Vermikültür Derneği Başkanı Ayşe Coşkun, Türkiye'de üretilen solucan gübresine Çin'den ve İsrail'den talep geldiğini ancak bunu karşılayacak kadar firma bulunmadığını belirterek, "Ruhsatlı üretim yapan 6 firma var, 25 firma ise ruhsat bekliyor" dedi.
Coşkun yaptığı açıklamada, 4 ay önce merkezi Kayseri olan ve solucan gübresi üretimi yapanları bir araya getirmeyi amaçlayan Vermikültür Derneğini kurduklarını söyledi. Solucanın Türkiye'de gübresiyle gündeme geldiğini belirten Coşkun, yıllardır tıp ve kozmetik alanında kullanılan solucanın Uzakdoğu'da konserve olarak tüketildiğini anlattı.
Coşkun, solucanla ilgili Türkiye'de bir mevzuat bulunmadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Dünya solucan gübresini uzun yıllar önce keşfetmişken Türkiye'de henüz 5 yıldır biliniyor. Solucanla ilgili bir kanun tasarısı, mevzuat yok. Şu an 6 üniversiteden akademisyenlerle veri tabanı hazırlıyoruz. Hazırladığımız dosyayı Bakanlığa sunacağız. İleride solucan gübresiyle ilgili bir mevzuat çıkacağı zaman bu hazırlık yol gösterici olacak. Şu an herkes bu işi kulaktan dolma, deneme yanılma yöntemiyle yapıyor. Ayakları yere basan, standartları olan bir iş kolu haline getirmek istiyoruz. Hem üreticiye hem de tüketiciye yönelik bir standart oluşturmaya çalışıyoruz. Solucan çok değerli, gübresi de aynı şekilde değerli. Çin'den, İsrail'den Türkiye'de üretilen solucan gübresine çok büyük talep var ancak onların talebini karşılayacak firma sayımız çok az. Ruhsatlı üretim yapan 6 firma var, 25 firma ise ruhsat bekliyor."
Solucan gübresinin dünyada milli servet olarak görüldüğünü ifade eden Coşkun, bu nedenle hem solucan hem de solucan gübresinin ihracatının pek çok ülkede yasak olduğunu dile getirdi.
AB'ye uyum yasaları çerçevesinde Türkiye'deki solucan gübresi üreticilerinden ısıl işlem yapması istendiğini anlatan Coşkun, şunları kaydetti:
"Önümüzde çeşitli engeller var. Bunlardan biri ışıl işlem. Devlet bizden AB uyum yasaları çerçevesinde solucan gübresini 70 derecede bir saat fırınlamamazı istiyor. 'Hem solucana verdiğimiz mamayı hem de çıkan gübreyi fırınlayacaksınız' diyor. Gübre, tamamen canlı patojenlerden oluşan bir ürün. Gübreyi fırınlayınca canlılığı gidiyor, yararlı gübre zararlı hale geliyor. AB, Türkiye'den bunu isterken ne kendisi ne ABD ne Hindistan, dünyada solucan üreten hiçbir ülke fırınlama yapmıyor. AB sadece bunu bizden istiyor."
Coşkun, "Dernek olarak bu ısıl işlemi kaldırmak istiyoruz." dedi.
Nem ve sıcaklık dengesi korunduğu sürece solucan gübresinin beş yıla kadar raf ömrü olduğunu belirten Coşkun, gübrenin toprakta da üç yıl kendini muhafaza edebildiğini dile getirdi.
Son günlerde solucan gübresi üretimine büyük ilgi olduğunu ve her gün yeni girişimcilerin piyasaya girdiğini kaydeden Coşkun, "Solucan gübresi üretmenin mutlaka eğitimini almak lazım. Çok fazla solucan alarak işe başlanmamalı. Geleceği parlak bir iş. İnsanoğlu var olduğu sürece gıdaya ihtiyacı var, tarlaya, bağa bahçeye ihtiyacı var, buraların da gübreye ihtiyacı olacak. Ancak bu işin de simsarları var. Bu nedenle bilinçli olarak piyasaya girilmeli." diye konuştu.
Dernek çalışmalarına da değinen Coşkun, "Şu an 150'nin üzerinde üyemiz var, 17 ilde şube açma çalışmalarımız sürüyor." şeklinde konuştu.