Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde TÜBA Ödülleri Töreni'nde konuştu. Hedeflere odaklanma mesajı veren "Yeni ve büyük Türkiye'yi bilim aydınlattığı yoldan ilerletmek için çıktığımız bu yolda çok önemli mesafeler aldık. Henüz hedeflerimizin uzağındayız. Önce 2023 hedeflerimize ulaşacağız ardından 2053, 2071 hedeflerimize ulaşacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde TÜBA Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
- TÜBA Ödülleri ile 31 bilim insanımızı ödüllendiriyoruz. Bilim insanlarımızın her birini şahsım ve milletim adına ayrı ayrı tebrik ediyorum. Yeni ve büyük Türkiye'yi bilim aydınlattığı yoldan ilerletmek için çıktığımız bu yolda çok önemli mesafeler aldık. Henüz hedeflerimizin uzağındayız. Önce 2023 hedeflerimize ulaşacağız ardından 2053, 2071 hedeflerimize ulaşacağız.
Günümüzde ülkelerin ve toplumların güvenlik anlayışları köklü değişikliklere uğradı. Kendi teknolojinizi üretemiyorsanız onun kültüründe belirleyici olamazsınız. Bizim kültürümüzde dünyada iyi ve güzel olan, faydalı olan ne varsa alıp kullanıp geliştirmek vardır.
TÜBİTAK bir dönem milli yazılım sistemi arayışının ürünü olarak PARDUS'u üretti. PARDUS yaygınlık kazanamadı. Aynı şekilde Başbakanlığım döneminde kamu sektöründe F klavye kullanılması için genelge yayınlamıştık. Bunda da ciddi bir ilerleme kaydedilmediğini görüyoruz. Burada sorun bilgisayarın kendisi değil, değerler sistemidir.
Geçtiğimiz 14 yılda bilime, bilim insanına verdiğimiz desteklerle çok önemli gelişme kaydettik. Ulaşımda, boğazın gerek altından ve üstünden inşa ettiğimiz dünyada sayılı Marmaray'ımızla, Avrasya Tüneli ile, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'yle birçok projeyle kendi bilim anlayışımızı dünyanın bilim anlayışını gösterdik. Ar-Ge harcamalarımız tarihinde ilk defa 2015 yılında 20 milyar doları aştı. Ar-Ge de çalışan personel sayısı göreve geldiğimizde 29 bindi, şu anda 122 bine yükseldi.
Tarihimdeki çalkantıların, istikrarsızlıkların hepsinin arkasında cehaletin, kültürel yozlaşmanın olduğunu görüyoruz. Selçukluyu kalbinden vuran haşhaşiler bu sorundan kaynaklanmışlardır. Bu sorunla günümüzde de mücadele ediyoruz. FETÖ denilen şer şebekesi milletimizin eğitim konusundaki hassasiyetlerini istismar ederek faydalandı. Bu örgütün içinde eğitim, yargı mensupları, iş adamları... iyi eğitim almış olabilirler. Ancak kalplerini ve zihinlerini bir şarlatana kiralamış oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Bu yüzden atalarımız ilmin yanına irfanı ve hikmeti koymuşlardır.
Bizim coğrafyamızda rasathanelerde gözlemler yapılırken, şifahanelerde ameliyatlar yapılırken dünyanın geri kalanında neler oluyor çok iyi bilmemiz gerekir. İslam gelişmeye manidir diyenler, İslam gelişmeyi, terakkiyi emreder örneklerini asla gündeme getirmezler. Şayet biz kendimizi bilmezsek, bize ne olduğumuzu anlatmaya bunun sınırlarını çizmeye çalışırlar.
Birçok FETÖ'cü sadece sahiplerinin emrettiklerini yapan birer mankurta dönüşmüştür.
15 Temmuz'da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğünü, bir asır önceki işgal ile mukayese ediyoruz. Örgüt ilmini irfana dönüştürmek yerine karanlık bir güce teslim ediyor. Ubudiyet ve uluhiyet... İlah olarak Allah'tan başka bir güç tanımayız, Allah'tan başka hiçbir güce kul olmayız. Rabbimiz bizi hep uyarıyor akletmez misiniz? Ama onlar ne diyor biliyor musunuz sadece düşünme akletme sana dediklerini yap. Bunu da Rabbimiz yine buyuruyor. Bu cehaletin havuzuna düşmek çok büyük tehlikedir.
FETÖ'nün Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalamasıyla Osmanlı Meclis-i Mebusanın kapatılması aynı şeydir. Aynı amaca yöneliktir. Orada bir fark yok. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları işlemez hale getirerek ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı gütmektedir.
Akleden, düşünen, tecessüs eden, araştıran soruşturan bir anlayışı topluma yerleştirmeleridir. Bugünkü ödül töreninde olduğu gibi, TÜBA değerlerimizi oluşturacağımız alanlara öncelik vermektir.