Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Kabul Salonu'nda, 15 Temmuz kapsamında, yabancı sermayeli yatırımcılar ile yapılan toplantıda hitap etti.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Sizlerle daha önceki toplantıda geleceğimizin aydınlık olduğunu ifade etmiştim. 2013 yılını yüzde 8,5'luk bir büyüme ile kapatmıştık. 2015 yılında yaşadığımız iki genel seçime ve terör olaylarında tırmanışa karşılık yüzde 6.1'lik büyümeyle bu tezgahı kuranlara meydan okuduk. 2016'da yakın tarihimzin en ağır travması olan 15 Temmuz'a rağmen yüzde 2,9'luk bir büyüme elde ettik. Türkiye demokrasisinin yanında ekonomisiyle yerle yeksan olmasını bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık. 2017'de oldukça iyi bir performans sergilediğimizi söyleyebiliriz. Bu yılı da beklentilerin üzerinde bir büyüme oranıyla tamamlayacağımıza inanıyorum. Borsa İstanbul neredeyse her gün yeni rekorlar kırıyor. Turizmde kayıpları telafi etmeye başladığımız bir döneme giriyoruz.
Borsa İstanbul neredeyse her gün yeni rekorlar kırıyor. Merkez Bankası'nda döviz rezervimiz yeniden tırmanışa geçti. Turizmde kayıpları telafi ettiğimiz döneme giriyoruz. Hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Yatırımcı, girişimci ve özellikle de uluslararası sermayeyi kalkınmamızın temel unsurlarından biri olarak görüyor ve çok önem veriyoruz. Uluslararası sermayeyi kurumsallaştırmak suretiyle senede bir kez bir araya gelmek inanıyorum ki, Türkiye ile uluslararası sermayenin daha da büyümesini ve güçlenmesini sağlayacaktır.
Türkiye 1980'lerden beri özel sektöre dayalı büyüme modeliyle hareket eden bir ülkedir. Hayata geçirdiğimiz reformlarla yatırımcılar arasındaki yerli-yabancı ayrımını kaldırarak herkes için eşit bir iklim oluşturduk.
İş adamlarımızdan ricamız yatırım için ihtiyaç duydukları konuda hiçbir aracıya itibar etmeden doğrudan ajansımıza gitmeleridir. Yurt dışı seyahatlerimizde ülkemizde yatırımı olan firmanın temsilcileriyle bir araya gelmeye gayret gösteriyorum. Tüm bu çabalar sayesinde 12,3 milyar dolarlık uluslararası yatırımla geçen seneyi kapatmıştık. Bu yılın ilk dört ayında 3.6 milyar performansla geçen yılın üzerine çıktık. Yatırımların geldiği alanların çeşitleniyor olması bilhassa imalat ve enerji sektöründeki artışlar önemlidir.
Üç gündür devam eden Uluslararası Petrol Kongresi var. Kongreye katılan dostlarımızla yaptığımız görüşmelerde hepsinin iyi niyet mesajlarını kendilerinden dinliyoruz. Artık dünyada en önemli güç, potansiyel enerji ve bu enerjide de adeta İstanbul bir ipek yoludur. Bu duruma gelmiştir. Bu ipek yolu artık her taraftan, kuzeyden, doğudan batıdan bir kesişme noktası oluşturmuştur. Böyle bir güce, potansiyele sahip olan Türkiye şu anda yeni arayışların içerisindedir. Üç dev olarak ifade ettiğim; tedarik, transit, tüketimde Türkiye bunların üçünü de yakalar duruma gelmiştir. Hem siyasi hem ekonomik hem insani olarak Türkiye'nin farkı bu vasfıdır. Bu tabloyu şımarıklık için değil dostlarımızın ve komşularımızın huzuru için değerlendirmeye çalışıyoruz.
Ülkemizin denklemde olmadığı hiçbir projenin ülkemizde ve dünyada yürütülebilmesi mümkün değildir. Türkiye güvenli bir limandır.
