Gürcistan, Kırım ve son olarak da Ukrayna savaşı Rus halkını ikiye bölmüştür. Bu bölünmüşlüğün bir tarafında çoğunluğunu 30 yaş altı gençler ve ekonomiyi öncelik olarak gören Putin karşıtı muhalefet oluşturmaktadır. Diğer tarafta ise Rus milliyetçiliği söylemlerinden beslenen ve her koşulda Putin liderliği altında toplanmış kesim yer almaktadır.
Rus ulusunun Ukrayna meselesine yaklaşımını yorumlamak, Rus halkının tarih boyunca maruz kaldığı tarihsel hafıza dikkate alınınca anlamlı olacaktır. Rus ulusu tarih boyunca savaş, kıtlık, ekonomik ve siyasi krizlerle sınanmış, bu sınanmışlık Rus halkının bilinçaltında ciddi bir yer işgal etmiştir/etmektedir.
Rus halkı SSCB’nin dağılması sonrası yaşanan ekonomik ve siyasi kriz ortamından kendisini çıkaracak bir lider arayışına girdi. 2000 yılında Başkanlık koltuğuna oturan Vladimir Putin, ülkeyi ciddi ekonomik ve siyasi sorunlarla mücadele ederken devraldı. Görevi devralmasıyla birlikte Putin radikal ekonomik ve siyasi adımlar atarak Rus halkının gözünde “Rusya’nın kahramanı” ve “modern çarı” olmayı başardı. Özellikle halk tarafından ekonomik sorunların nedeni olarak görülen Rus oligarklarla olan savaşı kazanması ve Çeçenistan’daki hâkimiyeti sağlaması Rus halkının gözünde Putin’e ciddi bir popülarite kazandırdı.
2000 yılı sonrası halk desteğini arkasına alan Putin liderliğindeki Kremlin ekonomik sorunlarını aşama aşama çözmek için Batı ile iyi ilişkiler geliştirdi. Bu sayede ekonomik sorunları kademe kademe aşarak 90’lardaki ekonomik buhrandan ülkeyi çıkardı. Bu ekonomik rahatlama Rus halkının günlük yaşam şartlarına doğrudan yansıdı ve Rus halkının önceliklerinin değişmesinde önemli etkisi oldu. Toplumsal gelişmeler, Rus halkının büyük bir bölümünün önceliğini milliyetçilik ve vatanseverlik zemininden, ekonomik ve bireysel özgürlük zeminine kaydırdı/kaydırmaktadır.
Gürcistan, Kırım ve son olarak da Ukrayna savaşı Rus halkını ikiye bölmüştür. Bu bölünmüşlüğün bir tarafında çoğunluğunu 30 yaş altı gençler ve ekonomiyi öncelik olarak gören ve azımsanamayacak Putin karşıtı muhalefet oluşturmaktadır (siyasi baskı ve korku sebebiyle aktif eylemde bulunamayan sessiz çoğunluk). Diğer tarafta ise Rus milliyetçiliği söylemlerinden beslenen ve her koşulda Putin liderliği altında toplanmış kesim yer almaktadır.
HALKIN ÖNCELİĞİ EKONOMİ
Rus halkının önemli bir kesiminin önceliğinin ekonomik ve bireysel özgürlük zeminine kaymasının yansımaları bugün Rusya sokaklarında net bir şekilde görülmektedir. Artan işsizlik oranı ve enflasyonun yükselmesi Rus halkının alım gücünü etkiliyor. Yaşanan/yaşanacak uluslararası yaptırımlar halkın ekonomik koşullarını doğrudan etkileyeceği için halkın azımsanamayacak bir bölümü Ukrayna ile yaşanmakta olan çatışmadan uzak durulması ve olaylara barışçıl bir şekilde yaklaşılması gerektiğini savunmaktadır. Batı ile olan ilişkilerin ekonomik durumla doğrudan ilişkili olmasından dolayı ilişkilerin iyileştirilmesi konusunda adımlar atılması gerektiğini düşünüyorlar. Bu nedenle çatışma ve ekonomik sorunların devam etmesinin sorumlusu olarak Kremlin’i ve Putin’i işaret etmektedirler.
Rusya’da nesiller arasında ciddi bir iletişim sorunu ve kopukluk olduğunu söylemek mümkündür. Bu iletişim sorunu ve kopukluğun nedeni: otuz yaş altı genç nesil ile otuz yaş üstü neslin beklenti ve dünya görüşü farklılığından kaynaklanmaktadır. SSCB döneminde doğmuş ve yaşamış Rus halkında milliyetçilik damarı daha belirgin iken, “Z kuşağı” olarak adlandırılan kesim milli duygulardan uzak bir gündeme sahiptir. Bu durum halkın Rusya-Ukrayna çatışmasına yönelik yaklaşımında ciddi bir ikiye bölünmüşlük ve iki farklı ana yaklaşım ortaya çıkarmaktadır. Örneğin; bu ayrımı ana akım medya ve sosyal medya platformları üzerinden okumak mümkündür. Ana akım medyada genellikle Putin ve Kremlin’in politikalarının propagandası yapılmaktadır. Bu kanalların genel takipçisini 30 yaş üstü halk oluşturmaktadır. Öte yandan, bazı yurtdışından yayın yapan muhalefet kanalları ve sosyal medya üzerinde örgütlenen; çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu muhalif bir kesim (her 10 Rus gencinden 9’u Batıda bir ülkede eğitim ve yaşam hayali kurmaktadır.) bulunmaktadır. Bu muhalif kesim ülkedeki özgürlük ve adaletsizlik söylemleri üzerinden Putin’e ve politikasına yönelik sert eleştiriler yapmakta ve Ukrayna müdahalesini de bu çerçeveye dâhil ederek eleştirmektedirler.
