Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya'nın Seyhan Caddesi'nde düzenlenen toplu açılış töreninde hitap etti. Anayasa değişikliğine karşı çıkanlara tepki gösteren Erdoğan "Yalanlarına bakmayın. Bu milletin cebinden paraları çalanlar, haketmedikleri gücü kullanarak kendilerine paralel iktidar kuranlar için 16 Nisan elbette kabus günüdür" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya'nın Seyhan Caddesi'nde düzenlenen toplu açılış töreninde hitap etti.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Meclisimizi, Emniyet teşkilatımızın binalarını, Cumhurbaşkanı Külliyemizi bombaladılar. TÜRKSAT'ın binasını bombaladılar. Ankara'da, İstanbul'da vatandaşlarımıza ateş açtılar. F-16'larla bombaladılar, helikopterlerle taradılar. Ancak tüm alçaklıklarına rağmen Türkiye'yi teslim alamadılar. Ülkemizi bu hainlere bırakmadık. Milletimizle bir olduk, darbecilerin karşısına dikildik. Türkiye'nin tarihinde ilk defa milletiyle birlikte olan Cumhurbaşkanı, hükümeti, meclisi sayesinde bir darbe girişimi akamete uğratıldı. Türk Milleti istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıkacağını içirdeki ve dışarıdaki tüm müstevlilere gösterdi. Antalya'nın da bu demokrasi mücadelesinde ön saflarda yer aldığını biliyorum.
O FETÖ terör örgütü bu milleti teslim alamadı. Bir tarafta bayrağımız, öbür tarafta şehitlerimiz. Öyle durup dururken bu topraklar vatan olmadı. Antalya, bilesiniz ki, Cumhurbaşkanınız beşer planında bugüne kadar kimsenin önünde eğilmedi. Biz ancak Rabbimizin karşısında, rükuda eğiliriz, secdede eğiliriz. Bundan sonra da inşallah bu yolculuğumuzu hep beraber böyle yürüteceğiz. Buradan bir kez daha tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. O gece 2 bin 193 gazi ve 249 şehidimiz oldu. Allah razı olsun. Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Uğruna ölmeyi göze alan kahramanlar olduğu sürece kimse bu ülkeyi bölemez, birliğimizi, beraberliğimizi bozamaz. İşte 16 Nisan halk oylaması bunun için çok önemli.
- Biz yönetim sistemimizi kendi keyfimiz için değil, ülkemizin ve milletimizin geleceği için değiştiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki SSK'yı ne hale getirdiğini bu millet iyi biliyor. Bakıyorsunuz, akşam başka, sabah başka konuşuyor. Dikili ağaçları yok. Bizim 14 senede neler yaptığımız ortada. Bizim IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı. 8 ay memuruna maaş ödemeyen devlet vardı. Biz geldik maaşları takır takır ödemeye başladık ve IMF'ye dedik ki, son katıldığım Davos'ta IMF'nin başkanına "Siz bizi siyaseten idare etmeyeceksiniz dedim. Verdiğiniz borcu bizden taksit taksit alacaksınız. Bizi idare etmeye kalkarsınız kusura bakma, TC'nin Cumhurbaşkanı benim, siz değilsiniz" dedim. 2013'te borcumuzu kapattık. Ardından bizden onlar borç istedi.
Bunlar Türkiye'yi nasıl bir boyunduruk altına almışlar bunu bilin. Bütün bu pisliklerin hepsini biz temizlemek mecburiyetinde kaldık. Bizden öncekiler yapamadı. Ana muhalefetin başındaki zat SSK'nın başındaydı. O zaman hastanelerin hali neydi? 40 yaş üstü herkes hastanelerin halini bilirler. Sağlıklı gir, hasta çıkarsın. İlacını alamıyordun. Doktor reçete yazıyor, yarısı var yarısı yok. Olmayanlar için akıl veriyor, onu da gidin başka yerlerden paranızla alın. Biz geldik ne yaptık? Bütün hastaneler bir defa devletin olacak dedik. Hastanelerin hepsini devletleştirdik. Sendikalar olmaz dediler, kusura bakmayın, bunların hepsi devletin sizin değil dedik. Kararı verdik, yasal düzenlemeleri yaptık, adımı attık. Şu anda memur işçi ayrımı var mı, yok. Hatta hatta isteyen özel hastanelere gidiyor mu?
