Türkiye, jeolojik yapısı ve iklimsel özellikleri nedeniyle başta depremler olmak üzere sel, heyelan ve çığ gibi çeşitli doğal afetlerle karşı karşıya kalıyor. Doğal felaketlerin doğrudan zarar ve maliyetleri ilk önce vatandaşlara yansıyor. Son günlerde ülke olarak yaşadığımız bu sıkıntılar bir kez daha vatandaşların tasarruflarına, birikimlerine sahip çıkması gerektiği gerçeğini ortaya koydu. Konuyla ilgili Yeni Şafak'a çarpıcı açıklamalarda bulunan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, Türkiye’de yastık altında tutulan nakit para, döviz ve altın gibi fiziki birikimlerin sigortası olmadığını belirterek, "Hatta Türkiye genelinde faliyet gösteren toplam 47 bin kuyumcu ve 830 döviz bürosu gibi ticarethanelerinin yüzde 90’nının nakit ya da altın sigortaları yok. Sadece İstanbul Kapalıçarşı’da bin 100 kuyumcu mağazası var. Sigortasız nakit ya da altınların ortalama en az tutarı 35-40 milyon dolar" dedi.
Memiş, diğer yandan Dünya Altın Konseyi’nin (WGC) verilerine göre Türkiye’de yastık altında en az 5 bin ton fiziki altın olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: "Nakit ve döviz olarak tutulanlar hariç. Vatandaş, yastık altında tuttuğu birikimleri kötü gün dostu olarak gördüğünden çeşitli düşüncelerden dolayı kayıt içi sisteme dahil etmiyor. Evleri sigortalı ancak birikimlerini sigorta şirketine beyan edip sigorta yaptırmıyorlar. Bunun nedenini ya ihmal, ya maliyet ya da umursamamazlığa bağlıyoruz. Vatandaşlar, sigorta yaptırmamanın eksikliğini ve zararını, hırsızlık olayları yaşandığında mahkemelerde yaşadığı hukuk mücadelesinde daha net görebiliyor."
Şiddetli deprem olursa Türkiye’de milyonlarca doların göçüklerin altında kalacağına dikkat çeken İslam Memiş, "İstanbul’da şiddetli bir deprem olur ve eski binalar yıkılırsa sadece binalar değil, hem hane halkının birikimleri, hem ticarethanelerin sermayeleri hemde ülkenin tasarrufları yok olur gider. Tasarruf sahiplerine şunları söyleyebiliriz. Banka mevduatlarının 150 bin liraya kadar olan tutarı devlet garantisinde. Israrla fiziki olarak tutmak istiyorsanız yastık altında değil, daha geleneksel yöntemler ile birikimlerimize sahip çıkmalıyız. Sigorta şirketlerine mutlaka birikimlerinizi beyan edin ve kayıt altına aldırın. Kuyumcu ya da döviz büro sahipleri ise bağlı oldukları meslek odaları veya bağlı bakanlıkların desteği ile sigorta şirketleriyle maliyet toplantıları gerçekleştirebilirler. Sonuçta esnafların kârlı çıkacağı bir sonuç çıkabilir" tavsiyesinde bulundu.
Sigorta şirketlerinin, kuyumcu ya da döviz bürosu sahiplerine teklif ettikleri ödeme şartlarına da değinen Memiş, sigorta şirketlerinin direk altın sigortaları yapmadıklarını dolar ya da TL üzerinden sigortaladıklarını vurguladı. Altın karşılığında 100 bin dolar veya 100 bin TL gibi. Sigorta şirketlerinin toplam tutar üzerinden yüzde 25 muafiyet uyguladığını belirten Memiş, "100 bin lirayı, 75 lira olarak görün. Bin 500 liralık sigortanın 1 yıllık karşılığı 10 bin liradır. Bir kuyumcuda en az 15 kilogram sermaye olduğunu düşündüğümüzde yıllık 30 bin liraya tekabül eder. Bu ülke ekonomisi ve tasarruf sahipleri için ciddi bir sorun ve bu şimdilik çözüme ulaşmış değil. Çözülemeyen bu sorun, tasarrufların hem kayıtdışında kalmasına hem de doğal felaketlerde yok olmasına neden oluyor. Türkiye’de tasarruf sahipleri, birikimlerini ya yastık altı, ya çeşitli yöntemler ile saklama, ya da bankalardan kasa kiralayarak tutmaya devam ediyorlar. Yastık altında ve çeşitli yöntemlerle saklanan birikimler 'Hırsızlık ve Doğal Felaketler' sebebiyle yüzde 100 risk altında olduğunu söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.
İslam Memiş, yastık altı birikimlerimizi güvence altına almamız için atılması gereken adımları şöyle sıralıyor:
"Sigorta yaptırmadan önce altınların veya fiziki birikimin faturaları sigorta şirketine ibraz edilmeli. Sigorta şirketi uygun görüyorsa ya da özel şartları kapsıyorsa sigortayı yapıyor. Ama çok zor yapıyor. Sıkıntı burada. Yüzde 25 muafiyet uyguluyor. Vatandaşlar eğer sigorta yaptırdıysa hırsızlık ya da doğal afetlerde sigorta şirketinden alacağını isteyebilir. Herhangi bir olayda tüketici mahkemelerinde konu intikal etmiş ise, ya da sigorta firmalarına hemen hakkını alıyorlar. Ortada delil var çünkü. Sigorta maliyetleri yüksek olduğu için sigorta yaptırmıyorlar."