Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Türkiye’de e-ticaret hacmi 2020 yılında yüzde 66 büyüyerek 226,2 milyon TL’ye ulaştı. Dünyadaki genel artışın yüzde 18 olduğu düşünüldüğünde ülkemizde e-ticarete olan teveccühün dünyaya kıyasla oldukça hızlı arttığı görülebilir. E-ticaret hacminin bu denli hızlı büyümesi, haliyle bilişim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık vakalarının da artmasına neden oluyor. Sosyal medya hesapları üzerinden kullanıcıların banka hesaplarına erişmek ve masum insanların banka hesaplarını hukuka aykırı işlerde para aklama aracı olarak kullanmak son dönemlerin en yaygın dolandırıcılık metodu. Şimdilerde buna paravan e-ticaret siteleri kurup iki hafta sipariş toplamak ve üçüncü hafta siteyi kapatıp kayıplara karışmak da eklendi.
Nisan ayından bu yana bir dolandırıcılık şebekesi üç kez farklı isimlerle e-ticaret sitesi açıp organizasyon başı tahminen 5-6 milyon TL’yi zimmetine geçirerek ortadan kayboldu. Oldukça kaliteli web sitesi ve grafik tasarımlara sahip olan bu sitelerde, bir e-ticaret sitesinin sahip olması gereken bütün unsurlar, tüm inandırıcılığı ile mevcut. Bu sitelerde şok hafta sonu indirimlerinden müşteri hizmetlerine, kurulu bir limited şirketten ticaret odası kaydına kadar her şey mevcut. Bütün bunlara itibar etmeme ihtimaliniz de göz önünde bulundurularak, sitenin en alt kısmına Ticaret Bakanlığı tarafından sağlanan Elektronik Ticaret Bilgi Platformu (ETBİS) onayı da iliştirilmiş. Bu onayın üzerine tıkladığınız takdirde karşınıza Ticaret Bakanlığı’na bağlı ETBİS web sitesi ve “bu site Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi’nde kaydı doğrulanmış bir sitedir.” yazısı çıkıyor. Haliyle Bakanlık onaylı bir site olduğu için güven duyarak alışveriş yapıyorsunuz. Üstelik bu sitelerde, kredi kartı ile yapılan alışverişleri iptal etmek mümkün olduğu için yüzde 5 gibi büyük bir havale indirimi imkânı da sağlanıyor. Sitenin güvenirliği konusunda herhangi bir şüphesi kalmayan tüketicimiz biraz daha tasarruf edebilme umuduyla ödemeyi havale yoluyla yapıyor ve paralar geri dönüşü olmayacak şekilde dolandırıcı şebekesinin hesabına geçiyor. Tabii ki durum fark edildiğinde her şey için çok geç oluyor.
Problemin kaynağına inerken öncelikle ETBİS sistemi tarafından “doğrulanmış bir e-ticaret sitesi” ilan edilmenin kolaylığından bahsetmek gerekiyor. E-ticaretin bu denli hızla yaygınlaştığı bir ortamda Ticaret Bakanlığı tarafından bir doğrulama sistemi kurulması takdir edilmesi gereken bir olay. Ancak “doğrulama” işlemi için herhangi bir güvenilir kıstas bulunmaması ve basit bir şirket kurmanın ETBİS kaydı için yeterli olması, görüldüğü üzere sistemin yarardan çok zarar vermesine yol açıyor. Limited şirket kurmak herhangi bir peşin sermaye ödemesi gerektirmediği ve oldukça basit bir işlem olduğu için saf bir vatandaşın cebine üç-beş kuruş sıkıştıran dolandırıcılar, o kişiler adına kolaylıkla bir limited şirket kurup piyasayı dolandırabiliyor.
İkinci olarak, yaşanan dolandırıcılık vakaları ile ilgili idarenin takındığı tavrın, sorunu çözmekten çok sorumluluğu üstünden atmaya dönük olması problemli bir tutum. Son üç dolandırıcılık vakasında da ETBİS sistemine kayıtlı bu şirketlerin dolandırıcı olduğu yönünde Bakanlığa giden şikâyetler üzerine, Bakanlık ETBİS onayını derhal kaldırdı. Ancak onayın kaldırılmasına rağmen bu siteler üzerinden alışverişe devam edilebildi. Yalnızca onayın kaldırılmasıyla yetinilmesi, bu sitelere erişim engeli getirilmemesi ve şirket hesaplarının bloke edilmemesi ortaya çıkan zararın büyümesine yol açtı. İlk bakışta dolandırıcılıkla ilgisiz olduğu düşünülebilir ancak unutulmaması gerekir ki böylesi durumlardaidarenin ihmalinden kaynaklı olarak zarara uğrayanlar, tazminat iddialarını idareye de yöneltebilir.
Üçüncü olarak, ortada Nisan ayından bu yana aynı yöntemle tahminen ve yaklaşık 15 milyon TL para çalan bir şebeke var ancak savcılıklar tarafından halen etkili bir soruşturma başlatılmış değil. Şimdiye kadar gerçekleştirilen dolandırıcılık vakaları ile ilgili savcılıklara yüzlerce şikâyet gitti fakat bu şikâyetlerin bir kısmı ortada bir “tüketici uyuşmazlığı” olduğu iddiasıyla reddedildi, bir kısmı ise etkisiz bir şekilde devam ediyor. Bu mesele ciddiye alınana kadar kaç dolandırıcılık vakası daha yaşanacağı ciddi merak konusu.
Dolandırıcılık vakalarının bütünüyle önüne geçmek belki mümkün değil ancak alınacak düzgün tedbirlerle bunların sayısını azaltmak ve yürütülecek etkin soruşturmalarla vatandaşların mağduriyetini gidermek mümkün. Bu noktada Türkiye sınırları içerisinde e-ticaret faaliyeti yürütülebilmesi için yapılacak işin hacmine göre ağır şartlar getirilmesi, bu şartlar sağlanmadan e-ticaret yapılamaması ve ETBİS onayı alınamaması istismarın önüne geçmek bakımından önem arz ediyor. Bununla birlikte hakkında dolandırıcılık şüphesi bulunulan siteler hakkında Bakanlığın ilgili biriminin derhal ve titizlikle inceleme başlatması, şüphenin ciddiyetine göre derhal siteye erişimin durdurulması ve şirketin banka hesaplarının bloke edilmesi elzem.
Özetle; internetin herkes için güvenilir bir alışveriş aracı olabilmesi için idarenin ve şikâyetleri alan ilgili savcılıkların elini taşın altına hızlıca koyması şart.