Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ankara’da İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Milli teknoloji hamlesinin tüm dünyanın dikkatini çektiğini vurgulayan Bakan Akar, "Son 20 yılda başta savunma sanayi olmak üzere elde edilen başarılar zihinlerimize yer etmiş şanlı tarihimize yaraşır öz güveni yeniden inşa etmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı, "İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı"nda konuşan Akar, emekçilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı.
TUSAŞ'ta, tam bağımsız Türkiye ideali yolunda ortaya koyulan bu milli gurur tablosuna şahit olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Akar, "Savunma ve havacılık alanında ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak, bugün tanıtımı yapılan Milli Muharip Uçağımızın (MMU), Hürjet'in, Atak 2 ve Anka 3'ün ülkemize, asil milletimize, kahraman ordumuza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kararlı tutumu, liderliği, destek ve teşvikleri ile yerli ve milli savunma sanayimizin, bugünkü gıpta edilen seviyeye ulaşmasını sağlayan zatı devletlerine bir kez daha şükranlarımızı arz ediyoruz." diye konuştu.
"Devletimiz de dünyadaki bu değişimi doğru okumuş, stratejik hedefler belirlemiş, bu kapsamda proaktif davranarak başta savunma sanayi olmak üzere, hemen her alanda büyük AR-GE yatırımları gerçekleştirmiş ve önemli başarılar elde etmiştir. Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, artık piyade tüfeklerimizi ve tüm hafif silahlarımızı, ÇNRA'larımızı, fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA'larımızı, atak helikopterlerimizi, savaş gemilerimiz ile milli deniz topumuzu, akıllı hassas mühimmat ve füzelerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. Yakın zamanda TCG Anadolu'yu Deniz Kuvvetlerimize, Altay tankımızı Kara Kuvvetlerimize teslim ettik, gözlem uydumuz İMECE'yi de Hava Kuvvetlerimizin komuta kontrolünde uzaya gönderdik ve daha birçok projeyi hayata geçirdik, geçiriyoruz. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nda, milli denizaltımızı denizlerimizde ve başta Milli Muharip Uçağımız olmak üzere birçok yerli ve milli hava aracımızı semalarımızda göreceğiz."
Milli Savunma Bakanı Akar, hudut güvenliğinin sağlanmasından yurt içi ve sınır ötesindeki harekatlara, Ege, Akdeniz ve Kıbrıs'ta hak ve menfaatlerin korunmasından başta Azerbaycan ve Libya olmak üzere birçok coğrafyada Mehmetçiğin üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesine yerli ve milli imkanlarla üretilen silah sistemlerinin katkısının büyük olduğunu anlattı.
Bakan Akar, "NATO standartlarında üretilen ve operasyonlarda denenmiş olan silah sistemlerimizin sahadaki etkinliği, tüm dünyanın da dikkatini çekmiş, yerli, milli savunma sanayi ürünlerimize olan talep, her geçen gün artmış, Milli Teknoloji Hamleleri doğrultusunda 'Made in Türkiye' markası, uluslararası pazarda hak ettiği konuma yükselmiş ve ülkemiz artık kritik teknolojilerin pazarı değil, üretim üssü haline gelmiştir." diye konuştu.
Savunma teknolojilerinin bir üst aşamasını ifade eden beşinci nesil muharip uçaklar başta olmak üzere bugün tanıtımı yapılan sistemlerin yerli ve milli imkanlarla üretilmesinin önemine işaret eden Akar, "Türkiye için bir platform veya silah sistemi geliştirmenin çok daha ötesinde anlamlar taşıyan bu projeler, bir zihniyet devrimidir, sahip olduğumuz insan kaynağını, teknoloji birikimini, proje yönetim sistematiğini ve ekonomik gücümüzü göstermesi bakımından da son derece önemlidir." dedi.
Hulusi Akar, son 20 yılda başta savunma sanayi olmak üzere hemen her alanda elde edilen başarıların, millete ve özellikle gençlere, şanlı tarihe yakışır bir öz güveni yeniden kazandırdığını söyledi.
Ziyaret ettiği TEKNOFEST'te de gençlerin başarılarıyla gurur duyduklarını dile getiren Milli Savunma Bakanı Akar, "İnanıyoruz ki geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz, sahip oldukları öz güvenle ülkemizi çok daha ileri seviyelere taşıyacaktır. Onlarla ne kadar övünsek azdır." diye konuştu.
"Bu anlayışla başlattığınız ve üzerinde hassasiyetle durduğunuz 'Milli Teknoloji Hamlesi', egemenlik ve bağımsızlığımız için vazgeçilmez olduğu gibi ülkemizin jeopolitik ve stratejik konumu itibarıyla da elzemdir.
Türkiye artık tüketen değil üreten, ithal eden değil ihraç eden, savunma ve güvenliğini başka ülkelerin keyfine göre değil kendi imkan ve kabiliyetleri ile sağlayan, aynı zamanda ürettiği silah sistemleriyle sadece kendisinin değil, dost, kardeş ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayan ve uluslararası ilişkilerde güç dengelerine etki eden bir özne ülke konumuna gelmiştir. Caydırıcı statümüzü korumak, huzur ve barış ortamını güçlendirerek sürdürülebilir refah artışı sağlamak üzere savunma sanayi teknolojisindeki atılımlarımıza zatı devletlerinin liderliğinde devam edeceğiz."