Ukrayna’da kriz tırmanıyor

Yeni Şafak
04:0012/02/2017, Pazar
G: 12/02/2017, Pazar
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Ukrayna’da 2017 yılı çatışmaların hızlanması ile başladı. Ülkenin doğusunda kontrolü sağlayamayan Kiev yönetiminin, Rusya karşısında adımları dikkatle ve küresel gelişmlerin farkında olarak atmasında hem ülke hem de bölge için yarar var.

Halit Gülşen- TOBB Güvenlik Çalışmaları


Ukrayna'da 2016 yılı düşük yoğunlukta süren çatışmalarla geçti. Ukrayna'nın doğusunda Rusya destekli gruplar ile hükümet güçleri arasında yaşanan çatışmalarda resmi rakamlara göre 217 Ukrayna askeri öldü, bin 282'si ise yaralandı. Ülkenin doğusundaki Donetsk ve Luhansk merkezli alanda iki yılı aşkın süredir devam eden düşük yoğunluklu savaşta sivillerin de dâhil olduğu 10 bine yakın kişi hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin Ukrayna'daki insan hakları ile ilgili yayınlanan 16. raporuna göre, ülkenin doğusunda şu ana kadar 9 bin 758 kişinin öldü, 22 bin 779 kişi ise yaralandı. Ayrıca 1 milyondan fazla kişi savaş nedeniyle yerinden edildi.



Hal böyle iken 2017'nin ilk ayında çatışmalar yoğunlaştı. Ocak ayı boyunca Donetsk'e 10 km uzaklıktaki Avdeyevka kasabasında meydana gelen çatışmalarda 8 Ukrayna askeri öldü, 24 asker yaralandı. Diğer taraftan çatışmalarda 15 Rusya yanlısı ayrılıkçı da hayatını kaybederken 25'i yaralandı. Kasabada, binaların arasında çok sayıda Ukrayna ordusuna ait tankı görmek mümkün.



KRİZİ TIRMANDIRAN NEDENLER


Artan gerginliğe dair taraflar birbirlerini suçlarken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e göre krizin tırmanmasının iki temel sebebi bulunuyor. Bunlar; Ukrayna'nın provokasyonla kendini mağdur göstererek Batı'dan maddi destek sağlamak istemesi ve ülkedeki ekonomik krizin üstünü örtmeye çalışmak. Diğer taraftan krizin tırmanmasına yönelik Foreign Policy'de yer alan bir değerlendirmede, Putin'in bu hamleyle Trump yönetimini test ettiğine dair yorumlar mevcut.



Ukrayna ise Rusya'yı Minsk Anlaşması'na uymamakla ve Ukrayna sınırına sürekli askeri yığınak yaparak topraklarına militan sokmakla suçluyor. Gelişmelere dair Ukrayna ve Rusya vatandaşlarının sosyal medyadaki paylaşımlarına bakıldığında ciddi bir nefret duygusunun var olduğunu görmek mümkün.



Bölgede artan kriz sadece Donetsk ile de sınırlı değil. Geçen hafta Ukrayna Savunma Bakanı Stepan Poltorak, Karadeniz'de Rusların kontrolünde olan sondaj platformundan Ukrayna askeri uçağına ateş edildiğini açıkladı. Ancak saldırıdan pilotlar yara almadan kurtuldu.



UKRAYNA'DAN NATO KARTI


Tüm bu gelişmelerle birlikte Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko'nun Alman Morgenpost gazetesine verdiği mülakatta sarf ettiği sözler, krizin önümüzdeki dönemde çok daha fazla derinleşebileceğine işaret ediyor. Poroşenko, ülkesinin NATO'ya girmesi konusunu referanduma götüreceğini açıkladı.



Ukrayna'nın 2014'de AB ile müzakereleri askıya alma kararının ardından ülkenin nasıl bir çıkmaza sürüklendiği, Kırım'ın uluslararası hukuka aykırı olarak Rusya tarafından önce işgal sonra da ilhak edildiği ve ardından Doğu Ukrayna'da devlet otoritesinin sağlanamadığı göz önünde bulundurulduğunda, Poroşenko'nun yeni kararının nelere mal olabileceğini öngörmek çok zor değil.



TARAFLARIN POZİSYONLARI


Konuyu Ukrayna açısından ele alınacak olursa, ekonomik ve siyasi olarak kamuoyu karşısında zor durumda olan, Kırım'ı fiilen kaybetmiş ve ülkesindeki en büyük sanayi şehirlerinde kontrolü sağlayamayan bir ülke söz konusu. Bu durumda Poroşenko'nun olabildiğince Batı ile işbirliği sağlayarak Donetsk ve Luhansk bölgelerini zaman içinde geri alma strateji izlemesi oldukça normal.


Burada Ukrayna açısından önemli olan nokta, ülkenin doğusunda kontrolü dışındaki bu bölgelere geniş çaplı bir müdahalede bulunduğunda Batı'dan ekonomik ve siyasi destek alıp alamayacağıdır. Açıkçası bu nokta oldukça muğlak gözüküyor. Ayrıca böyle bir durumda Rusya'nın hamlesinin de ne olacağını iyi kestirmek gerekiyor. Eğer Ukrayna bu müdahaleye kalkışır da başaramazsa, kendisi açısından çok daha zor bir tablo ile karşı karşıya kalması işten bile değil.



Rusya açısından bakıldığında ise mevcut durumun Rusya için en elverişli pozisyon olduğu söylenebilir. Suriye hamlesiyle Kırım işgalini gündemin dışında tutan Rusya, Doğu Ukrayna'yı da desteklediği gruplar aracılığıyla kontrol ederek hem Kiev yönetimin baskı yapıyor, hem de Kırım gibi ilhak etmeyerek ayrı bir ekonomik yükün ve Batı tarafından gelecek ekonomik-siyasi baskının altına girmiyor.



Ancak Poroşenko'nun NATO referandumu hamlesinin gerçekleşmesi halinde Rusya'nın pozisyonunda saldırgan politikasını artıracağını söylemek zor değil. Böyle bir durumda Ukrayna fiilen bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.


Tüm gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, 2017'de Ukrayna'da ne yönde gelişmelerin yaşanacağı Rusya'dan çok Ukrayna yönetiminin taktik ve stratejisine bağlı olacaktır. Çünkü mevcut durumun Rusya için en rahat ve avantajlı pozisyon olduğu görülmektedir. Ukrayna için ise Doğu Ukrayna'da çözümsüzlük ve devletin bölgeye hâkim olamama durumu sürdükçe, ülkedeki ayrılık duygusu daha fazla perçinleşecektir. Bu bakımdan, Kırım işgal altındayken ve özellikle Avrupa kendi içinde siyasi ve ekonomik çalkantılar ile birlikte mülteci krizi gibi bir sorunla da boğuşurken Poroşenko'nun hesaplamalarını iyi yapması elzem duruyor. 2008'de Rusya ile girdiği savaş öncesinde Batı'daki dengeleri iyi hesaplayamayan Gürcistan'da yaşananlar, eski Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ve Gürcistan'ın son durumu, Ukrayna önünde canlı bir örnek olmalıdır.


#NATO
#Ukrayna
#Rusya
#Avrupa