İsrail’in Gazze’ye vicdansız saldırılarından dolayı halkımızın gösterdiği tepki gurur verici ve boykot da bunun ciddi bir yönü. Ne var ki bazı vatandaşlarımızın boykot kavramını tam olarak doğru değerlendiremediğini ve zaman zaman yapılanların ters teptiğini de üzülerek görüyoruz. İlgilenenler için boykot konusunda dikkat edilmesi gereken bir-iki noktayı hatırlatmak istiyorum, çünkü bu konu önemli.
İki çeşit boykot var; hedefli boykot ve hedefsiz boykot. Hedefsiz boykotta bir amaca ulaşmaya çalışmıyorsunuz, sadece duruşunuzu gösteriyorsunuz. Hedefli boykotta ise bir amacınız var ve boykotu bir araç olarak kullanıyorsunuz.
Örnekle anlatalım: mahallede temizlik durumundan memnun olmadığınız bir bakkal var ve oradan alışveriş yapmıyorsunuz. Komşuları da uyarıyorsunuz, ama sizi dinlemezlerse kendileri bilirler, üstünüze vazife değil. Amacınız bakkalı batırmak değil, bir amacınız yok, sadece temizliğe riayet etmeyen bir adamdan alışveriş etmiyorsunuz. Komşu inatla bu bakkala gidiyorsa onu en fazla ayıplayabilirsiniz, canından bezdirmenize gerek yok. Bu hedefsiz boykot.
BİR AMACIMIZ OLMALI
Hedefli boykotta ise bir amacımız var. Rastgele hareket etmiyoruz, ulaşmak istediğimiz bir nokta var. Diyelim ki ticari ahlakından memnun olmadığımız başka bir bakkal var; her şeyi pahalı sattığı yetmiyormuş gibi, ne sattığı da belli değil. Şekerin içinden pirinç çıkıyor, pirincin içinden çakıl taşı çıkıyor, her şey birbirine karışmış. Bir gün pilav yerken dişinizi kırdınız ve çok sinirlendiniz. Mahalleyi organize edip bakkala bir ders vermeye karar verdiniz. Bir amacınız var: bakkal fiyatları biraz düşürsün ve doğru dürüst mal satsın. Komşular da sizin gibi şikayetçi, ama boykot konusunda biraz kararsızlar. Eğer kazıkçı bakkaldan alışveriş yapmazlarsa, yukarı mahalledeki toptancıya gidebilirler, ama o kadar uzak bir yere gitmek istemiyor çoğu. Bu yüzden planlı hareket etmeniz ve komşuları ikna etmeniz gerekiyor. Sadece bir ürün seçiyorsunuz boykot etmek için. Misal ekmek. İki sokak ötede fırın var ve herkes fırına gidebilir. Kimse bakkaldan ekmek almazsa kazıkçı bakkal biraz zarar edecek ve bu da düşünüp taşınmasına yetecek. Çoğunluğu ikna ettiniz; plan tıkır tıkır işledi, bir iki komşu hariç herkes ahd ü peyman etti, kimse bakkaldan ekmek almıyor ve sonuca ulaştınız: kazıkçı bakkal yola geldi. Bu da hedefli boykot.
Eğer ulaşmak istediğiniz bir sonuç varsa, bir amacınız varsa, bir “etki” oluşturmak istiyorsanız hedefli boykot türünü tercih etmelisiniz. Bu birinci önemli nokta. Peki bunu gündeme uyarlarsak nereye varıyoruz?
LİSTE UZADIKÇA UYGULAMAK ZORLAŞIYOR
Hangi markaları, hangi ürünleri boykot edeceğimize karar verirken hedefli mi yoksa hedefsiz mi boykot yapıyoruz, bunun farkında olmak gerekiyor. Siz, kendiniz çok duyarlı ve dik bir duruş göstermek istiyorsunuz ve ne kadar uzun olursa olsun bütün boykot listelerine sonuna kadar uyabilirsiniz, çok güzel; ama herkes sizin gibi değil. Geçmiş yıllardaki boykot tecrübelerinden biliyoruz ki listeler çok uzadıkça uygulanması imkansız hale geliyor, insanların bir çoğu bir süre sonra pes ediyor. Uzun süre devam edebilecek, sürdürülebilir bir boykot için mutlaka konuya stratejik yaklaşmalıyız. Hangi markalar boykot edilecek ve neden bu markalar boykot ediliyor, bunun hesabını yapmalıyız. Sosyal medyada uzun ve kısa birtakım listeler dolaşıyor, bunların daha uygulanabilir olanları nispeten kısa olanları…
Hangi markanın neden dolayı boykot edildiğinin farkında olmak, konuyu çevremize anlatmak açısından olduğu kadar, gereksiz enerji harcamamak açısından da önemli. Diyelim ki bir marka boykot listesinde, ama o kadar da önemli bir rolü yok aslında. Bu markaya takılıp kalırsak büyük resmi gözden kaçırabiliriz. Basit bir şeyle çok uğraşıp daha önemli noktaları ihmal etmiş olabiliriz. Bu yüzden sosyal medyadaki listelerden veya internet sitelerinden gerekçeli ve dereceli olan kısa listeleri daha dikkatli takip etmek gerekiyor: “bu gruptaki markaları bu sebeple boykot ediyoruz ve bunlar çok önemli, şu gruptaki markaları ise şu sebeple boykot ediyoruz ve bunlar orta derecede veya daha az önemli” şeklindeki listeler daha etkili olabilecek listeler. İstediğiniz her şeyi boykot edebilirsiniz, ama bu tür listeleri gözden kaçırmayın ve çevrenize de öncelikle bunları anlatın derim.
Hedefli boykot, dünyaya mesajımızı vermek ve -bir ümit- caydırıcı olmak açısından daha etkili bir metot: yüz markanın yüzde 1 ya da 2 zarar etmesindense beş markanın yüzde 5, yüzde 10 zarar etmesi çok daha görünür bir sonuç olacaktır.
TEPKİMİZİ MARKAYA GÖSTERMELİYİZ, MÜŞTERİSİNE DEĞİL
Diğer önemli nokta boykotu başkalarına anlatırken nasıl davranmak gerektiği ile ilgili. Boykotun amacına uygun şekilde ilerlemesi, rayından çıkmaması için medeni bir eylem şekli olması gerekiyor. Örneğimize dönecek olursak, diyelim ki alt kattaki komşu biraz umursamaz biri ve ekmeği bakkaldan almaya devam ediyor; anlattınız, anlamıyor. Buna karşı siz ne yapabilirsiniz? Biraz surat asabilirsiniz mesela, problem değil. Oturmaya çağırdığında gitmeyebilirsiniz, bunun da bir zararı yok. Fakat kadının çamaşırlarının üstüne bulaşık suyu dökemezsiniz veya görünce bağırıp çağıramazsınız. Hem buna hakkınız yok, hem de ters tepebilir, iş inada biner. Ne yaparsanız yapın; güzellikle, incitmeden, gücendirmeden yapmanız gerekiyor. Markaya yönelik tepkimizi o markayı kullananlara yönelik bir tepki haline getiremeyiz. Amacımız ne kadar önemli olursa olsun kalp kırarak, yıkıp devirerek varılabilecek bir yer yok.
Rabbim mazlumları tez vakitte felaha eriştirsin, zalimleri perişan eylesin ve bizlere de adaleti yerine getirme hususunda yardım eylesin, inşaallah.