Seçim yorgunu Bulgaristan

02:0913/10/2022, Perşembe
G: 13/10/2022, Perşembe
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Bulgaristan, Balkanlar’daki en büyük Türk azınlığa sahip ülke olması açısından önemlidir. Türkiye’de yaşayan aynı zamanda Bulgaristan vatandaşı da olan Türkler, her geçen yıl Bulgaristan’daki seçimlere daha fazla ilgi duymakta. Türk ve Müslümanların partisi Hak ve Özgürlükler Hareketi iktidar ortağı olursa, hem Bulgaristan’daki Türklerin geleceği güven altında olabilecek hem de Türkiye-Bulgaristan ilişkileri daha da iyileşebilecek.

Prof. Dr. Celalettin Yavuz / Güvenlik Politikaları Uzmanı

Bulgaristan’da son 18 ayda, sonuncusu 2 Ekim 2022’de olmak üzere dört genel seçim yapıldı. Son seçimleri daha önce 12 yıl başbakanlık yapan GERB partisinin lideri Boyko Borisov önde bitirdi. Oysa daha Şubat 2022’de içerisinde partisinin ileri gelenleriyle birlikte “rüşvet ve yolsuzluk” gerekçesiyle tutuklanmıştı.

NATO VE AB ÜYELİĞİYLE YEŞEREN ÜMİTLER MEYVE VERMEDİ

NATO üyeliği konusunda Türkiye tarafından da desteklenen Bulgaristan’da, AB üyesi olmasına rağmen beklentileri karşılanamayan halkın başı göğe ermedi. Avro bölgesine dahil olamayan ülke, AB’nin en yoksul ülkesidir. Suriyeli sığınmacılar başta olmak üzere, Avrupa’ya geçmek isteyen sığınmacıların da güzergahı üzerinde olan Bulgaristan, AB’den alınan fonlarla Türkiye sınırı boyunca tel örgüler ve duvarlar ördü.

Sonuncusunda cumhurbaşkanlığının da yapıldığı üç genel seçimin sığdırıldığı 2021 yılı unutulmadan ve aradan bir yıl bile geçmeden yaşanan bu seçimlerin istikrar getirebileceği de pek kuşkuludur. Ülkede Batı yanlıları ve Rusya yanlıları arasındaki kutuplaşma giderek keskinleşirken, ülkenin Cumhurbaşkanı bir dönemin ABD’de eğitim görmüş hava kuvvetleri komutanı Rumen Radev’dir. Sosyalistlerce desteklenen Rusya yanlısı Radev, 2016 yılında ve Kasım 2021’de de ikinci turda seçilebildi. 6 milyon 660 bin kayıtlı seçmenin ilgi eksikliği sebebiyle ilk turda yüzde 40,2 olan katılım oranı, ikinci turda sadece 2,5 milyon seçmenin (yüzde 33,7) katılımıyla gerçekleşti. Öte yandan aynı seçimler sırasında “kimseyi desteklemediği” seçeneğini tercih edenlerin oranı da yüzde 3’ü bulmuştu. Türkiye’den seçimlere katılım ilk turda 90 bin civarında iken, ikinci turda 23 bine gerilemişti.

2021 yılında ilki nisan, ikincisi temmuz ayındaki parlamento seçimleri sonucunda hükümet kurmak mümkün olamamıştı. Kasım 2021’de cumhurbaşkanlığı ile birlikte yapılan parlamento seçimlerinde yüzde 4 seçim barajını aşabilen 7 siyasi parti 240 kişilik meclise girebildiler. Önceki Ekonomi Bakanı Kiril Petkov ve eski Maliye Bakanı Asen Vasilev’in seçimden kısa bir süre önce kurduğu Değişime Devam (PP) partisi, yüzde 25,67’lik oranla meclise 67 milletvekili soktu. Bir önceki dönemin Başbakanı Boyko Borisov’un Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) partisi yüzde 22,74’lik oyla 59 milletvekilliği kazanırken Borisov, milletvekilliği koltuğuna oturmaktan vazgeçtiğini duyurdu. Türk ve Müslümanların desteklediği HÖH partisi de yüzde 13’lük oran ve 34 koltukla üçüncü sırada kazandı.

