Bundan 21 yıl önce Türkiye’ye pranga vurmak için yapılan 28 Şubat darbesinin etkileri hala hayatımızın birçok alanında etkisini gösteriyor. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı post modern darbe süreci, ekonomik olarak da Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdi. Bir kısım medya kuruluşu ile sermaye çevrelerinin desteğiyle yapılan baskı, Türk iş dünyasında derin yaralar açtı.
Yerli ve milli hassasiyete sahip iş adamı, esnaf ve sanatkara adeta kan kusturulan 28 Şubat sürecinde, iş dünyası temsilcisi sivil toplum kuruluşlarına da büyük baskılar yapıldı. Sürece karşı çıkan medya kuruluşları asılsız iddialarla basılırken, darbenin karşısında dik duran gazete, televizyon ve dergilerin patronları işkenceden geçirildi.
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, “Bu dönem bizim için adeta bir ‘fetret’ dönemiydi. Has ile hamın ayrılması adına güzel bir sınav oldu. Bu dönemde MÜSİAD’ın gücünden faydalanmak için gelen birçok insanın MÜSİAD’ı terk etmesi, bizim öze dönmemizi ve tekrar yapılanmamızı sağladı” diyor. 28 Şubat postmodern darbesinin MÜSİAD’ın tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olduğunu vurgulayan Kaan, “Çünkü 28 Şubat, sadece dönemin hükümetine karşı yapılmış bir darbe değildi. Şanlı bir tarihe ve güçlü bir medeniyete sahip olan milletimizin, bütün kutsallarına, değerlerine, kısacası medeniyetine yapılmış, bizzat askerler tarafından organize edilen ve sivillerin eliyle gerçekleştirilen bir darbeydi. Çorbacıların dahi fişlendiği sıkıntılı süreçlerdi" dedi.
28 Şubat postmodern darbesinin aynı zamanda Refah Partisi’nin temsil ettiği fikre, hızlı bir uyanışa ve yükselişe geçen inançlı ve geleneklerine bağlı iş dünyasına karşı da yapıldığını anlatan Kaan, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da geçmiş dönemlerde çok açık bir şekilde ifade ettiği gibi, 28 Şubat aslında MÜSİAD’a, MÜSİAD’ın temsil ettiği geleneklerine bağlı iş dünyasına, Anadolu iş alemine karşı yapılmıştı. MÜSİAD, hedef tahtasına konduğu ve kendisine her türlü zorlamanın yapıldığı bu dönemde dahi inandığı değerlerden taviz vermedi."
ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur: “28 Şubat sürecinde bu millet soyulmuştur. 28 Şubat sürecinde Anadolu sermayesi itibarsızlaştırılmış, haysiyetiyle oynanmış, tehdit edilmiş, 20 yıl geriye götürülmüştür” sözleriyle o dönemi özetliyor. 28 Şubat postmodern darbesini “soygunun, talanın zirvesi” olarak nitelendiren Cesur, şu değerlendirmelerde bulundu: “Darbenin sözde gerekçeleri ile uygulamalarına bakıldığında, ekonomik olarak ülkemizin nasıl soyulduğunu görebiliriz. Sürecin bir gösterilen yüzü var, bir de gizlenen yüzü... Aslında her ikisi de bu ülkeye yapılan ihanetin büyük bir parçası... Gösterilen yüzü sözde irtica tehlikesi, gizlenen yüzü ise soygun... Hans ile ticaret yapan övülmüş, Abdullah’la ticaret yapan itibarsızlaştırılmıştır. Milletin içinden çıkan Anadolu sermayesinin önünü kesmek, büyümesini engellemek, yılgınlık vererek söküp atmak çabasıdır.”
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de 21 yıl önce Türkiye’ye indirilen darbenin ekonomiye etkilerini şu cümlelerle anlatıyor: “28 Şubat 1997’deki postmodern darbe ihracatımızın 1997-1999 yılları arasında 26 milyar dolar seviyelerinde patinaj yapmasına sebep oldu.