
Yâdında mı doğduğun anlar
Sen ağlardın gülerdi âlem
Öyle bir ömür sür ki mevtin
Olsun sana hande, halka mâtem
13 Nisan’da eşi ve oğluyla birlikte geçirdiği trafik kazası sonucu Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Kaya’yı 37 yaşında kaybettik. Türkiye’nin dört bir tarafından cenazesine iştirak edenlerin hüsn-i şehadetiyle son yolculuğuna uğurlanan Elif Hoca, ardında çok sayıda akademik çalışmayla birlikte güzel hatıralarla, etrafındaki insanları yarım bırakarak gitti. Cenazesinde toplanan hocaları, meslektaş arkadaşları ve öğrencilerinin yaşadığı duygu seli, her insana nasip olmayacak bir manâ derinliği barındırıyordu.
MEDENİYET DÜNYAMIZDAN BİR HOCA
Elif Hoca, çocukluğundan itibaren üstün bir estetik anlayışın, edebi yatkınlığın, kalitenin temsilcisi oldu. Ailesinin yönlendirmesiyle Ankara’da başarıyla girdiği iyi devlet okullarında eğitim gördü, ardından Hacettepe Üniversitesi’nden mezun oldu. Çalışkanlığıyla zaman kaybetmeden yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Akademik çalışmalarında titizdi, doktorası için gece gündüz demeden çalıştı, mülâkatlar gerçekleştirdi. Çalışmalarını daha kapsamlı yapabilmek adına doktorasını tamamladıktan sonra sosyoloji alanında lisans eğitimi aldı. Bir kısım elit üniversite hocalarının sırtını dönme eylemleriyle gündeme geldiği ülkenin bir taşra üniversitesinde, ekip çalışması işler çıkardı, kaliteli makaleler yayımladı. Bir yandan bu ülkenin hastanelerine personel yetiştirirken bir yandan da kendi alanında sosyolojik değeri olan önemli araştırmalar yaptı. Sağlık yönetiminde; “şifa”, “hekimlik kültürü”, “merhamet” gibi bizim medeniyet dünyamızı merkeze alan makaleler yazdı. Bunun yanında başta Kovid-19 pandemisi, obezite, internet bağımlılığı, kuşakların ölüme karşı tutumu gibi aktüel anlamda değer taşıyan çalışmalar yaptı. “Modern tıp”, “sağlık sektörü”, “tıp etiği” ve “hekimlik etiği” gibi kavramları -popülist çıkışlar yapanların aksine- bilimsel sâiklerle gündeme aldı. “İyilik, güzellik ve nitelik inşa etme çabası” olarak tanımladıkları Isparta Okulu’nun -danışman hocası Prof. Dr. Ramazan Erdem ve arkadaşlarıyla- kurucularından oldu.
İNSANLARIN HAYATINA DOKUNDU
Elif Hoca hızlı yaşadı, otuzlu yaşlarının ortasında doçent unvanı aldı. Okuma ve yazma ameliyesinin yanında, bir film kültürü, şiir kültürü vardı, popüler kültür öğelerini biliyordu. Gerek İslam medeniyetinin şehirleri olsun, gerek Batı kentleri olsun gezmekten ayrı bir tat alıyordu. Daha gençlik yıllarından itibaren fotoğraf çekme kültürü de edinmişti. Belki tüm bunlardan önemlisi, kendi bağlamında bir Çalıkuşu misali etrafındaki pek çok insanın hayatına dokundu. Öğrenci arkadaşlarına evini açtı, onlarla dostluk bağları kurdu. Kimi zaman maddi, kimi zaman manevi desteklerle insanları motive etti.
MÜCADELENİN İÇİNDEYDİ
Bütün akademik çalışma ve titrlerin ötesinde elif gibi dik durmak ve karakter sahibi olmak ise belki de en önemlisiydi. Elif Hoca gerek mesleği gerekse mizacı itibarıyla aşırı politik değildi. Her kesimden insan ve öğrencisiyle diyalog halindeydi. Ancak Türkiye’nin geçtiği çetrefilli dönem onun da mücadele vermekten geri durmadığı bir dönemdi. Eski Türkiye’nin alışıldık fotoğrafı başörtüsü yasağı ve üniversite kapılarında başörtüsünü çıkarıp peruk takan akademisyen ve öğrenci manzaraları tarihe gömülürken o da bir mağduru olarak bu mücadelenin taraflarındandı. 2013’te kamuda kılık-kıyafet ve başörtüsü özgürlüğü için mücadele verdi. 2025 yılında Türkiye üniversitelerinde halen başörtüsü karşıtı akademisyenler olduğu düşünüldüğünde bu kıymetlidir. Yine o dönemde haber portallarında yazdığı yazılarla hak-batıl arasındaki çatışmada safını gösterdi. 2013 sonrasında FETÖ ile mücadelenin en şiddetli geçtiği alanlardan biri akademik camiaydı; SDÜ ise FETÖ’nün özel önem verdiği okullardan biriydi. Çalıştığı üniversitede FETÖ’nün karşısına dikildi, elbette bu sebeple bazı sıkıntılar da yaşadı. 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişiminde akademisyen arkadaşlarıyla Isparta meydanlarındaydı, günlerce nöbet tuttular. 7 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen Şehitler ve Demokrasi Mitingi’ne büyük bir coşkuyla İstanbul’da birlikte iştirak etmiştik. Son sosyal medya paylaşımlarının birçoğu Gazze ve Filistin davasının haklılığı üzerineydi.
Son nefesini, bir ilim yolculuğu dönüşünde, uçakta yaşanan tatsız hadiselere karşı verilen bir hak müdafaası sonrası, bir trafik kazası sonucu vermesi hasebiyle dâr-ı ukbâda şühedâ zümresinden muamele görmesini niyaz ediyoruz. Oğlu, eşi ve anne-babasına Mevlâ’dan sabr-ı cemil diliyoruz.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.