Eski Komünist Parti geleneğini sürdüren Rusya yanlısı Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) yüzde 10,21 oyla 26, Şovmen Slavi Trifonov’un popülist ve önceki seçimlerin birincisi Böyle Bir Halk Var (İTN) partisi yüzde 9,52 ile 5. sıraya inerek sadece 25 koltuk alabildi. Borisov’a muhalefetle bilinen Demokratik Bulgaristan (DB) partisinin seçmenini önemli ölçüde PP’ye kaptırdığı için yüzde 6,37’yle 16 sandalye kazanabildi. AB ve NATO karşıtı milliyetçi Yeniden Doğuş partisi de yüzde 4,86’lık oranla 13 milletvekili çıkarmıştı.

Kasım 2021’deki seçimlerin sonunda PP Lideri Petkov’un, BSP, İTN ve DB ile kurduğu koalisyon hükümeti 13 Aralık 2021’de güvenoyu alarak göreve başladı. Ancak hükümet bıçak sırtında idi. Petkov Hükümetinin ilk icraatlarından biri önceki hükümetin yolsuzlukları üzerineydi. Eski başbakanlardan GERB lideri Boyko Borisov ile partideki ileri gelenlerden bazıları gözaltına bile alındılar. Bulgaristan’ın geleceğini değerlendirmek için çok yakın geçmişini hatırlamakta yarar vardır.

RUSYA- UKRAYNA SAVAŞI İSTİKRARSIZLIĞI BÜYÜTTÜ

2009’da yüzde 32,65’luk oy oranıyla iktidara yürüyen Borisov’un söylemi “yolsuzlukla mücadele”ydi. Başlangıçta yolsuzluklar konusunda küçük başarılar elde edebilmişse de devamını getiremediği anlaşılmaktadır. Buna rağmen tüm dünyayı olumsuz etkileyen küresel salgının başladığı 2020 yılına kadar ekonomik büyüme sürdürüldü. 2017-2019 döneminde yüzde 3-4 civarında ve AB ortalamasının çok üzerinde bir büyüme yakalayan Bulgaristan’da, pandemi sebebiyle yüzde 4’e yakın ekonomik daralma yaşandı. Öte yandan AB üyeliği öncesi 2000 yılında yaklaşık 6.400 dolar civarındaki kişi başına düşen milli geliri 2019’da 25.000 dolara dayandı.

Ancak ülke, 1997’de NATO, 2007’de AB üyeliğine kavuşan ve ekonomisinde hızlı bir çıkış yapmayı başarabilse de gelişmişlikte Avrupa’nın en gerilerinde yer almaya devam etti. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde yolsuzlukla mücadelede AB içerisinde en geride kalan Bulgaristan’da, yolsuzluk ve rüşvetin derin etkileri sebebiyle bir ara “Ayağa kalk! Mafya Defol!” adında ilginç ve meclise girecek oyu alabilen bir siyasi parti bile kuruldu.

Ülke istikrarını olumsuz etkileyen hususlardan bir diğeri de Rusya ve Batı arasındaki kutuplaşmadır. 2016 yılından beri cumhurbaşkanlığını üstlenen Radev, Rusya yanlısı olarak bilinirken, muhafazakarların lideri Borisov kısmen AB yanlısı, son Başbakan Petkov da ABD yanlısı olarak bilinmektedir. 2014 Rusya-Ukrayna kriziyle birlikte bu husus daha da belirginleşmiştir.

KUZEY MAKEDONYA: PETKOV HÜKÜMETİNİN KIRILMA ANI

Aralık 2021’de göreve başlayan dört bacaklı Petkov hükümetinde henüz taşlar yerine bile oturmadan önceki hükümetin lider kadrosunun üzerine yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle yüründü. Diğer taraftan ABD’nin etkisiyle hızlı bir şekilde Bulgaristan-Makedonya sorununu çözmek maksadıyla Kuzey Makedonya’nın AB ile müzakerelerine koyduğu vetoyu Haziran 2022 içerisinde 4 şartla kaldırdı. Bu gelişmede Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırının büyük etkisi vardı. Petkov hükümeti ABD ve AB’nin siyasi baskılarına daha fazla dayanamamıştı. 170 milletvekilinin oyuyla kabul edilen bu sonuca göre Kuzey Makedonya, ülkesindeki Bulgarları anayasasında “devleti oluşturucu unsur olarak kayda geçecek, Makedonca Bulgarcadan farklı bir dil olarak kabul edilmeyecekti.”

