Son yıllarda Türkiye’nin ulaşım ve alt yapı yatırımlarında Güney Koreli şirketler ön plana çıkmaya başladı. Yavuz Sultan Selim, Avrasya derken şimdi de Çanakkale Köprüsü, Korelilerin de içinde bulunduğu konsorsiyum tarafından 10.3 milyar liraya inşa edilecek. Güney Kore bugün, 1.4 trilyon dolarlık ekonomisi, 509 milyar dolarlık ihracatı ve küresel markalarıyla göz kamaştırıyor. CIA Fact Book verilerine göre, Koreli firmaların küresel doğrudan yatırım miktarı 2016’da 318 milyar dolar oldu. Doğrudan yatırımlar için yeni pazarları takip ediyorlar.
Türkiye, bu alanda öne çıkan ülkelerin başında gelirken, onların gözünde her zaman ayrı bir yerde. Bugün her Koreli şirket için Türkiye potansiyel bir yatırım bölgesi olduğu kadar, ‘Kardeş ülke’ durumunda. Asya devi, özellikle teknoloji ve otomotiv yanında altyapı yatırımlarında da öne çıkıyor. Önceki yıllarda Japon firmalarının ağırlıkta olduğu köprü, tünel gibi önemli projelerde Güney Kore atağı söz konusu. Bu artan ilginin nedenlerini onlardan dinledik.
Yıl 2002, tarih 29 Haziran. Türkiye ve Güney Kore milli takımları, Dünya Kupası’nda karşı karşıya geliyor. “O gün ülke adeta ikiye bölündü. Korelilerin yarısı Türkiye yarısı da kendi takımlarını destekledi bu daha önce yaşamadığımız bir şeydi” bu sözler Kore Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Cha Youngcheol’a ait. Çünkü bu tarihi maç, onun için de unutulmaz bir an. Kore Savaşı sonrası kardeşliğe dönüşen iki ülke ilişkileri her zaman farklı bir yerde. Başkonsolos, her Korelinin hayatında en az bir kez Türkiye’yi ziyaret etmek istediğini paylaşıyor. Youngcheol, iki ülke diplomatik ilişkilerinin 60’ıncı yılı olduğunu da hatırlatıyor.
Koreli firmaların, Türkiye’nin stratejik önemine ve potansiyeline güvendiğini belirten Cha Youngcheolm, “Altyapı projelerinin büyük ve karlı olması bizler içi öncelikli, Yakın coğrafyalardaki ikili ilişkileri çok önemli. Batıya, Orta Doğu ve Afrika’ya açılan kapı. Tabi sadece altyapı açısından da düşünmemek lazım ben sadece örnek verdim, teknoloji alanında ciddi girişimler söz konusu.”
Güney Kore’nin son yıllarda ‘Demirden İpek Yolu’ olarak bilinen Çin’in ulaştırma yatırımlarına dikkat çekiyoruz. Bu konuda Çin ile Avrasya rekabetini sorunca şu cevabı alıyoruz: “Bahsettiğiniz ulaşım sistemleri küresel açıdan önemli. Koreli şirketler de Türkiye’yi yatırım için önemli görüyor. Ancak biz özellikle teknoloji yatırımları ile öne çıkıyoruz. Güney Kore, özellikle IT (Information Technology-Bilgi Teknolojisi) potansiyeline güveniyor. Samsung, LG gibi firmalar bunlardan birkaçı. İlgimiz sadece altyapı değil. Biz Çin’in mevcut projesine ‘Yeni İpek Yolu’ diyoruz. Çin, Pekin’i Avrupa’ya Türkiye üzerinden bağlayacak. Ancak Koreliler yani bizler, yüksek teknoloji ile Türkiye’ye bağlanmak istiyoruz. Yani ‘Dijital İpek Yolu’ diyebiliriz.”
Hyundai Assan Başkanı ve CEO’su Mong-Hyun Yoon, "Türkiye ikinci vatan gibidir. Savaş sırasında bizim için yaptıklarınızı unutamayız” diyor. Yoon, Mevlana ile tanışmasıyla değişen hayatını şöyle anlatıyor: “Kore’deyken de Mevlana hakkında bilgiye sahiptim. Türkiye’ye gelince öğütlerini daha çok irdeleyip, 7 öğütünü iş hayatımda da uygulamaya çalışıyorum. Rumi’nin hayata bakış açısını hep aklımda tutuyorum. Çalışanlarımızla birlikteyken akarsu gibi olmaya, müşterilerimizin karşısında da güneş gibi olmaya çabalıyorum.”
Korelilerin Türkiye sevgisinin önemli bir kısmı duygusal bir hikayede gizli. 1950-1953 yılları arasındaki Kore Savaşı'nda Türklerin yaptıklarını asla unutamıyorlar. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 5 bin 90 kişilik tugay Pusan limanına ulaşır. Türk askeri, Koreliler için savaşmak yanında yetim çocuklara da sahip çıkar. Türk birliği, Suwon’da açtıkları okula ‘Ankara okulu’ adını verir.