Körfez ülkelerinin ABD’deki trilyon dolarlık varlıklarına el koyma planının yasal alt yapısı yaklaşık 2 yıl önce oluşturuldu. Ekim 2016’da yasalaşan ve “11 Eylül” tasarısı olarak bilinen “Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası”; ABD mahkemelerinde açılacak davalarda, tazminat teminatı olması nedeniyle bu varlıklara el koyma ve dondurma hakkı veriyor. Suudi Arabistan’a 11 Eylül saldırılarından dolayı dava açılmasına imkân tanıyan tasarı ABD Senatosu’nun ardından Temsilciler Meclisi’nde de 3’te 2 çoğunlukla kabul edilerek yasalaşmıştı. Suudi Arabistan; “büyük gaspın alt yapısı” olarak nitelendirilen bu hazırlığa büyük tepki gösterse de aradan geçen yaklaşık iki yılda herhangi bir adım atmadı.
Suudi yetkililer, bu konu gündeme geldiğinde; düzenlemenin yasalaşması halinde ABD’de bulunan yatırımlarını geri çekeceklerini duyurmuştu. Aynı günlerde Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, “Tasarının onaylanması, yüz yıllardır uluslararası ilişkilerde etkin bir gelenek olan ‘egemenliğin dokunulmazlığının zayıflatılması’ ilkesine karşı çıkan ülkeler nezdinde büyük bir endişe kaynağı olmuştur” açıklaması yaparak tepkiyi yumuşatmaya çalışması dikkat çekmişti.
Suudi yatırım çevreleri ise alınan bu kararla birlikte ABD’de bulunan yatırımların artık güvende olmadığının ortaya çıktığını vurgulamışlardı. Suudi Arabistan özelinde ele alığımız bu durum ABD’ye yatırım yapacak diğer ülkelere de örnek olacak nitelikte. Yatırımcı güvenine tamamen aykırı bir adım olarak tanımlanabilecek Ekim 2016’daki düzenlenin ardından; ABD’den ciddi miktarda Arap sermayesinin çıkması bekleniyordu.
Ancak aradan geçen sürede; Suudi Arabistan ABD tahvillerini elden çıkarmak yerine portföylerindeki ABD varlıklarının miktarını arttırdı. Bu durumda herkesin merak ettiği konu Suudilerin Amerika’da ne kadar parası olduğudur. Nisan 2016’da yoğun bir şekilde dünya kamuoyunda tartışılan bu konuyla ilgili ABD Hazine Bakanlığı tarihinde ilk kez bir açıklama yaparak dikkatleri dağıtmaya çalıştı. Suudilerin “paramızı çekeriz” şantajı üzerine ABD Hazine Bakanlığı, Suudilerin ABD’deki borç senetlerini 123 milyar dolar olarak açıkladı. Resmi olarak telaffuz edilen bu rakam pek inandırıcı gelmedi. Körfez ülkelerinin 4 trilyon dolar olarak ifade edilen ABD ve İngiltere’deki yatırımlarının yarısının Suudi Arabistan’a ait olduğu belirtiliyor.
Geçen yıl Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın gözaltına aldırdığı 13 prens 800 milyar dolarlık bir zenginliğe sahip. Bu prenslerin ABD tahvil piyasasına ne kadar para yatırdıkları bilinmiyor. Ancak “Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası”nın yasalaşmasının ardından hapse atılan 13 prensin hesaplarına el koyulması; ABD’deki düzenlemeye tepki olarak paraların çekilmesiyle ilintili olduğunu tahmin etmek zor değil. 13 prens ile diğer aile bireylerinin paralarını ABD’de çekmek istemişi üzerine gözaltına alındıkları kanaatini güçlendiriyor.
Gayri resmi kaynaklara göre; Suudilerin Amerika’da 750 milyar dolar ile 2 trilyon dolar arasında varlığı var. Üstelik bir de kişiler bazında Amerika’ya yapılan yatırımlar var. Bu paranın çok büyük bir kısmı hazine tahvil piyasasında tutuluyor ancak ileri teknoloji, finans, petrokimya, enerji, tekstil, makine ve hizmetler sektörlerinde faaliyet gösteren ABD kökenli şirketlerde Suudilere ait milyar dolarlık sermayesi var.