Borsa İstanbul (BIST) son dönemler genelde alıcılı bir seyir izliyor. Küresel borsaların büyük çoğunluğunun negatif seyrettiği bir yıldaki bu pozitif ayrışma önemli. Ancak bu pozitif hava, aynı zamanda küresel resesyon ve enflasyon endişelerinin devam ettiği bir ortamda, Türkiye ekonomisine ve geleceğine güvenin de bir işareti.
Temelde yeni halka arzlar, getiri arayışı ve alternatif finansal araç azlığı nedenleri ile borsaya ilgi artmaya devam ediyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre ise BIST’teki gerçek yerli yatırımcı sayısı 3,3 milyona ulaşmış durumda. Son bir yılda yatırımcı sayısı yüzde 40 artmış durumda. Borsada uzun yıllar bu sayı 1 milyon civarında idi.
BIST’teki gerçek yerli yatırımcının portföyü de 900 milyar TL’yi aştı. (Enflasyonun da etkisi ile) Son bir yıldaki artış ise yüzde 234,3 seviyesinde. Kasım 2022 sonu itibarıyla, Borsa İstanbul’da halka açık şirket sayısı 480’in üzerinde ve halka açık şirketlerin toplam piyasa değeri de tahminen 5,3 trilyon lira seviyesinde.
BORSA İSTANBUL’UN YÜKSELİŞİ
BIST’teki yeni halka arzlar borsaya taze para ve yeni yatırımcı girişi sağlıyor. Kripto borsalardan kaçışlar, finansal sistemin dışından akan para, konut fiyat artış hızının da son dönemde azalması gibi faktörler BIST’teki rallide etkili görünüyor. Döviz tevdiat hesaplarından (DTH) yıl başından bu yana 35 milyar dolarlık çıkış da Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve borsaya aktı.
Unutulmaması gereken asıl kritik nokta ise Borsa İstanbul uzun bir süredir dolar bazında olması gereken seviyenin (tarihi ortalamaların) altında ve ciddi bir alım fırsatı sunuyordu. Piyasa deyimi ile iskontolu işlem görüyordu. BIST 100, Kasım 2022 sonu itibarıyla, dolar bazında 270 sent ile 2018 seviyelerini henüz yakalayabildi. 510 sent olan zirve seviyesinin (Mayıs 2013) ise oldukça uzağında bulunuyor.
Alternatif azlığı da bu yükseliş hikayesinin en kritik unsurlarından bir diğeridir. Finansal derinleşmenin henüz yeterli seviyede olmaması ve enflasyondan koruyacak finansal yatırım araçlarının sınırlı oluşu, ilgiyi borsaya da çekmektedir. Nitekim, bugün, faizler düşük, kur yatay, konut fiyatları artış hızı da geriliyor.
Bu noktada da arbitraj hesabı ve getiri arayışı devreye giriyor. Örneğin, BIST 100 endeksi yıllık yüde 170-180 getiri (dolar bazında da yüzde 55-60) yakalarken, mevduat faizleri bugün en fazla yüzde 22 (DTH faizi de en fazla yüzde 4) seviyelerinde. Bu yüzden, DTH ve KKM’den de borsaya geçişler tetiklenmekte.
Son dönemin bilanço sezonu etkisi de bir başka önemli faktör. Enflasyon, tüketiciler için kötü olsa da şirketlerin gelirlerini artırır. Genel fiyat artışları da borsa şirketlerinin bilançolarına gelir ve kâr artışı olarak yansır. Dolayısıyla da kârlar yükselir (bankaların yüzde 400 artan kârları gibi). Şirket hisse fiyatları da özünde gelecekte akacak olan kâr paylarının bugünkü değeri ile ölçülür. Beklentilerin üzerinde gelen güçlü 9 aylık bilançolar ve artan temettü beklentileri, bu doğrultuda hisse fiyatlarını artırıyor.
Örneğin, yaklaşık olarak 10 milyar avroluk cari piyasa değeri ile milli havayolu şirketi THY de bugün en köklü küresel rakiplerinden Alman Lufthansa’nın piyasa değerinin üzerine çıkmış durumda. Bu ciddi değer artışında da 2022’de katlanan şirket gelirlerinin (ilk 3 çeyrekte 6 milyar doların üzerinde) önemli bir payı var. İlk 3 çeyrekteki net kâr da 1,5 milyar dolar seviyesinde.
Risk algısının iyileşmesi de daha riskli bir yatırım alternatifi olan borsayı olumlu etkilemektedir. Batı’daki parasal sıkılaşmanın yavaşlayacağı beklentileri de parayı riskli yatırımlara ve borsalara tekrar çekiyor. Faiz artışlarında frene basılması, Fed ve AMB sözlü yönlendirmeleri ile şahin dilin yumuşaması olumlu havayı destekliyor.
YUKARI YÖNLÜ BEKLENTİLER GÜÇLÜ
Türkiye’de belirginleşen olumlu siyasi ve ekonomik hava da bir o kadar önemlidir. Yurtiçinde faiz indirimleri dalgasına ara verilmiş olması da olumlu algılanıyor. 2 Aralık haftası itibarıyla rezervlerdeki yükselişler (125 milyar dolarlık brüt rezervler), Orta Doğu’daki müttefiklerden beklenen yeni rezerv haberleri de olumlu gidişata katkıda bulunmaktadır.
Daha genelde de Türkiye’deki olumlu reel veriler (büyüme, ihracat ve sanayi üretimi vb.), finansal istikrara yönelik pozitif işaretler; yaz döneminde borsadaki manipülasyona yönelik operasyonlar, gözaltılar ve uygulanan yaptırımlar da güveni pekiştirdi.
Öte yandan, Türkiye’ye yabancı ilgisi de artıyor. Son dönemler swap dışında da kurumsal mevduat ve yatırım fonu girişleri gözleniyor. Hem yeni halka arzlar hem artan şirket kârları hem seçimlerin yaklaşması bu noktada etkili faktörlerdir.
Alternatif azlığı, artan gelir ve kârlar, olumlu siyasi ve ekonomik hava, borsayı alıcılı, endeksleri de yüksek tutacak gibi görünmektedir. Seçime dek yeni halka arzlar ve yabancı ilgisinin de devam edeceği değerlendirilmektedir (seçim rallisi).
Orta ve uzun vadede de borsada yükseliş trendinin devam etmesi beklenmektedir. Dolayısıyla da panik veya kâr satışları da birer alım fırsatı sunabilir. Alternatif bir piyasa olan kripto piyasalardaki gidişat da burada belirleyici unsurlardan biri olabilir.
Finansal okuryazarlık ve bilinçli finansal yatırımlar noktasında henüz alınacak uzun ince bir yol bulunmaktadır. Sermaye piyasalarında derinleşme de gittikçe daha fazla önem kazanacaktır. Milyonlarca yeni yatırımcı, bugün borsa gibi sınırlı finansal opsiyonlara sarılıyor. Bu rallinin ve Türkiye ekonomisinin geleceğine güvenin iyi değerlendirilmesi ise politika yapıcılar açısından önemli bir sorumluluktur.