Ancak bu gelişme öncesinde koalisyon ortağı İTN Partisi, Kuzey Makedonya ile ilgili bu politikayı bahane ederek 8 Haziran’da koalisyondan ayrılmıştı. Petkov Hükümeti, Kuzey Makedonya’nın AB nezdindeki vetosunun kaldırılması sırasında Borisov’un lideri olduğu GERB partisince verilen gensoru önergesi üzerine güven oylamasını kaybetti. Son yıllarda ülkenin makus talihi haline gelen yeni seçimler için tekrar düğmeye basılmıştı.

Aslında Petkov’un Kuzey Makedonya konusunda Şubat 2022 ayı içerisinde girişimde bulunduğu esnada bazı Bulgar uzmanlar “Makedonya ile ilgili sorunun Bulgaristan’ın istekleri dışında çözülmesi”nin hükümetin sonunu getireceğini ileri sürmüşlerdi. Onlara göre Makedonya’daki Bulgar düşmanlığı ve nefret dili dahil tüm sorunlar AB’ye de taşınmış olacaktı. Yani Petkov, ABD’nin istekleri uğruna ülkeyi yeni bir istikrarsızlığa sürüklüyordu…

GİDEREK AZALAN NÜFUS

Bulgaristan’da adeta alarm verecek derecede ciddi bir nüfus erimesi olup iki yönlü tehlike mevcuttur. İlki, daha iyi ekonomik imkanlar sebebiyle ülkeyi terk edenlerin nüfus sayısını düşürmelidir. Daha da önemli ölçüde nüfus azlığına sebebiyet veren diğer husus doğurganlık oranının düşüklüğüdür. Ocak 2022 başlarında Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün (NSİ) verdiği bilgilere göre son on yılda Bulgaristan’ın nüfusu 844 bin azalmıştır. Sebepler içerisinde yüzde 53’ünün, ölenlerin sayısının yeni doğanlara göre daha fazla olması oluştururken, yüzde 47’si de ülkeden ayrılmaların sonucudur. 2007 yılında AB üyeliğinin gelişiyle çoğu Almanya’ya (342 bin) olmak üzere 950 bin Bulgar vatandaşı AB ülkelerine göç etmişler. Son dönemlerde ise İngiltere, Belçika ve Hollanda daha cazip hale gelmiştir.

TÜRK VE MÜSLÜMANLARIN PARTİSİ KOALİSYONA KATILABİLİR Mİ?

2 Ekim erken genel seçimlerinde daha önce 12 yıl başbakanlık yapan ve geçen yıl iktidara veda eden eski Başbakan Boyko Borisov’un partisi GERB yüzde 25.37 oy oranıyla ilk sırayı aldı. Mevcut koalisyon hükümetinin Başbakanı Petkov’un lideri olduğu Değişime Devam (PP) partisi oyların yüzde 20,21’i ile 2. sırada yer aldı.

Üyelerinin çoğunluğunu Türk ve Müslümanların oluşturduğu HÖH partisi yüzde 13,66 ile üçüncülüğü alırken, Avrupa Birliği ve NATO karşıtı milliyetçi Yeniden Doğuş partisi yüzde 10,17 ile 4. sırada yer aldı. Eski komünist partinin çizgisinde ve Rusya yanlısı olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ise oyların yüzde 9,32’si ile beşinci sırada yer aldı. Kent soylu sağcı taraftarların desteklediği Demokratik Bulgaristan (DB) yüzde 7,46, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in yakın çevresini temsil eden, Rusya yanlısı eski Savunma Bakanı Stefan Yanev’in Bulgar Yükselişi (BV) partisi ise yüzde 4,64 oy alarak 6. ve 7. Sıralara yerleştiler. Katılım oranının yüzde 38’e yakın olduğu seçimlerde bir ara ilk parti seçilme başarısı göstermiş olan ancak Kasım 2021 seçimlerinde beşinciliğe gerileyen popülist şovmen Slavi Trifonov’un Böyle Bir Halk Var (İTN) partisi de yüzde 3,8’lik oranla parlamento dışında kaldı.

