Sudan’da yaşanan siyasi belirsizliğe takılan arazi kiralama projesi yeniden işlemeye başladı. Türk firmalar Sudan’dan kiralanan 5 bölgede 780 bin 500 hektarlık arazide tarımsal yatırım için özendirilecek. Yeni süreçle birlikte hızlı bir şekilde kiralama ve yatırımlar başlatılacak.
Türkiye, özel sektörü ile yurt dışında hedeflediği atılımları hayata geçirmesi ile birlikte, küresel tarım ve gıda piyasasında daha fazla söz hakkına sahip olmayı planlıyor. Türkiye, bereketli topraklara sahip ancak bunları işleyemeyen Sudan’la tarımsal iş birliği anlaşması yaptı. Bu çerçevede Türkiye tarihinde ilk defa yurt dışında devlet ve özel sektör iş birliğiyle 99 yıllığına tarım arazisi kiraladı.
Anlaşmayla TİGEM ile Sudan Tarım ve Orman Bakanlığı ortaklığında bir şirket kuruldu. Bu şirket marifetiyle de Sudan’da 12 bin 500 hektar arazide örnek çiftlik kurulması, ülkemiz özel sektör firmalarının, Sudan’da 5 bölgede 780 bin 500 hektar arazide tarımsal yatırım yapmasının özendirilmesi hedeflendi. Anlaşma kapsamında Türk- Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi de yönetim kurulu atanarak resmen kuruldu.
Ancak Sudan’da geçen yıl yaşanan Hükümet değişikliği ve siyasi belirsizlik nedeniyle çalışmalarda bir gecikme yaşandı. Yapılan temaslar sonucunda sürecin önümüzdeki günlerde tekrar devam ettirilmesi benimsendi. Yeni süreçle birlikte hızlı bir şekilde kiralama ve yatırımlar başlayacak.
Projenin hayata geçmesiyle iki ülke arasındaki tarımsal ticaret hacminin artırılması hedefleniyor. Sudan ekolojisinde üretilebilecek her çeşitteki tarımsal ürünün üretilmesi ve tarım sektörünün gelişmesine katkı sağlanacak. Sudan’da üretilecek tarımsal ürünler ağırlıklı olarak üçüncü ülkelere ihraç edilecek. Afrika’da, Türk eliyle yetiştirilen ürünlerin, Avrupa’nın dışında Orta Doğu ve Afrika pazarında da satılması planlanıyor.
İklimsel nedenlerle Türkiye’de yetişmeyen tarımsal ürün ihtiyacı da karşılanacak. Arazilerde yetişecek ananas, mango, avakado, pepino jambu gibi tropik meyveleri Türk tüketici daha ucuza tüketecek. Başta tekstil sanayisi olmak üzere Türkiye’de tarıma dayalı sanayinin ihtiyaç duyduğu tarımsal ham madde tedariki garanti altına alınacak. Ülkemiz ve Sudan ekonomisine sağlayacağı katma değerin yanında her iki ülkede önemli bir istihdam alanı da oluşturacak.
Son 3 ay boyunca tüm dünyada yaşanan salgın süreci, gıda güvenliği konusunun önemini bir kez daha hatırlattı. Türkiye olarak bu dönemde, Avrupa ülkelerinde dahi görülen boş raflar, süpermarket kuyrukları gibi vahim durumlar yaşamadı. Türkiye, özel sektörü ile yurt dışında hedeflediği atılımları hayata geçirebilirse, yurt içindeki gücüne, yurt dışındaki gücünü de artacak. O zaman küresel tarım ve gıda piyasasında daha fazla söz hakkına ve gücüne sahip olunacak.