İtalya Parlamentosu'nun 1915 olaylarıyla ilgili "sözde Ermeni soykırımı" iddialarını içeren bir önergeyi kabul kararı Türkiye’den çok sert tepki görürken, son dönemlerde özellikle bazı ülkelerin ‘Ermeni kartını’ yeniden kullanması dikkatlerden kaçmadı. İtalya ve Fransa şirketlerinin Doğu Akdeniz’deki ortaklıklarına ve adımlarına dikkati çeken uzmanlar, nihai amacın Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminde zora düşürmek ve mümkünse dışında bırakmak olduğunun altını çizdi.
Yabancı ülkelerin ‘Türkiye’yi zorda bırakmak’ adına başvurdukları hamlelerin neredeyse başında gelen sözde Ermeni soykırımı, son yıllarda kimi ülkelerin kendi iç siyasetlerinin de bir numaralı konusu oldu. Fransa’nın ardından İtalya’nın da bu yönde adım atması ve sözde iddiaları içeren bir önergeyi kabul etmesi ‘Neler oluyor?’ sorusunu da beraberinde getirdi.
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, İtalyan Meclisi’nin Ermeni soykırımına ilgili önergeyi kabul etmesini Akdeniz’deki gelişmelerle birlikte okumak gerektiğinin altın çizerek, bu kararın, Fransa’nın iki ay önce aldığı benzer kararla aynı amacı taşıdığına dikkati çekti.
Fransa ve İtalya ihtilaflı bölgede arama yapıyor
“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, geçen Ekim ayında Fransız, İtalyan ve Amerikan enerji devleri Total, ENİ ve ExxonMobil’e Kıbrıs‘taki 7’inci parselde petrol ve doğal gaz rezervlerini araştırmak üzere çağrıda bulunmuştu” bilgisini paylaşan Kumbaroğlu, şöyle devam etti:
“Fransız Total ve İtalyan ENİ çağrıya olumlu cevap vererek 7 numaralı parselde sondaj için lisans başvurusunda bulundular. Oysa 7 numaralı sözde ruhsat sahası ihtilaflı bir alan. Bu sahanın önemli bir bölümü, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının BM nezdinde de kayda geçirilen dış sınırlarının içinde yer alıyor.
Karadaki enerji savaşları denize sıçradı
Fransa ve İtalya, 7.parselde sondaja başlamanın arifesinde Türkiye’ye karşı cephe oluşturma derdine düşmüş gözüküyor. Bu arada İtalya ile Fransa arasında da bir kriz dönemi içindeyiz. Eskiden karada gördüğümüz enerji oyunları artık Akdeniz’e taşınmış durumda. ABD’nin GKRY 7.parsel davetine olumlu cevap vermediği, ihtilaflı olmayan 10.parselde arama yaptığını da belirtmekte fayda var.
Bu nedenle Türkiye için Akdeniz’de ABD ile karşı karşıya gelme riski bu aşamada görmüyorum. Aksine, ABD ve İsrail ile Akdeniz’de kuracağımız enerji işbirliği bu şartlarda daha stratejik bir hamle olabilir. Türkiye’nin bu yönde atacağı bir adım İtalya, Fransa ve Rum Yönetimi’nin de Türkiye karşıtı çabalarını boşa çıkarır.”