Lider diplomasisiyle özdeşleşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkevi ve BM’de toplamda 30’a yakın yabancı lider ve isimle bir araya geldi. Ayrıca ABD’de yaşayan Türkler ile de buluştu. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın gölgesinde gerçekleştirilen 77. BMGK’ya, Erdoğan’ın Central Park yürüyüşü, BMGK’daki konuşması ve lider diplomasisi damga vurdu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) 77. kez, 13-27 Eylül tarihleri arasında New York’ta toplandı. BM üyesi ülkelerin delegasyonlarının gelişiyle diplomasi bağlamında, New York’un belki de en hareketli zaman dilimlerinden birine tanıklık ettim. Öncelikle bir hafta boyunca New York’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Türkiye’nin yapmış olduğu tüm temas ve etkinliklerle adeta Türkiye rüzgarı estiğini paylaşmak isterim.
BAŞ DÖNDÜREN LİDER DİPLOMASİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BMGK’daki konuşmasına değinmeden önce, Central Park’taki yürüyüşünün, birçok farklı milletten gelen ABD’linin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gösterdiği yoğun ilginin, onlarla yaptığı samimi, içten ve doğal sohbetlerin video ve fotoğraflarının akıllarda çok uzun süre kalacağını vurgulamak gerekir.
Bu seneki BMGK toplantısı için “İç İçe Geçmiş Sınamalara Dönüştürücü Çözümler İçin Dönüm Noktası” başlıklı bir tema seçilmişti. Böylesi bir temanın seçilmesi uluslararası sistemin dinamiklerini birbiriyle ilişkili ve bütüncül olarak yansıtması anlamında oldukça ilginç; aynı zamanda, Birleşmiş Milletlerin Kovid-19, iklim değişikliği ve çatışma gibi krizlerin ortak köklerini vurgulaması; küresel sürdürülebilirlik ve dayanıklılık oluşturan ortak çözümlere duyulan ihtiyacı kabul ettiğini ilan etmesi açısından da oldukça kritikti.
Bu tema çerçevesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası gerçekleri, somut olaylar ve görsellerle ortaya koyan kapsamlı, aynı zaman da bir lider olarak kendisinin ve Türkiye’nin benimsediği temel değerleri ve politikaları açık ve net bir biçim de yansıtan konuşması, önceki yıllarda yapmış olduğu konuşmalar gibi yine büyük ses getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan; Ukrayna-Rusya savaşı’na, Filistin’e, Azerbeycan-Ermenistan çatışmalarına ve terörle mücadele konusuna değindi. ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimine yönelik ambargoyu kaldırma kararının ardından Yunanistan’ın insan hakları ihlallerini vurguladı. Ele aldığı en önemli başlıklardan biri ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönündeki çağrısı oldu.
Lider diplomasisiyle özdeşleşen Erdoğan, Türkevi ve BM’de toplamda 30’a yakın yabancı lider ve isimle de bir araya geldi. Ayrıca ABD’de yaşayan Türkler ile de buluştu. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın gölgesinde gerçekleştirilen 77. BMGK’ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Central Park yürüyüşü, BMGK’daki konuşması ve lider diplomasisi damga vururken tüm yönleriyle şahsının liderliğinin Türkiye markasının en önemli parçası olduğunu bir kez daha söylemek gerekir.
HER YÖNÜYLE MARKA ÜLKE: TÜRKİYE
BMGK açılmadan New York’ta büyük bir hareketlilik olduğunu söylemek gerekir. Birçok ülke çeşitli öncül etkinlikler ile BM nezdindeki çalışmalarını anlatma ve ülkelerini tanıtmak için adeta yarıştılar. Türkiye’nin bir hafta boyunca gerçekleştirdiği etkinlikler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ve temasları, New York’taki Türkiye rüzgarının en önemli parçasıydı.
Tüm bunların arasında, zamanlama ve taşıdığı anlam bakımından Türkiye çok önemli bir etkinliğe de imza attı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, daha önce 13 ülkede düzenlenen, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Reformu: Uluslararası Düzenin Yeniden İnşasına Yönelik Bir Yaklaşım” başlıklı panellerin son kapanış toplantısını BMGK’ya iki gün kala Türkevi binasında düzenledi. Ben de bu toplantının panelistlerinden biriydim. Panel çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın “Dünya 5’ten Büyüktür” yaklaşımını merkeze alarak, Türkiye’nin tezlerini de bir kez daha dile getirerek, iki ayrı oturum şeklinde, sorunları ve çözüm önerilerini dünyadan önemli isimlerle tartıştık. Panele sadece akademisyenler değil, ABD’deki STK temsilcileri ve uzmanlar da yoğun ilgi gösterdi. Yine İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan; Türkiye’nin BM Reformuna yaklaşımını konu edinen İngilizce kitap çalışması başta olmak üzere birçok kıymetli çalışmanın da yabancı akademisyenlerin kütüphanesinde yerini aldığını söylemek mümkün.
HANIMEFENDİ EMİNE ERDOĞAN’A ÖDÜL
Türkiye’nin New York’taki faaliyetleri kapsamında, Hanımefendi Emine Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ve katıldığı etkinliklerin yarattığı etkiden elbette bahsetmek gerekir.
İlk olarak, Hanımefendi Emine Erdoğan ABD Müslüman Örgütler Konseyi (USCMO) tarafından sosyal projeler, eğitim, çevre ve insani yardım alanlarında Müslüman kadınlara verilen “Uluslararası Başarı ve Topluma Katkı Ödülü’nü New York’ta düzenlenen bir törende aldı. Hanımefendi, ödül konuşmasında Türkiye’nin girişimci ve insani dış politikasına değindiği “sevginin ve merhametin bir ülkenin karakteri olabileceğine dair güveni tazeledik” sözleri salonda büyük bir heyecan ve yankı uyandırdı. Gencinden yaşlısına ABD’deki Müslüman kadınların kendisine ilgisi ve sevgisi görülmeye değerdi. İkinci olarak, Hanımefendi Emine Erdoğan’ın Türkiye’de öncülüğünü yaptığı Sıfır Atık ve iklim konularıyla ilgili gerçekleştirdiği imza töreni de oldukça dikkat çekici ve bu seneki BM teması içerisinde de Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesindeki rolü açısından oldukça anlamlıydı.
Gastrodiplomasi noktasında son yılların öncü ülkesi haline gelmemizde de “Türk Mutfağı Haftası” ile önemli rol oynayan Hanımefendi Emine Erdoğan Türkevi’nde “Türk Mutfağı Macerası: Lezzet, Gelenek ve Bereket” programına ev sahipliği yaptı. Brigitte Macron başta olmak üzere birçok “First Lady”, Yunus Emre Akkor şefin eşsiz dokunuşları ile hazırladığı Türk mutfağının geleneksel tatlılarının lezzetine doyamadı.
Son olarak şunu da belirtmekte yarar var; Türkevi açılışının yapıldığı günden bu yana mimarisi ve içinde gerçekleştirilen kültürel etkinliklerle adeta şehrin çekim noktası halini almış. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın New York ziyaretinin çok boyutlu yumuşak güç unsurlarının ustaca harmanlanması ve etkileri açısından müthiş bir diplomasi başarısı olduğunu tarihe not düşmek gerekir.