- Dedik ki, bu da yetmez, benim bir sevdam var, Sağlık Bakanımıza dedim ki, süratle şehir hastaneleri kuracağız dedim. Çünkü Türkiye'nin 81 vilayetinde hastane var fakat bizim derdimiz başka. Biz Kanuni'nin torunlarıyız. Öyle ise şehir hastanelerini kuralım ki, dünyanın dertlisi buraya gelsin, dünyadaki hastalar da buraya gelsin. İlk önce Mersin Şehir Hastanesi'ni açtık, ardından Yozgat, dün Başbakanımız Isparta Şehir Hastanesi'ni açtı. Devam edeceğiz. Bir defa tüm büyük şehir hastanelerimizin tamamında olacak. İnşallah Antalyamızda da böyle bir şehir hastanemiz olacak.
Türkiye bu istikrarlı büyüme sürecini devam ettirirse inşallah 1991'den bu yana dediğiniz hükümet modeli ile yönetilmiş olsaydık şu anda bulunduğumuz yerin tam iki katı daha ileride olacaktık. şu anda kişi başına düşen milli gelirimiz 11 bin dolar. Teslim aldığımız zaman 3 bin 500. Nerede olacaktık? 22 bin dolar olacaktık, fena mı olurdu. Siz anayasa değişikliğine karşı çıkanların yalanlarına bakmayın. Bu milletin cebinden paraları çalanlar, haketmedikleri gücü kullanarak kendilerine paralel iktidar kuranlar için 16 Nisan elbette kabus günüdür.
- 16 Nisan'da evet dediğinizde yeni hükümet sisteminin en önemli kazanımı istikrardır güvendir. Hepsi de şu an rahmetli rahmana kavuşan Erbakan, Türkeş, Özal, Demirel ve Yazıcıoğlu gibi kişilerin söyledikleri hep istikrar ve güven olmuştur. Birçoğu ile görüşmelerim olmuştur, hepsi de istikrarı özellikle tavsiye etmişlerdir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerine baktığımızda başarılarını hep istikrara borçlu olduğunu görürsünüz.
Yeni sistemle birlikte başarısız liderlerin koltuklarını koruma şansı kalmıyor. Sıkıntı oradan geliyor. Siyasi parti ve bürokrasilerde yenilenmenin önü sürekli açık oluyor yeni sistemde. 18-25 yaş arasındaki gençlere seçilme imkanı verilmesi bu değişimi daha da hızlandıracak. Ama bu ana muhalefeti niye rahatsız ediyor. Gazi Mustafa Kemal Cumhuriyeti gençlere emanet etmemiş miydi? Sayın Kılıçdaroğlu sen Gazi Mustafa Kemal'in partisinin başında değil misin? O zaman Gazi Mustafa Kemal'e neden ihanet ediyorsun? Bak şimdi ters düştün. Türkiye'mizin geleceğini biz gençlerimize emanet ediyoruz. Bu sistemle vaseyet odakların gücü kırılıyor. Parlamenter demokrasi aslında bir vesayet sistemidir. Şimdi bu sistemin beli kırıldığı için rahatsız oluyorlar.
- Cumhurbaşkanı öyle iddia edildiği gibi layüsel değil. Anayasa ve yasalarla sınırlı bir haraket alanına sahip. Şu anda ben Cumhurbaşkanı olarak çok daha rahatım. Ama yeni sistemde öyle olmayacak. Yeni sistemde sorgulanabilecek. Sorgulandığın sürece daha ideal bir çalışma ortaya koyarsın. Suç işlemesi halinde Cumhurbaşkanı yargılanmak üzere Meclis tarafından Yüce Divan'a dahi gönderilebiliyor.
Seçimlerde doğrudan hesabı soracaktır millet. Ne yapacaktır, sen başaramadın diye diğer adayı işbaşına getirecektir. Kılıçdaroğlu 7 kez seçim kaybettin hala oradasın. Ama burada duramazsın. Burada kaybettiğin zaman gönderirler. Yeni sistemde milletvekilleri hükümet tarafından kendilerine gönderilen kanun tasarılarıyla değil kendi hazırlayacakları kanun teklifleriyle Meclis'i çalıştıracaklar. Cumhurbaşkanı sadece bütçe ile ilgili kanun tasarısı haricinde kanun tasarısı hakkı yok. Milletvekili adaylarının seçmenlerini daha iyi temsil eden isimlerden temsil edilmesi gerekir.
