Çin’in 2013 yılında dünya gündemine soktuğu Tek Kuşak Tek Yol projesi, geçen hafta Pekin’de yapılan 2. Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği forumu ile güncellendi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in temelini attığı girişim, özellikle finansal sürdürülebilirlik, yolsuzluk ve çevre konularında eleştirilere cevap verecek bir formatta kurgulandı.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping 2013 yılında İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu projelerini arka arkaya duyurduğunda, öngörülü bazı analistler, bunun öyle sıradan bir altyapı tesisleri hamlesi olmayacağını sezmişti. Çin’in –elbette öncülüğünü Pekin’in yaptığı- birçok taraflı kalkınma modeli önerdiği, içerideki üretim fazlasını dışa aktarmaya hazırlandığı, dev döviz rezervini bu işe seferber edeceği tespit edilebiliyordu. Bu girişim, bir yönüyle, Çin’in kendi sınırlarının ötesine ne gözle baktığını, nasıl bir dünya düzeni tahayyül ettiğini de açıklıyordu.
Kısa sürede Kuşak ve Yol (bundan sonra İngilizce BRI –Belt and Road Initiative- kısaltmasıyla analım) adıyla markalaşan ve Xi dönemi Çin dış siyasetinin alametifarikasına dönüşen bu girişim, ilk etapta büyük bir coşkuyla karşılanacaktı. Kuşak ve Yol girişimine destek ifadesi, diğer ülkeler için Çin’le işbirliği yapmanın tılsımı gibiydi. Girişimin propagandasını, Çin’den çok diğer ülkeler yapmaktaydı. “Tek Çin” siyasetine verilen destek ifadesinin ardından, Pekin’e gelen misafir liderler, Kuşak ve Yol girişiminde rol almak istediklerinin altını da itinayla çiziyordu.
İpek yolu söylemi, Çin siyasetinin retoriğini de belirledi: Artık enformasyon teknolojisi denmiyordu, ‘dijital ipek yolu’ deniyordu. Çevre korumanın yerini ‘yeşil ipek yolu’ almıştı. Küresel yönetişime dair Çin’in önerileri ‘ipek yolu ruhu’ olarak anılmaktaydı. İpek yolu medyası, ipek yolu filmleri, ipek yolu müzikleri, kısa sürede bir ipek yolu kavramında bir enflasyon yarattı.
‘BORÇ TUZAĞI’ ŞÜPHESİ
2017 yılında Çin ilk BRI Uluslararası İşbirliği Forumu’nu organize ettiğinde, 29 ülkeden devlet veya hükümet başkanı Pekin’e gelmiş, girişim ilk kez ete kemiğe bürünmüştü. Ancak peşi sıra bazı sorunlar baş gösterdi: Endonezya ve Tayland, Çin’in üstlendiği bazı hızlı tren projelerini durdurdu. Nepal, hidroelektrik santrali kurmak için Çin’le yaptığı anlaşmayı iptal etti. Dünyanın asıl dikkatini çeken haber Sri Lanka’dan geldi; hükümet Hambantota limanını inşa etmek için Çin’den borç almıştı. 2017 yılının sonunda liman halen çalışmaya başlamadı. Borçlarını ödeyemeyen Sri Lanka hükümeti, limanı 99 yıllığına Çin’e devretti. Bu tecrübenin ardından, Çin’in Afrika’yla ilişkisini açıklarken sıkça dillendirilen ‘borç tuzağı’ iddiası bu kez BRI projeleri için gündeme geldi.
Zamanla girişimin, altyapı tesislerini finanse etmenin ötesinde küresel jeopolitik dengeyi esaslı şekilde değiştirebilecek bir hamle olarak değerlendirildiğine şahit olduk. Çin gerçekten kendi gelişmesinden doğan fırsatları mı dünyayla paylaşıyordu (ki Dışişleri Bakanı Wang Yi bu gelişmeyi bir ekspres trene benzetmekteydi), yoksa kendi kronik sorunlarını ve teknolojik imkanlarla gelişmiş otoriter yönetim anlayışını mı dışarı aktarıyordu? İşin zaten altyapı inşasıyla sınırlı kalmayacağı belliydi de, Çin gerçekten neyin ‘altyapısını’ yapıyordu?
Xi’nin görevdeki ikinci döneminde, BRI hakkında şüpheler ve olumsuz ithamlar da yükselmeye başladı. Çin’in stratejik bir ajandası olduğu, kırılgan ekonomileri borç tuzağına çektiği iddia edildi. Amerikan yönetimindeki Çin şahinleri, Çin eleştirilerinin ağırlık noktasını BRI projelerine yöneltmişti. Mike Pence, girişimi ‘sıkı bir kemer ve tek taraflı bir yol’ olarak niteliyordu.
ÇİN GİRİŞİMİ REVİZE EDİYOR
2. BRI Uluslararası İşbirliği Forumu bütün bu eleştiriler altında 25-27 Nisan’da Pekin’de toplandı. Geçen 2 yılda gelen borç tuzağı, neokolonyalizm, şeffaflık, çevre sorunları, yolsuzluk gibi eleştirilerin ardından, girişimin ‘yeni sürümü’ merakla bekleniyordu. ABD ile devam eden ticaret müzakereleri ve ekonomik büyümede yavaşlama, forumun atmosferini belirleyen diğer faktörler olarak dikkat çekiyordu. Çin’in eleştirileri nasıl göğüsleyeceği, ne gibi çözümler üreteceği merak edilmekteydi.
