Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ’Türkiye 2023 Zirvesi’nde düzenlenen İhracat Paneli’ne katıldı. Bakan Pekcan, Türkiye’nin ihracat performansı, korumacılık önlemlerinin ihracat etkisi ve dijitalleşme konusunda yapılan çalışmalara değindi.
Panelde konuşan Bakan Ruhsar Pekcan, "Küresel ekonomideki ticaret savaşlarının arka planına baktığımız zaman 2000’li yıllardan itibaren gelişmekte olan ülkelerin dünya gayrisafi hasılasından aldıkları payın ve dünya ihracatından aldıkları payın gittikçe arttığını ve gelişmiş ülkelerin de buna bir reaksiyon olarak korumacılık önlemlerini devreye aldıklarını görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin dünya toplam gelirinden aldıkları pay 2000 yılında yüzde 43.2 iken, 2018 yılında yüzde 59.2’ye yükselmiş. Gene gelişmekte olan ülkelerin küresel mal ihracatından aldığı pay, 2000’de yüzde 34. 2 iken 2018 yılında yüzde 48.3’e yükseldiğini görüyoruz. Dünya genelinde artan siyasi ve ekonomik belirsizlikler, artan korumacılık önlemleri ve düşük yatırım iştahı nedeniyle küresel konjonktürde esasında zor bir dönemeden geçiyoruz" dedi.
Bakan Pekcan, konuşmasına şöyle devam etti: "En çok ihracat yaptığımız AB ülkelerine baktığımız zaman küresel büyümenin yüzde 1.2 olduğunu, en çok ihracat yaptığımız Almanya’nın büyümesinin binde 5 olduğunu ve İngiltere’nin de yüzde 1.2 olduğunu görüyoruz. Ancak 2019-2023 döneminde küresel büyüme ve küresel mal ihracatının yüzde 3-4 bandında gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Dünya böyle bir süreçten geçerken, Türkiye olarak biz neredeyiz? Ağustos ayı itibariyle Dünya Ticaret Örgütü verileri yayınlandı. En çok ihracat yapan 50 ülkenin ihracat verileri yayınlandı. Dünya ihracatı 2019 Ağustos sonu itibariyle 8 aylık süreçte eksi 2.6 düşmüş. Türkiye’nin Ağustos sonu itibariyle ihracatı artı 2.9 ve bu rakam dünyada en çok ihracat yapan ülkeler sırlamasında 7’nci sırada. Küresel ekonomideki bu gidişata rağmen biz 2019’da Türkiye olarak iyi bir performans sergiledik".
Ekonomik büyümede teknoloji ve dijitalleşmeye dikkat çeken Bakan Pekcan, "Ekonomik büyümeler, Ar-Ge’ye, teknolojiye, inovasyona ve teknolojileri üretebilen ve kullanabilen eğitimli beşeri sermayeye dayanmaktadır. Türkiye olarak Dünya ekonomisini ve günlük yaşantımızı kökten değiştirecek bu dönüşümü, ülkemiz açısından bir fırsata çevirmek istiyoruz. Bu doğrultuda tüm paydaşlarla istişare ederek ihracat ana planımızı hazırladık, Ağustos ayında kamuoyuyla paylaştık. İhracattan aldığımız payı arttıracak tedbirler alıyoruz. Aynı zamanda küresel ihracatta yapmış olduğumuz yüksek teknolojili ürün ihracatının payı Türkiye’de son 10 yılda yüzde 3,5 seviyesindedir. Bunu arttırmak için girişimlerde bulunuyoruz. Bakanlık olarak İhtisas Serbest Bölgelerinde teknoloji odaklı yatırım çekmek üzere teşvik ve destek sistemlerini gündeme getirdik. Çünkü serbest bölgelerimizdeki yüksek teknolojili ürün ihracatının payı yüzde 9 seviyesinde. Bizde bunu en kısa zamanda OECD ortalaması olan yüzde 14’e çekmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
İhracat ana planında 17 hedef ülkeyi seçtiklerini dile getiren Bakan Pekcan, "Bu ülkeleri seçerken dünya gayrisafi hasılasından yüzde 60 pay alan, dünya ithalatından yüzde 43,7 pay alan, bizim ihracatımızda yüzde 25 payı olan ve 4.2 milyar nüfusu olan ülkeleri seçtik. Hedef sektörleri seçerken de dünyada küresel ticareti artan paya sahip olan, orta ve yüksek teknolojili ürünleri kapsayan sektörleri hedef aldık. Bu sektörlerdeki ihracatımızı binde 7.6’dan yüzde 1’e çekmeyi hedefledik" açıklamasında bulundu.