Elinde döviz olduğu halde kredi için bankaların kapısını aşındıran stokçular, piyasanın dengesini bozup ekonomiye büyük zarar veriyor. Bankalardaki döviz varlığının erimesi ve kredilerin ihtiyaç olan alanlara gitmesi için elindeki dövizi bozdurmayan stokçuya kredi verilmesin.
Döviz stokçuları kredi almaya devam ediyor. Elinde döviz olduğu halde kredi için bankaların kapısını aşındıran dolar stokçuları, piyasanın dengesini bozdukları için ekonomiye büyük zarar veriyor. Merkez Bankası’nın yaptığı düzenlemelerle ucuzlayan kredilerin yatırım ve üretim yerine döviz stokçularının eline geçmesi, yeni ekonomi modelinin meyvelerini toplamayı da geciktiriyor.
DÜZENLEMENİN ETKİSİ SINIRLI KALDI
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), 24 Haziran 2022 tarihinde yaptığı düzenlemeyle bankalarda 15 milyon lira ve üzeri döviz varlığı olan veya şirketin cirosu ile aktif büyüklüğünün yüzde 10’undan fazla dövizi bulunan firmalara TL cinsinden kredi kullandırmama şartı getirdi. Bu düzenlemenin üzerinden yaklaşık 3,5 ay geçti ancak bankalardaki döviz stokunda kayda değer bir gerileme olmadı.
SADECE 2 MİLYAR DOLAR GERİLEDİ
24 Haziran’da 236 milyar 764 milyon dolar olan bankalardaki döviz stoku, 30 Eylül itibariyle 234 milyar 808 milyon dolara geriledi. Aradan geçen 3,5 ayda sadece 1 milyar 956 milyon dolarla sınırlı kalan bankalardaki döviz stokunun düşürülmesi için daha sıkı tedbirlerin alınması şart. Bu nedenle; bankalardaki döviz stokunun erimesi ve kredilerin ihtiyacı olan alanlara gitmesi için elindeki dövizi bozdurmayana kredi verilmemeli.
ŞAHIS HESAPLARI DA KAPSAMA ALINSIN
BDDK’nın 24 Haziran tarihli düzenlemesinin etkisini göstermesi için dile getirilen bir diğer öneri ise düzenlemeye, şahıs hesaplarını da kapsayacak şekilde ‘grup riski’ kuralının eklenmesi. Çünkü; bazı büyük firmalar; “Borcum var, onun için döviz bulunduruyorum” diyerek piyasadan çektikleri dolarların önemli bir kısmını kayıt dışına çıkararak kasalara taşıyor. Hem kayıt dışına çıkarılan paranın izini sürerken, hem de bankaların kredi kullandırırken “grup riski” kuralını işletmesinin önemine dikkat çekiliyor. Aynı gruba ait şirketlerin birbiriyle olan organik bağı ve şirketlerin ortak ve yöneticileriyle olan parasalı ilişkisi, BDDK düzenlemesinin kolayca bypas edilebileceğini gösteriyor.
PİYASAYI BOZAN FIRSATÇILARA ÇANAK TUTUYORLAR
Servetine servet katan döviz stokçularına kredi verilmesi; yatırım, üretim, istihdam ve ihracata gitmesi gereken kaynağın amacı dışında kullanılması anlamına geliyor. Aldıkları kredilerle dövizi alıp kasasına koyan firmalar, para piyasasını mayınlarla dolu bir alana dönüştürdükleri gibi, TL’yi zayıf düşürüp piyasanın dengesini bozuyor. Doların yükselmesine neden olan stokçuları, fırsatçıların fahiş zamlar yapmasına da çanak tutuyor.
ŞİRKET DÖVİZLERİ DE AYNI KİŞİLERDE
Resmi rakamlara göre bankalarda yaklaşık 8 trilyon liraya yakın para var. Bunun yarısından fazlası, yani 234 milyar dolara yakın para, bankalarda döviz olarak duruyor. Bu 235 milyar doların 145 milyar doları şahıslara, 84 milyar doları da şirketlere ait. Üstelik döviz stokunun çok büyük bir bölümünü elinde tutan şahıslardan bazıları aynı zamanda büyük miktarda döviz bulunduran şirketlerin de sahipleri.
