Berlin yönetimi Türkiye'yi yaptırımla tehdit ederken, rakamlar 'Sen de kaybedersin' mesajı veriyor. Alman şirketlerinin Türkiye yatırımları, dış ticaretimiz ve 5 milyonluk Türk diyasporasının finansal gücü Almanya için işlerin kolay olmadığını gösteriyor. Kısacası, 50 yıl önce gurbetçilerimizin yollayacağı parayı gözleyen Türk ekonomisi için artık her şey çok farklı.
Berlin yönetimi siyasal ve ekonomik önlemleri işaret ederek, Türkiye'yi tehdit etse de rakamlar bunun fazla kolay olmadığını gösteriyor. Sanayi devi Alman şirketlerinin Türkiye yatırımları, pazar satışları, dış ticaret rakamları, uygulanacak olası yaptırımlarda Almanya'nın da kaybedeceğini gösteriyor. Üstelik Almanya’daki 5 milyona yakın gurbetçimizin yatırım ve finansal gücü Berlin yönetimine karşı Türkiye'nin elini güçlendiriyor.
Almanya uzun yıllardır, Türkiye'nin bir numaralı ticari partneri, bu nedenle Türkiye rahatça 'Benimle beraber sen de kaybedebilirsin' mesajı verebiliyor. 2016'da 35.4 milyar dolar olan dış ticaret hacmimiz, ocak - mayıs döneminde 14 milyar dolar civarında gerçekleşti. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, ilk 6 ayda Türkiye, Çin’e 10 milyar dolar, Rusya’ya da 8.2 milyar dolarlık dış ticaret açığı verirken, Almanya’ya karşı bu rakam sadece 1.9 milyar dolar. Çin gibi agresif ihracatçı bir ülkeye ve Rusya gibi enerji ihracat devine karşı ticaretimizde dengesizlik varken, Almanya ile bu durum sürdürülebilir durumda. Yedek parça, ara mal ve kimyevi ürünler ithalatımızda Almanlar öne çıksa da ihracatımızda sadece tekstil ürünleri yer almıyor. Bu ülkeleye sattığımız mallar arasında bazı motorların parçaları, binek otomobilleri ve karayolu taşıtları için aksam, parça ve aksesuarlar bulunuyor.
DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, Alman firmalarının ülkemizde 100 yılı aşkın süredir yatırımlarının olduğunu, 50 yıldan fazla Türklerin Alman ekonomisine katkı sağladığını söylüyor. Vardan, "Birçoğu DEİK üyesi olan Alman şirketlerinin yetkilileriyle görüştüğümüzde, Türkiye’den vazgeçmek şöyle dursun, yatırım kararlarında hiç bir değişiklik olmadığına şahit olmaktayız. Bu hususun altını, şu ortamda bilhassa çizmek isteriz” bilgisini veriyor.
Almanya'ya karşı en önemli kozlarımızdan biri de ülke ekonomisine katkı sunan 5 milyonluk Türk nüfusu. Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) rakamlarına göre, Almanya’da 100 binden fazla Türk kökenlilerin kurduğu firma bulunuyor ve yılda 50 milyar avroluk ciroları var. ATİAD Başkanı Aziz Sarıyar, 8 milyar avro'dan fazla yatırımı olan gurbetçi şirketlerinin yıllık 50 milyar avro ciro katkısı yanında 500 bin kişiye istihdam sağladığını belirtiyor. Sarıyar, Türk girişimcisinin Almanya için önemini şöyle anlatıyor: “Ülkede kurucu veya sahiplerinin yaşlanmasından dolayı ikinci nesle devredilemeyecek durumda 100 bin şirket önümüzde 3 yılda satılacak. Burada da Türk girişimcileri önem kazanıyor.”
1970'li yıllarda kitleler halinde ekmek parası için Almanya'ya göç eden Türkler, o dönemde gönderdikleri paralarla aynı zamanda Türkiye ekonomisinin can simidi olurken, şimdi durum tersine döndü. İkili ekonomik ilişkilerde, önemli bir unsur olarak Almanya'daki Türk nüfusu gösteriliyor. Türk kökenli vatandaşların Alman bankalarında 100 milyar avroluk bir birikimi olduğu belirtiliyor. Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın yüzde 100 iştiraki olan KT Bank AG’nin Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Kudsi Arslan, şunları kaydetti:
“Para transferlerine baktığımızda önceki yıllarda çok sayıda transfer Almanya’dan Türkiye’ye yapılıyordu. Artık birinci ve ikinci kuşağın Türkiye’de yaptığı yatırımlar, buradaki üçüncü ve dördüncü kuşağı besler duruma geldiği için Türkiye’den Almanya’ya yapılan transfer hacmi Almanya’dan Türkiye’ye yapılan hacmin 3 katına ulaşmış durumda.”
