Türkiye Makine Sektörü, geçen yıl ihracatını yüzde 15,5 arttırarak 17,1 milyar dolara çıkardı. En çok ihracat artışı yapan üç sanayi grubundan biri olduklarını belirten MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, beş yıl içinde ihracatı ikiye katlayarak 2023 yılında 34 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
2018'i 17,1 milyar dolarlık ihracatla kapatan makine sektörü, 2023 hedeflerinde de oldukça iddialı. Geçen yıl Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 10'nunu gerçekleştiren makine sektörü ihracatın ithalatı karşılama oranını ise yüzde 64'e çıkardı. İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye yapan sektörün kilogram başına ortalama birim fiyatları da 6,1 dolara ulaştı. Dün düzenlenen basın toplantısında biraraya geldiğimiz Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, makine sanayinin yıl sonu verilerini değerlendirerek, yeni yol haritasını paylaştı.
SEKTÖR YÜZDE 15 BÜYÜDÜ
- Sektörün 2018 yılında ihracatını en çok artıran üç sanayi grubundan biri olduğunu vurgulayan Karavelioğlu, “Dünya genelinde Çin’le birlikte makine ihracatını en çok artıran iki ülkeden biriyiz. Teknoloji odaklı bir sektörün bu artış hızına ulaşması sık rastlanılan bir başarı değildir. Yıllık yüzde 15 düzeyindeki büyüme hızımızı koruyarak 5 yıl içinde ihracatımızı 2’ye katlamayı ve 2023 yılında 34 milyar dolar seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Karavelioğlu, makine ihtiyacını ithalatla karşılamaya devam eden ülkelerin geride kalacaklarını ifade ederek, küresel ticaret savaşlarının ardında teknoloji savaşlarının yer aldığını söyledi. Türkiye sanayisinin artık yeni bir sayfa açması ve dövizle borçlanarak makine ithal etme anlayışını tamamen bırakması gerektiğini belirten Karavelioğlu, Makine sektörü pazar büyüklüğü küresel pazar içinde yüzde 1,9 seviyelerine kadar yükselen ülkemizin, makine ithalatı sebebiyle 10 milyar dolar dış ticareti açığı vermesini doğru bulmuyoruz" diye konuştu.
YÜZDE 40 ÖZ SERMAYE
Karavelioğlu, 2018'de pazarın yarıdan fazlasının yerli makinelere ait olduğunu belirterek, Türk makine sektöründe kalite sorunu bulunmadığını ancak Türkiye’nin markalaşma ve teknolojik seviyede gidecek yolu olduğunu söyledi. Makine sektörünün krizlere dayanaklı ve az borçlu olduğunu ifade eden Karavelioğlu, şu bilgileri veriyor: "Yüzde 40’ı öz sermaye, yüzde 20 uzun vadeli borçlanma, yüzde 40'ı ise kısa vadeli borçla dönüyor. 239 bin kişiye istihdam sağlayan bir alan. Türkiye'de bin 85 ArGe merkezinin 154'ü bizim sektörde. 2001 yılından bu yana makine ihracatımızı 10 katına çıkardık. Geçen yıl dünya makine ihracat artış hızını 4’e katladık. Teknolojimize güvenerek ithalatçı ülkelerin kur farkını fırsata çevirmesini engelledik ve birim fiyatlarımızı düşürmeden Türk makinelerin marka gücünü koruduk. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla makinelerimizin marka algısını daha da yukarı taşıyacağız.”
- KOMPONENTI TÜRKİYE’DE ÜRETMELİYİZ
- MAİB Başkan Yardımcısı Mehmet Ağrikli ise, Türkiye’de gerek sanayi gerekse makine üretim sektöründe Endüstri 4.0 ya da dijitalizasyon konusunda bir farkındalık oluştuğununu söyledi. Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanları bulmada oldukça sıkıntı çektiklerini anlatan Ağrikli, “Bu konuda büyük eksikliğimiz var. Ülkeler hızlı bir şekilde dijital dönüşüm için politikalar geliştiriyorlar. İthal bir komponentle dijital dönüşüm sağladığımız zaman bu konu tartışmalı olur. Bu komponentlerin derhal Türkiye’de üretilme çalışmalarına başlamamız gerekiyor. Bu konu çok acil ve hayati, beka sorunumuz” dedi.