Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının 2025 yılı bütçesini sundu. Uyguladıkları programla dış kırılganlıkların azaltılması ve makro finansal istikrarın güçlendirilmesinde önemli mesafe katettiklerini belirten Şimşek, "Son 20 yılda cari açığın milli gelire oranı ortalama yüzde 3,8 oldu. 2023 yılı Mayıs ayında yüzde 5,5’e yükselen bu oran önemli bir kırılganlık kaynağıydı. Aldığımız tedbirlerle yıllık cari işlemler açığı eylülde 9,7 milyar dolara geriledi ve milli gelire oran olarak yüzde 0,8’e düştü" diye konuştu.
Cari açıktaki düşüş, dış finansmana erişimin iyileşmesi ve TL'ye artan güven sonucunda önemli ölçüde rezerv birikimi sağladıklarını anlatan Şimşek, "2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 59 milyar dolar, swap hariç net rezervlerimiz ise 106 milyar dolar arttı. Bu artışın yaklaşık yüzde 75’i yurt içi portföy tercihlerinden, yani ters para ikamesinden kaynaklandı" dedi. Şimşek, yüksek enflasyonun karşı karşıya oldukları en önemli makro dengesizlik olduğunun da altını çizdi.
Şimşek, "Para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha belirginken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor. Kira ve eğitim grubundaki yıllık artışlar ve kiralardaki yüzde 25’lik tavan uygulamasının kalkması enflasyondaki düşüşü sınırlamıştır. Enflasyondaki katılıkların giderilmesi zamana yayılsa da, ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son 2,5 yılın en düşük seviyesine gerilemesi bu konudaki olumlu gidişata işaret ediyor” ifadelerini kullandı.
Fiyat istikrarının sağlanması için ne gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayan Şimşek, "Çünkü çiftçi, esnaf, işçi, asgari ücretli, memur, emekli yani tüm vatandaşlarımızın alım gücünü kalıcı olarak ancak fiyat istikrarı ile artırabilir ve gelir dağılımını iyileştirebiliriz. Fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur. Enflasyondaki düşüş ve destekleyici küresel koşullarla birlikte, gelecek yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede göreli bir toparlanma öngörüyoruz” açıklamasını yaptı.
Gelir politikalarında hedeflerinin vergi adaletini daha da güçlendirmek olduğunu yineleyen Şimşek, şunları kaydetti: “Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor. Toplam vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip üçüncü ülkeyiz. Vergi yükü ortalaması OECD’de yüzde 34, AB’de ise yüzde 41,2 seviyesindedir. Dolaylı vergi yükünün çok yüksek olduğu yönündeki kanaat de doğru değildir. Vergi sistemimizdeki temel sorun dolaysız vergilerin yeterli düzeyde olmamasıdır.”