Bali Adası’nda düzenlenen G-20 Zirvesi ile Endonezya’nın 2022 dönem başkanlığı sona erdi ve 1 Aralık itibarıyla bayrağı Hindistan devralmış oldu. İklim değişikliği, gıda krizi, korona virüs salgını ve çatışmaların etkisi altında yaşadığımız kritik bir dönemeçte Yeni Delhi, küresel yönetişim için en etkili çok taraflı forumlardan birine yön verme fırsatını yakalamış durumda. Hindistan’ın 2023 dönem başkanlığı çeşitli nedenlerden dolayı büyük önem taşımaktadır ve Türkiye ile ilişkileri bağlamında yakından takip edilmesi gerekmektedir.
G-20 dünyanın en büyük 20 ekonomisi için ortak bir ekonomik forum olarak başlamış olsa da, artık bir dizi küresel ve jeopolitik meseleyi kapsayan bir yapıya büründü. Hiç şüphesiz G-20 zirveleri üye devletler arasındaki diplomatik ve siyasi münasebetlerin masaya yatırılıp tartışıldığı stratejik bir organizasyon ağı olarak dikkat çekiyor. Küresel sorunların yoğun baskısı altında farklı çıkar ve önceliklerin yıpratmasına rağmen iş birliği ve ortaklık vurgusu korunmaya çalışılıyor. Şurası bir gerçek ki, bölünmüş bir dünyada uçurumlar arasında köprü kurmak ve fikir birliği sağlamak kolay bir iş değildir. Rusya-Ukrayna çatışmasının ortaya çıkardığı derin kutuplaşma, iklim değişikliğinin her geçen gün hissedilen ürkütücü boyutları ile salgının neden olduğu ekonomik kriz, rekor enflasyon seviyeleri, gıda ve enerji kıtlığı, ticaret kısıtlamaları ve yaptırımlar gibi büyük sıkıntılar işleri bir hayli zorlaştırıyor.
ULUSLARARASI DİPLOMASİNİN KRİTİK AKTÖRÜ
Böylesi bir konjonktürde, Hindistan’ın muadillerine kıyasla öne çıkan stratejik bir özelliği var. Kendisini saf ittifaklardan uzakta konumlandırarak çok taraflı ilişki ağlarıyla hareket serbestisini arttıran Yeni Delhi, uluslararası diplomasinin kritik bir aktörü haline dönüştü. BRICS, IBSA (Hindistan-Brezilya-Güney Afrika), Güney Asya Bölgesel İşbirliği Örgütü (SAARC) ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gibi birçok önemli grupta yer alan Hindistan, G-20 Başkanlığı sırasında etkin bir şekilde kullanabileceği tüm büyük ekonomilerle kazan-kazan temelli bir çıkar ortaklığı tesis etmiştir. Bununla birlikte, geçmişteki bağlantısızlık ve mevcut çok taraflılık stratejisi yoluyla esnek dış politika uygulayan Hindistan, arabuluculuk, müzakere ve ılımlılık için önemli bir konuma sahiptir.
2023’te Hindistan’ın G-20 Dönem Başkanlığı’nın yanı sıra Şanghay İşbirliği Örgütü Dönem Başkanlığı’nın da aynı yıla denk gelmesi dikkat çekicidir. Ülkenin bu dönem başkanlıkları vasıtasıyla çok kutuplu bir dünya yönündeki küresel hedefleri ile kendini Küresel Güney’in lideri olarak konumlandırmasına ilişkin artan projeksiyonunu yansıtması beklenmektedir. Bu durum, Hindistan’ın Doğu ile Batı arasında bir kanal olarak artan rolünü vurgularken ekonomik ve siyasi entegrasyonları teşvik etme yönündeki dış politika hedefine ciddi bir katkı sunacaktır. Ayrıca Yeni Delhi, bu farklı ama önemli forumlar aracılığıyla bölgesel ve küresel kalkınma, enerji ve gıda tedarik zincirinin korunması gibi temel endişeleri paylaşabileceği ve ortak sorunları çözmek için liderlik edebileceği eşsiz bir konuma sahip olacaktır. Tüm bu gelişmelerin ışığında, Türkiye-Hindistan ilişkileri 2023 yılında beklentilerin çok üzerine çıkarılarak siyasi ve ekonomik iş birliği derinleştirilebilir.
ANKARA–YENİ DELHİ HATTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin Eylül 2022 Şanghay İşbirliği Örgütü Semerkant Zirvesi marjında bir araya gelmesi, iki ülke arasında önemli bir diplomatik gelişme olarak yansıdı. Bu görüşmede iki lider Hindistan ve Türkiye arasındaki ikili ilişkileri bütüncül bir perspektifle yeniden değerlendirdi ve ekonomik iş birliğini yoğunlaştırmanın yolları üzerinde durdu. Ankara-Yeni Delhi hattında ekonomik düzeydeki angajmanın her geçen yıl daha da arttığını ifade etmek gerek. Hindistan ve Türkiye arasındaki ikili ticaret 2018-2021 yılları arasında 8 milyar dolardan 10 milyar dolara yükselmiştir. İş insanları ve firmaların karşılıklı ziyaretlerinin hızlanmasıyla birbirini daha iyi tanıma fırsatı güçlenirken, ticari forum ve ekonomik zirvelerin düzenlenmesiyle söz konusu yakınlaşma artmaktadır. Yakın gelecekte iki ülke, mevcut gidişatı sürdürmek ve ekonomik ilişkileri çeşitlendirmek adına bir serbest ticaret anlaşması veya kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşması imzalayabilir.
Diplomatik düzlemde misyonların gayretli çabalarının karşılığı ticari bağların kuvvetlenmesiyle meyvesini vermektedir. Hindistan’ın yeni Ankara Büyükelçisi Virander Paul, 30 Kasım’da güven mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunarak resmen göreve başlarken Türkiye’nin Yeni Delhi Büyükelçisi Fırat Sunel, Mayıs 2021’den bu yana münasebetlerin güçlenmesi ve karşılıklı etkileşimin büyümesi için tüm imkanlarıyla ilişkileri yeniden nakış nakış işliyor. Nitekim 2023 yılı, bu gayret ve emeğin geri dönüşünün fazlasıyla alınacağı altın bir yıl olabilir. Dışişleri Bakanlığı’nın Yeniden Asya Girişimi ile desteklenen Türk-Hint ilişkileri gastronomiden turizme, sağlıktan teknolojiye, tarımdan uzay çalışmalarına değin geniş bir yelpazede atak üstüne atak yapabilir. Türkiye ve Hindistan enerjilerini ve var olan potansiyellerini gelişmeye hazır bekleyen bahse konu tüm alanlarda zirveye taşıyabilir. Cumhuriyet’in 100. yılına emin adımlarla ilerleyen Ankara, güçlü ekonomisi, genç nüfusu ve ekonomik büyüklüğüyle dikkat çeken Hindistan’ı stratejik bir ortak ve kadim bir dost olarak diplomatik münasebetlerinde ön planda tutmalıdır. Nihayetinde 2023 yılı Türk-Hint ilişkileri tarihinde bir dönüm noktası olabilir.