KUR KORUMALI OLMASAYDI
Aralık 2021’de Türkiye ekonomisini hedef alan dolar stokçuları, bir ayda doları 9 liradan 18 liranın üzerine çıkardı. Ekonomiyi uçurumun kenarına getiren bu spekülatif döviz hareketliliğinde hükümet, dolara olan talebi önlemek için Kur Korumalı Mevduat hesabı uygulamasını başlattı. 20 Aralık 2021’de duyurulan Kur Korumalı Mevduat açıklamasının ardından dolar 12 liraya kadar geriledi. Rusya Ukrayna Savaşı başlayana kadar şahıslar 5 milyar dolar, şirketler de 15 milyar dolar döviz bozdurdu. Savaşın başlamasıyla döviz stokçuları yeniden harekete geçti.
3 AYDA 55 MİLYAR DOLAR ALDILAR
Bazı şirketler, savaş başladıktan sonra ucuz kredi çekip, bu parayla ihtiyaçlarından fazla dolar alıp stokladı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun açıklamasına göre; firmalar 24 Şubat’tan Haziran'a kadar 55 milyar dolarlık döviz aldı. Aldıkları dövizin bir kısmıyla ithal ham madde alsalar da firmalar, aldıkları ucuz kredilerle aldıkları 10 milyar dolar alıp hesaplarında stokladı. Yani döviz stokçusu bazı firmalar, ihracat için dağıtılan ucuz kredilerle döviz aldı. Stokçuların bu oyunu, Kur Korumalı Mevduat sayesinde 13-14 lira bandında tutulan doları yeniden tırmandırdı.
ŞİRKETLERİN DÖVİZ İHTİYACI 30 MİLYAR $
- Hammadde ve nihai ürün ithal eden şirketlerin iki aylık ithalat ödemeleri için hesaplarında 30 milyar dolar olması ihtiyacı karşılarken, bu şirketler ellerinde 80 milyar dolar tutuyor. Bu durum; üretime ve yatırıma gitmesi gereken kredilerin döviz stokçularına gitmesi sonucu oluştu. Üstelik stokçular döviz aldıkça Türk lirası daha çok değer kaybediyor ve Türkiye’nin dış ticareti açık veriyor. Böylece ihtiyaç duyduğumuz her şey daha pahalı hale geliyor ve enflasyonla alım gücü düşüyor.
OTURDUKLARI YERDEN KAZANMA PEŞİNDELER
- 2021’de dolar 8 lira, enflasyon da %19’du. Stokçular dolar aldıkça dolar kuru 13’e, enflasyon da kur geçirgenliği sebebiyle %36’ya çıktı. Onlar dolar aldıkça dolar değerlendi ve hiçbir şey üretmeden para kazandılar. Son bir yılda dolar kuru %100’den fazla artarken, enflasyon da %80’e ulaştı. Yani döviz stokçuları oturdukları yerde servetini ikiye katladı; vatandaşsa, iki kat daha fakirleşti. Yani üretim için verilen kredilerin döviz stokçularına gitmesi, halkı yani bizi, daha da fakirleştirdi.
TABLO ORTADA
- Hazirandan bu yana şahıs hesaplarındaki döviz miktarı yaklaşık 5,5 milyar dolar azalırken, şirketlerin hesaplarındaki döviz ise 3,4 milyar dolar arttı. Resim kuruluşların hesaplarındaki döviz miktarında kayda değer bir fark oluşmazken, bankalardaki toplam döviz mevduatındaki azalma düzenlemeden bu yana sadece 1,9 milyar dolarla sınırlı kaldı. Bu tablo ya bankaların BDDK düzenlemesine uymadığını ya da BDDK’nın koyduğu kuralın yetersiz kaldığını gösteriyor.