Siyasi risklerin azalmasıyla döviz kuru, faiz, enflasyon gibi ekonomi politikası araçları daha kolay kontrol altına alınabilecek. Biz evelallah Cumhuriyet tarihinde açılan tünellerden daha fazlasını açmış vaziyetteyiz. En son Ilgaz tünelini açtık. Kastamonu'da, Ilgaz dağında. Aynı şeyi Rize-Erzurum arasında Ovit tünelini açıyoruz. Orada muhteşem bir teknoloji uygulanıyor. Göreve geldiğimizde 25 tane havalimanı vardı. Şimdi 59 tane havalimanı var. Şu Antalya Havalimanı, turistler gelip, çile üstüne çile çekerdi. Terminal binası kifayetsizdi. 1 yılı bulmadı, başladık hallettik. Gazipaşa Havalimanı için olmaz dediler, biz dedik ki olacak. Bize tünel münel dayanmaz. Daha inşa edilecek çok fabrikalarımız, kepengi açılacak dükkanımız, başı okşanacak çok yetimimiz var.
- Cumhurbaşkanı lokantaları kapatacak diyor. Muhtarlıklar, belediyeler, sendikalar kapatılacak diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yalan üstüne yalan. Yalanı bunun kadar güzel kullanan yok. Ben BM Genel Kurulu'nda konuşuyorum, ertesi gün açıklama yapıyor; Cumhurbaşkanı sanki muhtarlara konuştu diyor. Tabii muhtarlarımız bundan çok rahatsız oldu haklı olarak. Ankara'da 30-40 muhtarın olduğu bir toplantıda konuşma yapıyor. Bir muhtarımız sordu, siz sanki muhtarlara konuşuyor diyerek bizi küçümsediniz diyor. Haddimize mi, öyle bir şey olabilir mi dedi. Ey Kılıçdaroğlu yalan makinesisin. Şu ana kadar 16 bin muhtarımızla milletin evinde biraraya geldik. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde onları milletim adına ağırladım. 55 bin muhtarımızı da ağırlayacağım milletim adına. Muhtar BM Genel Kurulu'na gelmiş olanlardan aşağı değildir.
Öğrenciler okullarından, memurlar işlerinden, hanımlar altın günlerinden çıkartılmayacak. Bu işlerin Cumhurbaşkanıyla uzaktan yakından alakası yok. Kanunla kurulan kurumlar kanunla kapatılabilir. Belediyenin yetkisi olan kurumlar onların kararıyla kapatılabilir. Belediyenin, iş dünyasının kapıları kimseye kapatılmayacak.
Gelecek diyor 18 yaşındaki genç parlamentoya girecek, 2 yıl sonra emeklilik hakkını kazanacak. Yalana bak. .Biz yeni sistemi Erdoğan için değil her doğan için getiriyoruz. Bu böyle bilinsin. Hakimler, savcılar, katipler, mübaşirler, gardiyanlar, mahalle bekçileri, özel güvenlik görevlilerini Cumhurbaşkanı atamayacak. HSYK'nın 4 üyesini Cumhurbaşkanı belirleyecek. Bu uzlaşmayı getiriyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçim usülünde hiçbir değişiklik yok. Cumhurbaşkanı 5 yıllığına Anayasa Mahkemesi üyeleri 12 yıllığına seçiliyor. Hiçbir Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi'nin yapısını tümüyle şekillendiremez.
Kılıçdaroğlu kendisine 100 yardımcı, 500 tane bakan atayacak diyor. Benim milletime bu yalanları söyleme. Biz göreve geldiğimizde 36 bakandan oluşuyordu hükümet, biz 25'e indirdik. Cumhurbaşkanı bir veya iki yardımcı, en fazla bilemedin üç yardımcı ve bakan sayısı şu mevcudu belki koruyacaktır, gereğine göre azalır veya artar. Bunlar dervişin fikri neyse zikri de olur. Bunlar böyle. Akıl neyle meşgul olursa dil de onu söyler. Her ne kadar genel müdürlükten gelme olsa da anlaşılan o zat hiç devlet terbiyesi almamış. Senelerce kamuda çalışmış ama usül erkân öğrenmemiş. Demek ki milletimiz bu zata devletimiz buna temsil etse kendisi aynen böyle yapacak.
Cumhurbaşkanı partili olacak ama partizan olmayacak. Gazi Mustafa Kemal partili değil miydi, İnönü partili değil miydi? Onlar nasıl Başbakan veya Cumhurbaşkanı olarak partilerin genel başkanı oluyorsa aynı şeyi şimdi biz getiriyoruz. Önceden CHP il başkanları o ile valilik yapıyorlardı. Şimdi böyle bir iş yapılsa CHP ne der? Ama biz demokrasiyi böyle öğrenmedik. Böyle de kabul etmiyoruz. Hatta parti üyesi Cumhurbaşkanları belki genel başkanı olmaya ihtiyaç duymayacak. Cumhurbaşkanının partili olması millete karşı dürüst olmaktır.
Toplam yatırım bedeli 781 trilyon olan eserlerin toplu açılışını yapıyoruz. Hepsi de Antalyamıza hayırlı olsun.