Bu sonuca göre Bulgaristan’da gene bir koalisyon hükümeti kurulacak gibidir. İşin ilginç yanı seçmen, yolsuzluk ve rüşvet sebebiyle 10 ay önce alaşağı ettiği Borisov ve partisi GERB’i tekrar ilk sıraya taşıdı. Petkov yönetimi sırasında Borisov’un “yolsuzluk” sebebiyle tutuklanmış olması, ilk iki siyasi partinin koalisyonunu imkânsız kılmaktadır. Güvenoyu alabilmek için en az 121 milletvekilinin gerekli olduğu yeni hükümetin de en az üç ortaktan oluşması beklenmektedir. Matematiksel olarak bakıldığında, soğuk savaş sonrası dönemde iki dönem koalisyon ortaklığı yapan HÖH’ün yeni koalisyonda yer alması gerekir. Ancak Borisov, daha önceki hükümetlerine HÖH’ü almadı. Üstelik HÖH, Türk ve Müslüman partisi gibi göründüğü için muhafazakar veya sosyalist de olsa tüm diğer partiler milliyetçi zeminde birleşerek HÖH’e karşı mesafelidirler.

Bu durumda ABD yanlısı PP karşısında, AB yetkili kurumlarınca “yolsuzluk ve rüşvetle” suçlanan Borisov’un da Rusya’ya yakın partilerle koalisyona gitmesi sürpriz olamayacaktır. Oysa Borisov 2020 yılında Bulgaristan’ı avro bölgesine sokmanın eşiğine getirmişti. 2020 yılında Cumhurbaşkanı Radev’le geçinemeyen Borisov, Radev’in kendisini evinde bile İHA’larla gözetlediğini ileri sürmüştü. Hafızalarda netliğini koruyan bu olay Borisov tarafından unutulabilir mi? Öte yandan Borisov’un hükümet kurabilmesi için Cumhurbaşkanı Radev’in yardımına da ihtiyacı vardır. Çünkü yolsuzluk sebebiyle tutuklandığı geçen şubat ayından bu yana geçen süre daha kısa olup, o dönemin başbakanı ve PP partisi lideri Petkov’la koalisyon ortaklığına gidilemeyeceği açıkça görülebilmektedir. Nitekim seçim sonuçları kabaca belli olduktan sonra Petkov, Borisov’u Rus yanlısı olmakla göstermeye başladı bile…

Bulgaristan; Türkiye üzerinden Orta doğu’yu, Avrupa, Rusya ve Karadeniz bölgelerine bağlayan çok önemli uluslararası yol güzergahında stratejik bir konumdadır. Bir taraftan Türkiye-Avrupa arasındaki kara ve demir yollarına ev sahipliği yaparken, diğer taraftan da Karadeniz kıyısındaki Varna ve Burgaz liman kentleri vasıtasıyla Karadeniz havzasıyla Avrupa’yı birbirine bağlar. Kuzeyindeki Tuna Nehri vasıtasıyla da Karadeniz-Almanya arasında nehir yolu taşımacılığına hizmet eder.

Bulgaristan, Balkanlardaki en büyük Türk azınlığa sahip ülke olması açısından da önemlidir. Türkiye’de çok sayıda Bulgaristan göçmeni Türk yaşamakta ve aynı zamanda Bulgaristan vatandaşı da olan bu Türkler her geçen yıl artan ölçüde Bulgaristan’daki seçimlere daha fazla ilgi duymaktadırlar. HÖH’teki parçalanma büyük ölçüde durmuş gibiyse de gene de HÖH’ün iktidar ortağı olmasıyla hem Bulgaristan’daki Türklerin geleceği güven altında olabilecek hem de Türkiye-Bulgaristan ilişkileri daha da iyileşebilecektir.

#Bulgaristan
#Balkanlar
#Türkiye
#Halk ve Özgürlükler Hareketi