetimler ilan etmek. Gece yarısı iki polis kardeşimizin şehit edilmesi, bir binbaşımızın eşiyle sokakta şehit edilmesi... Bütün bunları hatırlayın. Arkasından belediyelerin artan terör neticesinde özyönetim ilanları, çukurlar... Güya oldu bittiye getirip Türkiye'den toprak parçasını koparmak. Türkiye'nin güneyinde oluşacak bir koridorla da Akdeniz'e kadar inen bir yapı oluşturmak, birleştirmek sonuçta, yeni devletçik. Yeni devletçik orada bağımsız, oradaki vatandaşların kimliğini taşıyacak bir devlet mi olacaktı? Hayır. Birilerinin güdümünde bir devlet. Şimdiye kadar beslendikleri kimse, o efendilerine hizmet için kuracakları bir yapı çıkacaktı ortaya. Çünkü onlar bırakmayacaktı onların yakasını."
Kasım seçimlerinde bütün bu planlarının bozulduğunu vurgulayan Mehmet Özhaseki, "O çukur siyasetleri tamamıyla toprağa gömüldü. Asayiş sağlandı, terör sonlandırıldı ve Türkiye Cumhuriyeti orada olaya el koydu, güvenliği sağladı." dedi.
Vatandaşın da burada devletin yanında yer aldığını, bu şekilde her şeyin değiştiğini belirten Özhaseki, bunun neticesinde o bölgede yüzde 90 oy alan PKK'nın siyasi uzantısı partinin temsilcilerinin ise sokaklarda gezemez hale geldiğine dikkati çekti.
Son bir deneme olarak dışarıdan destekli FETÖ'nün bir darbe girişiminde bulunduğunu hatırlatan Özhaseki, "İşbirliği içinde oldukları o kadar açık ki PKK ile FETÖ'nün, al birini vur ötekine" ifadesini kullandı.
Özhaseki, darbe girişiminde başarılı olsalardı ülkenin güneyinde düşündükleri o devletçiğin hayata geçirileceğini aktararak, şu görüşlere yer verdi:
"Allah'a hamdolsun milletimizin sayesinde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir tarih yazdık. O aşağıda fırsat bekleyenlerin kafasına gidip Türk ordusu da vurdu bir güzel. Devamda ediyor, başarılı da sürüyor. Rabbim şehit haberleri getirmesin. O üst aklın ne kadar planı varsa alt üst oldu. Şimdi bu başarıyla devam ediyor. Bizim hükümet olarak huzur, sükunet, vatandaşın güvenliği sağlanana kadar sonuna kadar devam edecek bu iş. Hiç buradan geri adım atmak yok, bir taraftan teröristlerin kafası gözü kırılırken, bir taraftan da hasara uğramış, zarara düşen mazlum halkın da yanında olacağız. Bizim amacımız bu."
"Dün kabinede bazı değişiklikler oldu, nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Mehmet Özhaseki, "Bakanlıklar konusu bir takdir konusudur. Sayın Başbakan, yakın çalışacağı arkadaşları kendisi takdir eder, Cumhurbaşkanına sunar. Bu konuda da takdirin nasıl geliştiğini doğrusu bilmem çok mümkün değil. Ben de herkes gibi basından öğrendim." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye gibi bir ülkede İçişleri Bakanlığı yapmanın çok kolay olmadığını vurgulayan Özhaseki, bir seyahatleri sırasında bunu Efkan Ala'ya da söylediğini aktardı.
Ala'ya, "Sen icapçı doktor gibisin" dediğini ifade eden Özhaseki, şunları söyledi:
"Gece nereden haber gelecek, nerede patlama var, nerede sıkıntı olmuş, her an elinde telefonla beklemek zorunda. Tüm bakanların telefonu açık ama gece yarısı bir sürpriz diğer bakanlar beklemezler. İçişleri Bakanı 24 saat sürprizler bekleyebilir. Bir de bu kadar teröristin bol olduğu, dış dünyanın ilgi gösterdiği, istihbarat örgütlerinin cirit attığı bir ortamda İçişleri Bakanlığı yapmak daha da zor. Öyle bir ortamda durmadan İçişleri Bakanlığı yüklenilen bir ortamda da hakikaten içişleri bakanlığının işi çok kolay olmasa gerek. Ben başarılı yaptığını düşünüyorum, inşallah bundan sonraki hayatında daha da başarılı ve huzurla yaşamına devam eder. Soylu da çok gayretli bir arkadaşımız, inşallah başarılı olur."
Bakan Özhaseki, FETÖ'ye yönelik mücadele kapsamında bunların taşınmazlarıyla ilgili çalışmaların hatırlatılarak, "Ne kadar taşınmazın devri engellendi. Mali değerleri nelerdir?" sorusu üzerine, taşınmazlarla ilgili Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan KHK'larla nelere el konulacağının ilan edildiğini hatırlattı.
Burada okullar, yurtlar, dernekler, vakıflar, şirketler bulunduğunu bildiren Özhaseki, gözden kaçanlar olmaması içinde bütün tapu müdürlerine kendisinin ayrıca bir uyarıda bulunduğunu belirtti.
Özhaseki, şunları kaydetti:
"Son gelen rakamları aldığımda KHK ile Hazineye 2 bin 514 adet taşınmaz devredilmiş. Vakıflar tarafına devredilen var. Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen taşınmaz adedi de 2 bin 83. Kanun Hükmünde Kararname yayınlanmadığı halde özel bir gayretle arkadaşlarımızın kaçırmasını engelledikleri taşınmaz sayısı da bin 148 adet. Bütün bunların değeri kabaca, Maliye hazinesine devredilen taşınmazların 8,3 milyar lira, vakıflara devredilen 2,7 milyar lira, özel gayretle tespit edilenler 1 milyar liraya yakın. Toplamda 12 milyar liraya yakın bir mal varlığı şu anda hazine adına, devlet adına, millet adına kayda girmiş gözüküyor."