Katılım bankacılığına dahil olmak isteyen potansiyel müşteriler ve faizsiz finansman kavramını ana hatlarıyla öğrenmek isteyenler için sistemin temel prensiplerini bir araya getirdik.
Katılım Bankacılığı, Kâr ve Zarara Katılma Prensibini Temel Alıyor
Katılım bankacılığı; kâr ve zarara katılma esasına göre fon toplayarak, mevcut yatırımları ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle kullandıran bankacılık modelidir. “Katılım” sözcüğü de yapılan bankacılık türünün kâr ve zarara katılma prensibine dayalı olduğunu ifade etmek için kullanılır.
Katılım Bankacılığı, Sürdürülebilir Büyüme Gösteriyor
Ülkemizde Albaraka Türk, Emlak Katılım, Kuveyt Türk, Türkiye Finans, Vakıf Katılım ve Ziraat Katılım Bankaları olmak üzere altı katılım bankası faaliyet gösteriyor. Bu bankalar; ulaştıkları toplam hacim, piyasaya sağladıkları katkı, KOBİ ve kurumsal işletmelere sağladıkları bankacılık hizmetleriyle büyük bir başarı elde ederek finans piyasasında söz sahibi olmuşlardır.
Katılım bankaları özel cari hesaplar ve katılma hesaplarıyla fon topluyor
Katılım bankaları, hâlihazırda iki hesap türü kullanarak fon toplamaktadır. Katılım fonu olarak adlandırılan bu hesaplardan ilki vadesiz hesapları oluşturan özel cari hesaplar, ikincisi ise vadeli hesapları oluşturan kâr ve zarara katılma hesaplarıdır. Katılma hesapları birçok ülkede “yatırım hesabı” adıyla işlem görür.
Katılma Hesaplarında Önceden Belirlenmiş Bir Kâr Payı Bulunmaz
Katılma hesapları; katılım bankalarına yatırılan fonların, bu bankalar tarafından işletilmesiyle ortaya çıkan getirilerin kâr veya zarara ortaklık şeklinde paylaştırıldığı hesaplardır. Bu hesaplar aslında katılım bankacılığı sisteminin temelini meydana getirirler ve bankaların en önde gelen fon kaynaklarını oluştururlar.
Mevcut hesaplarda tasarruf sahibi bankaya para yatırarak sermaye sağlarken, katılım bankası da emeğini ortaya koymuş olur. İki taraf arasındaki sözleşme kâr ve zarara ortak olmak üzerine yapılır. Yani yatırım yapılan projenin zarar etme ihtimali de vardır. Bu sebeple katılım hesaplarına yatırılan fonların, vade sonunda müşterisine ne kadar kâr payı getireceği kesin olarak bilinemez.
Kâr ve Zarar, Katılma Oranlarına Göre Paylaştırılıyor
Faizsiz bankacılık sisteminin her koşulda kâr elde etme garantisi yoktur, zarar etme olasılığı da vardır. Bu yüzden hesap sahibi ile banka arasında bir paylaşım oranı belirlenir. Banka, elde ettiği kâr ve zararı belirlenen katılma oranlarına göre fonla paylaşır.
Havuz Sistemiyle, Yatırımcıların Zarar Etmesinin Önüne Geçiliyor
Yapı ve işletilme esasına göre, birçok hesabın bir arada bulunduğu hesap gruplarına havuz denir. Her katılım bankası, döviz cinslerine göre çeşitli havuzlar oluşturabilir. Sistemde, fon sahiplerinin havuz içine yatırdıkları fonların tümü birlikte yönetilir. Böylece bazı hesapların atıl kalması, bazı hesapların ise yüksek kâr elde ederek diğer hesapların önüne geçmesi önlenmiş olur.
Katılım Bankacılığının Tarihi Seyri
* 1985, Albaraka Türk Özel Finans Kurumu ve Faisal Finans Kurumu faaliyete başlamıştır.
