Türkiye, hava filosunu, yerli savunma sanayisinin de üretiminde aktif rol aldığı yeni nesil savaş uçağı F-35'lerle takviye edecek.
Türkiye, Hava Kuvvetleri Komutanlığının yeni nesil savaş uçağı ihtiyacını karşılamak üzere 1999'da Müşterek Taarruz Uçağı (F-35) Projesi'ne ortak ülke olarak katıldı.
Türkiye'nin ilk F-35A uçağının teslim töreni 21 Haziran'da ABD Teksas - Fort Worth’de yer alan Lockheed Martin tesislerinde düzenlenecek.
18-0001 kuyruk numarasıyla teslim alınacak ilk F-35 uçağı, pilot eğitimlerinde kullanılmak üzere Arizona’da yer alan Luke Hava Üssü’nde görevlendirilecek.
Türkiye’de F-35 uçaklarının konuşlandırılacağı, pilot ve bakımcı eğitimlerinin gerçekleştirileceği Entegre Eğitim Merkezi’ne de ev sahipliği yapacak ilk üs olan Malatya 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’nın aktivasyon çalışmaları da devam ediyor.
İlk uçakların Kasım 2019’da Türkiye’ye gelişinin ardından 2020 yılında burada eğitim faaliyetlerine başlanacak.
Türkiye, dünyanın en önemli konsorsiyum projelerinden biri kabul edilen F-35 için ortak faaliyetlere önemli katkı sağlayıp, destek verdi.
Uçak, düşük görünürlük, sensör teknolojileri ve radar sistemi gibi üstün yeteneklerle Hava Kuvvetleri Komutanlığının operasyonel etkinliğinde çarpan etkisi oluşturacak. F-35, daha önce sahip olunmayan kabiliyetler sunarak Hava Kuvvetlerinin savunma ve saldırı yeteneğini önemli ölçüde artıracak.
Türkiye, F-35'le günümüzün geleneksel ihtiyaçlarını karşılarken, yarının zorlu gereksinimlerine de yanıt verebilecek gelişmiş hava sistemine sahip olacak.
F-35'e yurt içi imkanlarla geliştirilen Hassas Güdüm Kiti ve SOM-J füzesi gibi ürünlerinin entegre edilmesiyle muharebe yeteneği çarpan etkisiyle artacak, bu da Türk Hava Kuvvetlerinin stratejik ve iyi korunan hedeflere yüksek hassasiyetle ulaşmasını sağlayacak.
Türkiye, ilk F-35'in teslim edilmesiyle uçaklarını almaya başlayan ülkeler kulübüne katılacak.
F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, tek pilot ve tek motorlu, beşinci nesil, hava-yer taarruz, keşif, taktik savunma gibi çok maksatlı görevleri, düşük görünürlük özelliğiyle gerçekleştirebiliyor.
Sahip olduğu DAS sistemiyle 360 derece görüş sağlayabilen F-35'in, özel tasarlanmış geometrisi ve kaplaması sayesinde sahip olduğu düşük görünürlük özelliği, düşman radarları tarafından tespitini güçleştiriyor.
F-35, sahip olduğu Link-16 ve MADL haberleşme sistemleriyle tespit ettiği tehditleri etrafında bulunan diğer F-35 ve silah sistemleriyle paylaşabiliyor, bu sayede harp ortamındaki farkındalık seviyesi artırılıyor.
Sensör füzyon teknolojisiyle EOTS, DAS, radar gibi kaynaklardan aldığı bilgileri birleştirerek, harp ortamının resmini pilota sunan uçak, bu sayede dost ve düşmana yönelik tanımlamaların çok daha doğru şekilde yapılmasını sağlıyor.
F-35'in 3 ayrı konfigürasyonu bulunuyor. Geleneksel kalkış ve iniş (CTOL) yeteneğine sahip F-35A, iniş ve kalkış yapabilmek için piste ihtiyaç duyuyor. Kısa kalkış ve dikey iniş (STOVL) yapabilen F-35B, kısa pistlerden kalkış yapabiliyor ve helikopter gibi iniş gerçekleştirebiliyor. Uçak gemileri için tasarlanmış versiyon (CV) F-35C ise helikopterler gibi olduğu yerden yükselerek kalkış yapıp ve aynı şekilde inebiliyor.
F-35 uçağına Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde de bulunan KC-135 Stratotanker tipi uçaklarla havadan yakıt ikmali yapılabiliyor. F-35 savaş uçağının menzili de versiyonlarına göre farklılıklar gösteriyor. Uçağın maksimum menzili F-35A'da 2 bin 200, F-35B'de bin 667, F-35C'de 2 bin 593 kilometreyi buluyor.
Yeni nesil savaş uçağı, 15,67 metre uzunluğa, 4,33 metre yüksekliğe, 10,65 metre kanat açıklığına, 42,7 metrekare kanat alanına sahip bulunuyor.
Uçağın boş ağırlığı F-35A'da 13 bin 170, F-35B'de 14 bin 588, F-35C'de 14 bin 547 kilograma karşılık geliyor.
Yüklü ağırlığı 22 bin 470, azami kalkış ağırlığı 31 bin 800 kilogram olan uçak, 1,6 mach (saatte bin 932 kilometre) azami hıza, 60 bin feet (18 bin 288 metre) azami irtifaya çıkabiliyor.
Avcı/savaş uçağı F-35, havadan havaya füzeler, havadan karaya füzeler, gemisavar füzeleri atabilme yeteneğine sahip bulunuyor.