FETÖ’nün Türkiye ekonomisi üzerindeki baskısının boyutları netleşti. İrili ufaklı 120 bin kadar şirkete bulaşan FETÖ, örgüt emirlerine uygun hareket etmeleri için çoğu şirketi tehdit ederek kendine bağladı. Bu durum göz önüne alınarak yapılan incelemeler sonucunda doğrudan FETÖ’cü şirket sayısının yaklaşık 12 bini bulduğu tespit edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye genelinde ekonomi üzerinde kurduğu baskının boyutları netleşti. Örgüt mensuplarının irili ufaklı 120 bin kadar şirketle temas kurduğu belirlendi. Söz konusu şirketlerin tamamının FETÖ’cü olmadığı ancak, zor kullanan örgütün direktiflerine uygun hareket etmek zorunda kalan şirketlerin çoğunlukta olduğu belirlendi. İncelemeler sonucu doğrudan FETÖ’cü şirket sayısının 120 bin rakamının onda birinden daha az olduğu belirlendi.
FETÖ ile ilintili, iltisaklı şirketleri masaya yatıran Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Vergi Denetim Kurulu (VDK), Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) TEM ve KOM birimleri ilişkinin boyutlarını belirlemek için ilginç bir usul geliştirdi. Bu kapsamda işletmelerin 2013 yılındaki 17/25 Aralık’tan hemen sonra bile FETÖ ile ilişkisini kesemediğine bakılırken, şirket sahiplerinin TUSKON ve benzeri STK’larındaki üyeliklerini sona erdirmeleri için bir süre verildi. Üyelik ve benzeri ilişkinin süresinin tamamlanması için 2015 yılı başına kadar verilen sürenin sonunda işletmelerin aynı STK’ya dair nasıl bir tavır sergilediklerine bakıldı.
Bu kapsamda yöneticiliği sürdü mü, bıraktı mı, bağışa devam etti mi, yurt dışına para aktardı mı, gibi değerlendirme sürecinden geçirildi. Kurgulanan bu sistemde kesin FETÖ’cü olduğu bilinen şirketlerin hangi işletmeler ile ne tür ilişkiye girdiğine bakıldığında 120 bin kadar şirketin birbirleriyle bağlantılı, alakalı olduğu belirlendi.
Bu kapsamda 17/25 sonrasında örneğin “Kimse Yok Mu” derneğine para aktarıldığı belirlenen şirketler ortaya çıktı. Bunun sonucunda 120 bin civarında şirketin FETÖ kurum ve kuruluşları ile bir şekilde ilişkide olduğu tespit edildi.
İnceleme birimleri, şirketler üzerinden FETÖ ile mücadele ederken çok dikkatli davrandı. ‘Birileriyle irtibat kurdu’ diye o işletmenin çalışanlarına, onunla ticari ilişki geliştiren diğer işletmelere ‘kelebek etkisi’ şeklinde olumsuzluk yayılmamasına çalışıldı.
- PAYI YÜZDE 40 OLAN FETÖ’CÜ PATRON
- Şirketlerin sadece para aktarımından FETÖ’cü olmayacağına bakan uzmanlar, ‘ByLock’çu parametresi olması gerekiyor’ diyerek, bunu da araştırdı. ‘FETÖ ile irtibatlı mı’ şeklinde şirketin ayrıca patronunun bilgilerine bakıldı. Patronun FETÖ’ye bağlı olması ihtimali çok yüksek olabileceği için şirketin muhasebesinde ortaklar cari hesabından FETÖ mensuplarına para aktarmış olabileceğine dahi bakıldı. Uzmanlar, ortaklar cari hesabının Türkiye’de en çok perdeleme amaçlı kullanılan bir hesap olarak bilindiğine dikkat çekerek, “Kasa hesabı hiçbir zaman gerçeği yansıtmadığı için ortaklar cari hesabından ortağın çektiği tutar da kolay kolay belirlenemiyor” tespiti yaptılar. Tüm bu incelemeler sonucunda bazı şirketlerde ortaklıktaki payının yüzde 40’larda olan ortağının ByLock kullandığını belirledi. Yine, şirketler üzerinde baskı kuranların başında gelen esnaf abilere kadar bakıldı.