Elazığ'daki 6,8'lik depremin ardından hasar gören binalarda yapılan incelemelerde şaşırtan detaylar ortaya çıktı. Çok sayıda binanın 2005 yılında yasaklanan elle üretilmiş betondan yapıldığı tespit edilirken, bazı binalarda ise numune alımı esnasında betonun parçalandığı görüldü. Bölgedeki hasarlı binalarda inceleme yapan inşaat mühendisleri ise; kolonların içinden yumruk büyüklüğünde taşların dahi çıktığını belirtirken, 2005 sonrası yapılarda ise ağır ve orta hasarlı binanın yer almadığına dikkat çekiyor.
Ocak ayının son haftası Elazığ'ın Sivrice ilçesinde meydana gelen ve 41 kişi hayatını kaybetmesine yol açan 6,8 büyüklüğün depremin ardından bölgedeki incelemeler de devam ediyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından il genelinde şu ana kadar yapılan hasar tespit çalışmaları kapsamında 8 bin 396 binada ağır, bin 492 binada orta, 17 bin 21 bina da ise az hasar tespit edildi.
ÇARPICI SONUÇLAR ÇIKTI
Hasarlı binaların tespiti ve acil yıkımı gibi kritik konular için özel olarak geliştirilmiş mobil laboratuvar ve insansız hava araçları ile yürütülen süreçte, yıkılmış veya ağır hasar almış binalardan alınan numunelerden çok çarpıcı sonuçlar çıktı. Elazığ'daki deprem sonucu hasar gören binaların büyük çoğunluğunda, gerekli olan malzeme ve tekniğin kullanılmadığı tespit edilirken özellikle taşıyıcı kolonların içerisinden çıkan yumruk büyüklüğündeki taşlar ise görenleri şaşırttı.
ELLE ÜRETİLEN BETON KULLANILMIŞ
Türkiye Hazır Beton Birliği'nden edinilen bilgilere göre; yıkılan veya ağır hasar gören yapılara yönelik yapılan incelemelerde yıkım nedenlerinin başında elle üretilmiş beton geliyor. Şantiye ortamında ilkel yöntemlerle üretilen bu betonların yıkanıp elenmemiş dere agregasıyla yapılmasından kaynaklı numune alınan birçok yapının betonunda 40-50 mm’lik çok iri malzemelere rastlanıldı.
DEMİRLERİN ÇAPI VE MİKTARI YETERSİZ
Depremde yıkılan binaların tasarım ve yapımında mühendislik hizmeti almamış olmasının daha önceki depremlerde olduğu gibi Elazığ’da da yıkım nedenleri arasında çok önemli bir yere sahip iken hasar gören binaların neredeyse tamamında donatıların nervürsüz düz çelik olduğu, çaplarının ve miktarlarının da yetersiz olduğu görüldü.
- Yapılan incelemelerde deprem performansı açısından çok kritik olan ve boyuna donatıları saran etriyelerin miktarının ve aralıklarının yetersiz olduğuna da değinilirken, etriye sıklaştırmalarının yapılmadığı, uçlarının da doğru kıvrılmadığı tespit edildi.
KOROZYON TESPİT EDİLDİ
Hasarlı binalarda yapılan tespitlerde dikkat çeken detaylardan biri de yapılardaki donatıların korozyana uğramış olması olarak öne çıktı. Beton örtüsü kalınlığının yeteri oranda olmamasından kaynaklı ortaya çıkan korozyonun Elazığ gibi havadaki rutubet seviyesinin düşük olduğu bir şehirde ciddi anlamda risk teşkil ettiği belirtildi.
BİTİŞİK BİNALAR HASARI ARTTIRDI
2005 SONRASI AĞIR VE ORTA HASAR YOK!
Bölgedeki hasarlı binalarda inceleme yapan Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Kürşat Esat Alyamaç ise yenisafak.com'a yaptığı açıklamada, 2005 yılı sonrası yapıların depremde orta ve ağır hasar almadığını bunun nedenin ise söz konusu yılda Elazığ'da kurulan yapı denetim müdürlüğü olduğunu açıkladı. 2000-2006 yılları arasında ise nadir de olsa ağır hasarlı bina bulunduğunu kaydeden Alyamaç, sıkıntılı konutların büyük çoğunluğunun 2000 öncesi yapılar olduğunu belirtti.
YUMRUK BÜYÜKLÜĞÜNDE TAŞ ÇIKTI
İnceleme yaptıkları binalarda betonla ilgili çok sayıda sıkıntı olduğuna da vurgu yapan Alyamaç, beton içindeki tane dağılımının standartlara uygun olmadığını hatta yumruk büyüklüğünde taşların çıktığını belirtirken, incelemelerde beton sıkılaştırmanın ise yapılmadığının görüldüğünü kaydetti.
- Alyamaç beton tarafındaki sıkıntıların yanı sıra demir donatısında ve yapısal durumlarda da ciddi anlamda uygunsuzlukların var olduğunu vurguladı.
SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR
Öte yandan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Elazığ'da can kayıplarının yaşandığı bazı binalar ile ilgili başlattığı soruşturma da devam ediyor.
Söz konusu binalardan alınan numuneler ışığında yürütülen soruşturma kapsamında bir takım ihmallerin tespit edilmesi halinde, sorumlular Türk Ceza Kanunu’nun 85.maddesi gereği bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan ağır ceza mahkemelerinde 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile yargılanabilecek.