Otuz yaş üstü halkın gençlere yönelik olan genel yaklaşımının bir yansıması ve özeti niteliğinde olan bir Rus vatandaşının sosyal medya üzerinden yaptığı şu yorum bizlere ciddi ipuçları vermektedir: “Ne yazık ki, savaşın tüm dehşetini yaşamamış genç nesil Rusya’nın barış çabasını anlamamaktadır. Batının etkili propagandası gençlerin tarihten beslenmeyen beyinleri tarafından kolayca emilmektedir.” Putin’e ve müdahaleye karşı olan gençlerin genel eleştirisi ise “Artık oluşmakta olan yeni uluslararası konjönktür ve gereksinimler 30 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar değişmiştir. Bu yüzden Rusya’nın geleceği ve gelişimi ancak Batı ile ilişkilerin geliştirilmesi ve Batı ile ekonomik entegrasyondan geçmektedir.” Onlara göre bu yaklaşım: “Milli değerleri bir tarafa bırakarak Batının şemsiyesi altına girmek değil, aksine zamanın koşullarına göre yeni bir Rus dış politikası modeli geliştirilmesi gerekliliğindendir.”
RUS GENÇLERİNİN İDOLÜ: ZELENSKİY
Özellikle muhalif ve gençlerden oluşan kesim, Rusya’nın Ukrayna ile yaşamakta olduğu çatışmaya karşı çıkmaktadır. Bu yüzden Ukrayna savaşının Rusya ve Rus halkının savaşı değil, Putin’in savaşı olduğuna inanmaktadırlar. Putin’e yönelik eleştirel söylem özetle: “Kendi halkına özgür seçim hakkı vermeyen, özgürlükleri kısıtlayan, muhalif sesleri tutuklatan bir liderin başka ülkenin toprakları üzerindeki özgürlüklerin savunulmasından kendini sorumlu görmesi anlamsız ve inandırıcılıktan uzak” olduğu yönündedir.
Öte yandan, Rus “Z kuşağı” ile Ukrayna Cumhurbaşkanı V. Zelenskiy arasında gizli bir duygusal bağ olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü Zelenskiy’nin Batı yanlısı yaklaşım ve söylemleri Rus gençliğinin bilinçaltı yaşam şart ve beklentileri ile paralellik göstermektedir. Bu yüzden gençlerin idol lider profili Putin tarzı değil, daha çok Zelenskiy tarzı lider profilidir. Bunun bir sonucu olarak Rus hane halkı içinde gençler ve yetişkinler arasında ciddi bir fikir ayrılığı olduğu rahatlıkla söylenebilir.
MİLLİYETÇİ KESİMİN TEPKİSİ
Rus milliyetçiliği söylemlerinden beslenen ve Putin liderliği altında toplanmış kesim, Rus milliyetçiliği ve Rus Ortodoksluğu söylemleri üzerinden hareket etmektedir. Bu halk kitlesi Ukrayna halkına din (Ortodoks) ve milliyet (Slav) kimliği üzerinden yaklaşmaktadır. Rus milliyetçi kesim Ukrayna’yı tarihsel Rus anakarasının bir parçası olarak görmekte ve Ukrayna halkını kardeş ve dindaş (Türk-Azerbaycanlı kardeşlik söylemine çok yakın) bir halk olarak görürken, öte yandan Zelenskiy’yi de iki halk arasına nifak sokan ve Batılılara Rus topraklarını peşkeş çeken bir hain ve “soytarı (шут)” olarak görmektedirler.
Ayrıca, bu kesim Donetsk ve Luhansk′ın Rusya tarafından bağımsızlıklarının tanınmasının çok geç bile kaldığını savunmaktadır. Onlara göre bu tanıma bu bölgelerdeki insan hakları ihlallerini ve çatışmaları sonlandıracaktır. Ayrıca, Putin’i bölgeye barışı götüren bir kahraman olarak görmekte ve Batının yaklaşımını anlamsız bulmaktadırlar. Milliyetçi Rus kesim Kosova’nın tanınması ile Donetsk ve Luhansk’ın tanınması arasında uluslararası hukuk açısından bir paralellik olduğunu düşünüyor.
