Tüzükten kaleler yapmak

04:003/07/2023, Pazartesi
G: 3/07/2023, Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Cüneyd Altıparmak / Hukukçu

Partilerin, anayasaları tüzükleridir. Bir partinin işleyişine dair ilk izlenimi, yapısını bu metinlerden öğrenebilirsiniz. Kuruluş gerekçesi, programı ve amaçları bu metinlerde belirtilir. Bir hukukçu olarak partilerin söylemleri ile tüzükleri arasındaki ilişki hep ilgimi çekmiştir bu sebeple… Partilerin tüzüklerinde olmayan kısıtlamaları yani teamülleri de olabilir pek tabii. Bu parti içi siyasi bir çekişmedir, partileri dinamik tutan da bu unsurdur. Ancak bir çerçeve tüzükle ne kadar geniş çizilmiştir bence tüm mesele burada yatmaktadır.

SEN BENİ GÖR, BEN SENİ GÖREYİM

Bugün Meclis’te 15 parti bulunuyor. Bunlar içinde “
kurucu olarak
” var olan parti CHP. Ve biz bugünlerde CHP’de yaşanan “
genel başkanlık
” meselesini izliyoruz. Bunun “
parti içi
” bir yönü olduğu muhakkak ve bu bahis partililerin konusu. Ancak bir de meselenin tüzük yönü var ki genel başkanlık meselesinin düğümü de burada bence. Zira parti içinde “
yenileme
” adı altında yapılan “
değişiklikler
”, belediye başkanlarının belirlenmesi ve delegelerin tespiti noktasında CHP tüzüğü ister istemez bir “
statüko
” getiriyor. Bunun en bariz örneği milletvekili ve parti yöneticiliği noktasında. Buraların miras kalması veya bir kimsenin 6 dönem milletvekili veya yönetici olabilmesinin önünde somut bir engel yok. Aslında yapı eski Türkiye gibi. Herkesin belirli kademede, belirli noktada “sen beni gör, ben seni göreyim” yapabilmesine imkân sağlanıyor…
Misal; genel başkanlığa adayı olmak istiyorsunuz (CHP Tüzüğü, m.41) önünüzde iki durum var.
Birincisi önerilme.
Önerilme nisabı yüzde 10 yani 1000 delege varsa 100 delegenin sizi önermesi gerekiyor. Bunların imza kontrolleri titizlikle yapılıyor. Muharrem İnce’nin adaylığından, başta imza verenlerin sonra vazgeçtiğini, daha sonra belirli yerlerde aday gösterildiğini okumuştuk. Hemen her partide böyle bir nisap var. Bu doğal. Peki
anormal olan ne?
CHP’nin “
baraj kaldırılsın, internetten de oy kullanılabilsin
” biçimindeki çıkışı. Parti içinde online oy verme sistemini kurmak kolay ve barajı kaldırmak mümkün. Türkiye için istediğini kendisi için uygulamayan bir anlayış, tuhaf olan! İkinci kısıt ise “Nüfusu 50.000’den fazla olan yerlerde belediye meclisi ve il genel meclisi üyeleri bu görevlerinden istifa etmedikleri sürece kongrelerde aday olamazlar” hükmü. Buna göre belediye başkanı olan birisinin, aday olabilmesi için belediyeden istifa etmesi gerekiyor. Aksi halde genel başkan adayı olamıyor. Bu hüküm hiçbir partide yok, CHP’ye özel bir düzenleme.

KURUCULUKTAN OTORİTERLİĞE…

Sorunları bunlardan ibaret değil. 2018 tüzüğü ortaya çıkarken, gelişen itirazları hepimiz hatırlayalım. MYK’nın belirlenmesi, “Büyük kurultayın parti meclisi ve genel başkan seçimine” indirgenmesi, “önseçimin kısıtlanması ve kaldırılabilmesi” ve bir lider partisine dönüştüğü eleştirileri… Bunu seçimlerde ve kurulan masada Kılıçdaroğlu’nun devraldığı yetkilerde gördük. Kılıçdaroğlu hakkındaki başarısızlık gerçekliğinin ağırlıklı payının altında yatan tüzüğe dayanarak, yetkili organlardan aldığı yetki devri ile süreci ilerletmesi aslında. Pek tabii ekip olarak bir kaybediş var. Ama süreci yapılan değişiklilerle oluşan ve aslında ilk adımını orada gösteren parti içi “otoriterleşme” etkisi esas tartışma konusu. Ve bunun dayanağı tüzük. Hukuki açıdan bakarsak meseleye ortada genel başkan krizinden daha çok CHP’nin söylemlerine ters bir yapı ihdas eden tüzük gerçeği var. Bir yandan “çoğulculuk” ve “tek adama karşıyız” deyip öbür yanda kendinize tüzükten kaleler oluşturmak, bunu alt metinlerle desteklemek.

Parti içi demokrasi ülkemizde az veya çok tüm partilerin ilgi alanına girer. Tüzükler partilerin güçlü ve dinamik yapısını tesis için vardır. Lider odaklılık bir tercihtir. Önemli olan söylem ile eylemin uyumu yani tutarlılık! Kazananın listelerini, parti bürokrasisini, bakanlarını, organlarını yenilediği ancak kaybedenin sorunu sadece genel başkanda aradığı bir düzlem. Ana muhalefetin daha yapısal dönüşüm çağrılarına ihtiyacı yok mu?



#Siyaset
#TBMM
#CHP