* 1989, Kuveyt Türk Özel Finans Kurumu kurulmuştur.
* 1991, Anadolu Özel Finans Kurumu kurulmuştur.
* 1995, İhlas Finans Kurumu ve Özel Finans Kurumları Birliği Vakfı kurulmuştur.
* 1996, Asya Özel Finans Kurumu kurulmuştur.
* 1999, Özel Finans Kurumları 4389 sayılı Bankalar Kanunu kapsamına dahil edilmiştir.
* 2001, İhlas Finans Kurumu’nun faaliyeti Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) tarafından durduruldu. Faisal Finans Kurumu, Family Finansa dönüştü. Özel Finans Kurumları Birliği kurulmuştur.
* 2003, Özel Finans Kurumları Birliği Vakfı tasfiye edilerek tüm malvarlığı Özel Finans Kurumları Birliği’ne devredilmiştir.
* 2005, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile “Özel Finans Kurumları” ismi “Katılım Bankası” olarak değiştirildi. Anadolu Finans ile Family Finans birleşerek Türkiye Finans Katılım Bankası oldu.
* 2006, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Statüsü Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
* 2011, Borsa İstanbul’da faaliyet göstermek üzere Katılım Endeksi oluşturulmuştur.
* 2012, Hazine Müsteşarlığı ilk kamu kira sertifikası ihracını gerçekleştirmiştir.
* 2015, Ziraat Katılım Bankası ilk kamu katılım bankası olarak kurulmuştur.
* 2016, Vakıf Katılım Bankası ikinci kamu katılım bankası olarak kurulmuştur. TMSF tarafından Bank Asya’nın faaliyet izni kaldırılmıştır. Onuncu Kalkınma Planı İstanbul Finans Merkezi Programı kapsamında "Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finansın Geliştirilmesi" başlıklı bileşen eklenmiştir.
* 2018, TKBB bünyesinde, “Merkezi Danışma Kurulu” kurulmuştur.
* 2019, Türkiye Emlak Katılım Bankası üçüncü kamu katılım bankası olarak kurulmuştur.
Murabaha (Kâr beyanı ile satım)
Murabaha, “kâr beyanı ile satım” anlamına gelmektedir. Bankanın, müşterisinin ihtiyacı doğrultusunda bir mal veya hizmeti satıcısından peşin alıp üzerine kâr ilave ederek vadeli şekilde satması işlemidir. Bu nedenle murabaha işlemi “peşin alıp vadeli satma” olarak da ifade edilmektedir. Bu hizmetle ürünlerin faizsiz bir şekilde satın alınması sağlanmaktadır.
Mudarebe (Emek Sermaye Ortaklığı)
Mudarebe, darb kökünden gelen Arapça bir kelime olup “bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan ortaklık” anlamına gelmektedir.
Müşareke (Kâr zarar ortaklığı)
Müşareke, hem sermaye hem de yönetimde ortaklığı öngören bir faaliyet olup iki tarafın da fon sağladığı bir ortaklık girişimidir. Kâr da ve zarar da tarafların katkıda bulundukları ve anlaştıkları orana göre paylaştırılır.
İcare; bir kurumun sahip olduğu varlığı, gelir elde etmek amacıyla müşterisine kiralamasıdır. Kavram, İslam hukukunda hem menkul ve gayrimenkul malların kiralanması sözleşmesini hem de iş ve hizmet sözleşmelerini kapsar.
Selem (Peşin Ödemeli Satım)
Nitelikleri belirli bir malın, bedelinin önceden ödenip malın ileri bir tarihte teslimini içeren sözleşme türüdür. Selem süreç olarak vadeli satışın tersine işleyen bir işlemdir.
İstisna (Eser Sözleşmesi)
İstisna; üreticinin, nitelikleri müşteri tarafından belirlenmiş bir ürünü daha önceden belirlenen fiyat doğrultusunda imal etmeyi taahhüt ettiği sözleşme türüdür.