“DIŞ RUSLAR”IN YAKLAŞIMI
Dikkat çekilmesi gereken bir diğer mesele de “dış Ruslar” meselesidir. Bugün 25 milyon civarında Rus etnik kesim -SSCB’nin bir mirası olarak- başka ülke topraklarında ikamet etmektedir. Rusya’nın yakın coğrafyasındaki farklı ülkelerde ikamet eden Rus halkları Putin’in söylem ve politikalarını büyük oranda desteklemektedir. “Dış Ruslar”ın Putin’e yaklaşımının önemli olmasının nedeni Kremlin’in bu etnik kesimi, bu ülkelerin içişlerine karışmak için bir müdahale aracı olarak görmesidir. Örneğin; Donetsk ve Luhansk’taki Rus nüfusunun etkisiyle -Rusya içerden destek alarak- bu tanımayı gerçekleştirmiştir. Önümüzdeki süreçte Moskova yönetimi Ukrayna’nın dışında Moldova’nın Transdinyester bölgesi, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Baltık ülkelerinde de bu Rus nüfusunu bahane ederek çeşitli politik ve askeri adımlar atabilir.
Putin özellikle, Rusya’da milli bayram olarak kutlanan “23 Şubat Vatan Savunucuları Günü” öncesi Donetsk ve Luhansk′ın bağımsızlıklarını tanıması ve 24 Şubat’ta Ukrayna’ya müdahale başlatmasıyla iki önemli sonuç amaçlamıştır. İlk olarak, Donetsk ve Luhansk’ı tanımak için özellikle bu günü seçmesi milliyetçi kesimin desteğine yönelik bir eylem olarak okunmalıdır. Bu milliyetçi kesimin desteği Putin’in adımlarını iç siyasette bir yasal zemine oturtarak elini rahatlatacaktır. İkinci olarak, içerde oluşan/oluşmakta olan Putin karşıtlığının bilincinde olan Kremlin, bu durumu ortadan kaldırmak için savaş argümanını kullanmıştır. Bu savaş ve çatışma ortamı Putin’e iç siyasi atmosferde bir takım getiriler sunmaktadır. Rus halkını psikolojik olarak savaş ortamına çekerek, bu savaştan Rusya’yı çıkaracak tek liderin kendisinin olduğu argümanını ortaya koymaktır. Bu liderlik kozu Putin’i vazgeçilmez kılmaktadır. İkinci olarak, Putin psikolojik olarak Rus halkını savaşa dâhil etmeyi amaçlamıştır. Halkın savaşa dâhil olduğu noktada iç muhalefetin Putin’in karşısında durması olası değildir. Sonuç olarak, fakirleşen ve bağımlı hale gelen Rus halkının lidere başkaldırı gücü ortadan kalkacaktır. Bu durum Putin’in gücünü daha da pekiştirecektir.
RUS RULETİ
Gürcistan savaşı, Kırım’ın ilhakı ve son olarak da Ukrayna müdahalesi Rus halkı arasında Putin’in popülaritesini artırmıştır. Bu popülarite Putin’de güç zehirlenmesine neden olabilir. Bu yüzden Putin ince ve tehlikeli bir çizgide yürümektedir. Eğer Putin Ukrayna müdahalesi dolayısıyla halkının ekonomik durumunu riske atarsa Rus halkı arasındaki popülaritesi azalacaktır. Bu durum içerde ve dışarda mevcut olan Putin karşıtlığını besleyerek Putin’in liderliğini ve Kremlin’deki konumunun sorgulanmasına neden olacaktır. Bu yüzden Ukrayna krizi Putin’in bir sınavı olarak okunabilir. Dışardan görüldüğünün aksine Rus halkının milliyetçilik kaygılarından çok ekonomik kaygıları bu süreci etkileyecektir.
Rusya’nın Ukrayna müdahalesine yönelik Rus halkının yaklaşımını tek bir bakış açısıyla değerlendirmek zordur. Bir tarafta milliyetçi kesim yer alırken diğer tarafta ise daha çok gençlerin ve ekonomik kaygısı olan halkın oluşturduğu kesim bulunmaktadır. Ukrayna müdahalesinin sonucu ne olursa olsun milliyetçi kesimin Putin’e olan desteği azalmayacaktır. Öte yandan, yaşanacak bir ekonomik kriz, uluslararası toplumda ve yakın komşu coğrafyalarda oluşacak Rus karşıtlığı, içerde ve dışarda Putin karşıtlarının eline kayda değer ve Putin açısından tehlikeli kozlar verecektir. Dolayısıyla, Putin’in geleceğini ülke ekonomisi ile Ukrayna krizi arasında kuracağı denge belirleyecektir. Ukrayna savaşı kum saatinin akışını Putin’in aleyhine olacak şekilde başlatmıştır. Putin’in bu krizden kazançlı olarak çıkması için hızlı davranması ve politik zekâsını tam kapasite kullanması gerekecektir. Aksi takdirde zaman Putin’in en büyük düşmanı olabilir.