Finansal sürdürülebilirlik eleştirileri dikkate alınmıştı, Reuters’in gördüğü taslak bildiride “Finans kurumları arasındaki işbirliğine destek” ifadesi geçtiği belirtiliyordu; 2017 bildirisinde hiç geçmeyen “yeşil” sözcüğü, yeni taslak bildiride 7 kez kullanılmıştı. Forumun başlamasından bir gün önce katıldığı bir etkinlikte konuşan Çin Halk Bankası Başkanı Yi Gang, “Gelişmekte olan ülkelerin borç sorunlarını nesnel olarak değerlendirmemiz gerekiyor” diyordu.
KİMLER VAR, KİMLER YOK?
126 ülke ve 29 uluslararası örgüt Çin’le Kuşak ve Yol (BRI) işbirliği anlaşması imzalamış durumda. Çin ile katılımcı ülkeler arasındaki ticaret hacmi 6 trilyon doları aşıyor. Forumun sonunda, toplam 64 milyar dolarlık işbirliği anlaşmaları imzalandığı açıklandı.
2. BRI forumuna 37 devlet veya hükümet başkanı katıldı. Foruma katılan yabancı lider sayısı 2017’de 29’du, bu yıl 37’ye çıktı. ABD yüksek bir yetkili göndermedi. İtalya, Avusturya, ve İsviçre’nin foruma yüksek katılımı olurken, İngiltere Maliye Bakanı Hammond’u Pekin’e gönderdi. Bakan Hammond girişimi ‘tutkulu bir vizyon’ olarak niteledi, finansman alanındaki deneyimlerini paylaşabileceklerini söyledi.
Çinliler ‘en saygın misafir’ olarak Nazarbayev’i işaret ediyor. Nazarbayev, forumun açılışında Xi ve Putin’in ardından üçüncü konuşmacı olarak katılımcılara hitap etti ve BRI’nin “küreselleşmede doğulu çehreye sahip yeni bir model” sunduğunu söyledi.
İlk foruma cumhurbaşkanı düzeyinde katılan ve BRI içerisinde önemli bir kavşak noktası olarak görülen Türkiye’nin, bu foruma ulaştırma bakanıyla katılması, batı medyasında çeşitli iddialara neden oldu. CNN, Türkiye’nin üst düzey şekilde forumda olmamasını ‘notable absence’ (dikkate değer bir yokluk) olarak nitelerken, Bloomberg Polonya, Sri Lanka, Arjantin ve Türkiye gibi foruma üst düzeyde iştirak etmeyen ülkelerin, BRI konusunda Çin’le anlaşmazlıkları olmasa da, “jeopolitik endişelerle” Pekin’de yer almamış olabileceklerine ilişkin iddialara yer verdi. Aynı haberde, Türkiye’nin yokluğuna gerekçe olarak Uygur meselesi işaret edilirken, Polonya’nın da iki Huawei çalışanını casusluk gerekçesiyle tutuklamış olduğuna dikkat çekildi.
Xİ: KÜRESEL EKONOMİYE YENİ BİR ALAN AÇTIK
Xi Jinping forumun açılış konuşmasında, küresel ekonominin büyümesi için yeni bir alan açtıklarını söyledi. Ticaret savaşına doğrudan değinmedi, ancak ticaret fazlası peşinde olmadıklarını, daha dengeli bir ticaret için tarımsal ürün ithalatını artıracaklarını kaydetti. Çin para birimi Yuan’ı devalüe etmeyeceklerini ekledi. Konuşmada yeşil kalkınma ve finansal sürdürülebilirlik vurgusu önemliydi. İnovasyon alanında BRI kapsamındaki ülkelerden 5 bin kişiye destek vereceklerini belirtiyor, kapalı bir ‘küçük kulüp’ yaratmadıklarını söylüyor ve BRI projelerinde yolsuzluğa sıfır tolerans göstereceklerini vurguluyordu.
Xi’nin konuşması 2017 konuşmasına göre ilk etapta göze çarpan bazı farklılıklar taşıyordu, konuşma süresi 45 dakikadan 30 dakikaya düşmüştü. 2017’de girişimin kendisine odaklanan Xi, bu kez reform adımlarını ve yabancı sermayenin önünü açmak için aldıkları uygulamaları sıralıyordu. Normalde bu tip konuşmalar, yeni siyasetlerin duyurulması amacıyla kullanılırdı, bu kez bilinen taahhütler yinelendi, endişeleri giderme çabası ağır bastı. Xi’nin kontrollü forum konuşmasını, bir frene basma değil, ancak hızını koruma olarak düşünebiliriz.
Forumun son günü yuvarlak masa liderler zirvesinin ardından açıklanan sonuç bildirgesinde, beklendiği gibi finansal sürdürülebilirlik, yüksek kaliteli projeler ve yeşil kalkınmaya vurgu vardı. Ancak bu taahhütlerin ne kadar sözde kalacağını, ne kadar eyleme dönüşeceğini zaman gösterecek.
İtalya’nın ardından bir başka Avrupa ülkesi İsviçre’nin de Çin’le ikili BRI işbirliği anlaşması imzalamaya hazırlandığı ve 7 AB ülkesinin ortak bildiriyi onaylayacağı, Pekin’de bugünlerin haber dedikoduları arasında öne çıkanlar... Forum sonrası içinse, analistler şu soru üzerinde duruyor: Kuşak ve Yol girişimi bitti mi, yoksa asıl şimdi mi başlıyor? Çin Komünist Partisi’nin yayın organı Halkın Günlüğü, 28 Nisan’da internet sitesinde yayınladığı bir videoda şu başlığı kullanıyordu: “Kuşak ve Yol Girişimi: Bu daha başlangıç”