Açık ve net söylüyorum: Türkiye anlatıldığı gibi 'basın özgürlüğü yok, düşünce özgürlüğü yok' bunların hiçbirinin olduğu ülke değildir. Basında sınırsız bir özgürlük söz konusu olamaz. Medya ülkeyi karıştırmak tahrik etmek için her türlü özgürlük alanlarını istismar ediyorsa onlar için de yargı vardır. Dünyanın hiçbir yerinde medya sınırsız özgür değildir.
Bizim bakanlarımıza dahi orada konuşma imkanı vermeyecek kadar Batı engelleyicidir. En son Hamburg G-20'de soydaşlarımızla Almanya'da salon toplantısı yapalım dedik. İzin vermediler. Ne oldu özgürlük? Niye izin vermiyorsunuz? Siz gelin burada istediğiniz yerde size izin verelim, konuşturalım.
Düşünce özgürlüğünden korkuyorlar. Düşüncelerine güvenmedikleri için düşünce özgürlüğünden korkuyorlar. Biz rahatız, korkmuyoruz.
Fotoğraf oldukça net. Bir yanda 80 milyon vatandaşı ve 780 bin kilometre ile vatan toprağı diğer tarafta ruhunu bir şarlatana adamış örgüt vardır. Seçim bu ikisi arasında yapacaktır.
Biz 250 vatandaşımızı 1 yıl önce kaybettik. 250 vatandaşımız şehit oldu. Dün kabristanlarını dolaştık. Aileleriyle görüştük, acı onlarda. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Diğerleri için her şey çok rahat. 2 bin 193 vatandaşımızı gazi olarak aramızda saklıyoruz. Onlara layık olmaya çalışıyoruz. Geçen hafta GATA'daki yaralılarımızı göreyim dedim. Kimisinin ayağı, kimisinin kolu kopmuş. Bütün bunlar ortadayken OHAL'i kaldır bunlar bildiklerini okusunlar. Yok böyle bir şey. Açık ve net söylüyorum. Bana diyorlar ki, "Peki ne zaman bitecek?" diyorlar. Bu iş tamamen bittiği zaman bitecek dedim.
Doğu Batı Almanya birleştiğinde 500 vatandaş açığa alındı. Kimse bir şey sordu mu? Biz şu anda yargıyla bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu bütün vatandaşlarımızın huzuru içindir.
PKK ve YPG mücadele ettiğimiz iki terör örgütüdür. Bizim sizlerden ve Batılı dostlarımızdan ricamız biraz empati yapmanızdır.
Türkiye terörle mücadelesinin başka hiçbir ülkenin riayet etmediği derecede hukuk devleti sınırları içerisinde yürüttü, yürütüyor ve yürütecektir. Operasyon ve yargılamalar tüm dünyanın gözü önünde yapılmaktadır.
Lider taşın arkasına saklanırsa millet dağın arkasına saklanır diye bir güzel söz vardır bizde. Öyle tüm hükümet, polis teşkilatı seni korama altına alacak, 25 gün yollarda yürüyecek. Karavanlarda akşamları gayet güzel şekilde geçireceksin. Bunun adı adalet yürüyüşü olmaz sözde adalet olur. Sen partinin içerisinde karşı adaylara tahammül edemeyecek kadar demokrasiye inanmış birisisin.
Türkiye'nin 15 yılda 3 kat büyümesini gerçekleştirdiğimiz reformlar ve yatırımlar sayesinde temin ettiğimizi çok net biliyoruz. Yatırım ve reformları kesintisiz sürdürmekte kararlıyız.
Tüm yatırımcılara diyoruz ki, gelin birlikte çalışalım, kazanalım birlikte ülkemizi geleceğe taşıyalım. Önce 2023'e arkasından 2030'lu yılları birlikte geride bırakacağız. Menzilimizi 2053'e ve 2071'e çevireceğiz.
Cumartesi gecesi seneyi devriyesine ulaşacağız 15 Temmuz gecesinde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum.