IKBY'de Barzani Sykes Picot'un 100. yılında bağımsızlık kazanmayı hedeflerken, içerideki siyasi ve ekonomik krizin yanı sıra İran yanlısı muhalefetin Bağdat yönetimiyle ilişkiler ve dış politikada giderek zıtlaşan bağımsız politikaları, Bağdat ve Şii milislerle işbirliği yapan terör örgütü PKK'nın Sincar ve Süleymaniye'deki askeri-kantonel faaliyetleri, Barzani yönetimini bağımsızlık hayali ile bölünme ve güç değişimi tehlikesi arasında bırakıyor. IKBY Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Barzani; ABD Başkanlık seçimlerinden önce bağımsızlık referandumunu gerçekleştirmek isterken, Mayıs ayında İran'ın desteğiyle KDP'ye karşı ortaklık ittifakına varan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Goran (Değişim) Hareketi'nin İran, Bağdat yönetimi ve PKK ile kurduğu ilişkiden giderek daha fazla rahatsız oluyor.
Mart ayında KDP ve KYB'nin geçtiğimiz yıllarda biten stratejik ittifaklarını yenileme görüşmelerinin başarıya ulaşacağı düşünülürken, 17 Mayıs'ta Süleymaniye'de Goran'la 'stratejik anlaşma' benzeri mutabakata varan KYB'nin ikna edilmesinde Tahran yönetiminin özellikle Süleymaniye özelinde siyasi ve ekonomik hamleleri etkili oldu. Mayıs'ta IKBY'ye gelen İran İstihbarat Bakanı, bağımsızlık referandumuna yanaşmayan ve KDP karşıtı ittifak kuran KYB ve Goran liderleriyle görüşerek iki partinin anlaşmasına destek verdi. KYB-Goran ittifakının; IKBY yönetimi, Bağdat'la ilişkiler, anayasa, bağımsızlık, referandum, enerji ve ekonomi gibi birçok alanda ortak hareket etmeyi amaçlayan anlaşması, yerel seçimler, IKBY ve Irak meclisinde de ortak hareket etmeyi içeriyor. İttifakın, IKBY'de başkanlık yerine parlamenter sistemi tercih etmesi Barzani'yi koltuğundan etmeye, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini istemesi ise IKBY'nin parçalanarak Süleymaniye merkezli şehir devleti planına dayanıyor. Irak meclisinde 'Umut İttifakı' çatısında birleşen KYB ve Goran, IKBY hükümetinden izinsiz Süleymaniye merkezli ilişkiler geliştirerek Erbil yönetimini ve Barzani'yi devre dışı bırakmayı amaçlıyor. KYB-Goran ittifakının Bağdat'ta kendisini ziyaretinden sonra Süleymaniye'ye gelen Maliki'nin, İran'a mesafeli duran Irak Başbakanı Haydar el İbadi'ye karşı Irak meclisinde bu ittifaktan destek istediği ve karşılığında Süleymaniye'ye özerklik ve ayrı bütçe sözü verdiği kulislere yansıyor. Maliki'nin Süleymaniye ziyaretinin hemen ardından kendisine yakın medyada çıkan 'Barzani'ye darbe yapıldı' haberleri ise söz konusu gizli ilişkilerin ajandasını ortaya döken bir tehdit olarak okunabilir. Topraklarının üçte biri IŞİD'in işgalinde olan, Sünnilerin ve Kürtlerin yönetimden dışlandığı ve Bağdat'ta Şiiler arasındaki rekabetin kızıştığı Irak'tan bağımsızlık kazanmak için KDP ile uzlaşı yerine, şehir devleti politikaları geliştiren KYB-Goran, Irak Kürtlerininin birçoğuna göre bölgeyi bağımsızlığa giden süreçte politik intihara (polîtîka xwekuştî) sürüklüyor.
Türkiye'deki hain darbe girişiminin başarıya ulaşmış olma ihtimalinde, Ankara'nın memur maaşlarını ödemeleri için milyonlarca dolar yardım yaptığı Barzani yönetimi ekonomik olarak fazlasıyla sarsılacaktı. Türkiye ile Irak arasında dönemsel olarak 12 milyar dolara kadar yükselen ticaret hacminin önemli kısmına sahip Erbil yönetiminin Ankara ile 50 yıllık enerji anlaşması var. Türkiye, sadece 2016 yılında 464 milyar lira yatırım yapmayı planladığı IKBY ile yeni sınır kapıları, Şırnak doğalgaz hattı, finans sektörünün canlanması ve ortak ekonomik mekanizmalar gibi birçok konuda birlikte hareket ediyor. Öte yandan Sincar'ın ve diğer bölgelerin IŞİD'den geri alınmasında büyük etkisi olan Türkiye'nin Peşmergeye verdiği eğitim, IŞİD saldırılarına karşı Başika üssündeki TSK'nın varlığı, Erbil-Ankara arasındaki askeri ilişki ve bölgedeki 658 köyü işgal eden PKK'ya karşı uyum da IKBY'nin güvenliği açısından önem arzediyor. Başika'daki Türk askerlerinin Erbil yönetimini IŞİD tehlikesine karşı korumasına karşı çıkan Bağdat'ın, Tahran'ın IKBY'yi İran KDP'sinin faaliyetlerine karşı tehdit etmesine tek bir söz söylememesi hem Bağdat'ın İran'a karşı bağlılığını hem de Erbil'in Ankara ile yakınlaşmasına karşı olduğunu göstererek Erbil'i Tahran karşısında savunmasız bırakıyor. IKBY özelinde Goran, KYB ve PKK, Irak'ta Tahran etkisindeki Şii Bağdat yönetimi ve Suriye'de PYD üzerinden baskı oluşturulan Barzani yönetiminin, İran'ın son dönemlerde artan askeri tehditlerinin yanı sıra politik krizi derinleştiren hamlelerine de maruz kalması, Türkiye ile kurduğu güvenilir ilişkisine ne denli ihtiyacı olduğunu açıkça gösteriyor. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani'nin "Türkiye'deki darbe girişiminin amacına ulaşması halinde bu ne Türkiye ne IKBY ne de Türkiye'deki Kürtlerin çıkarına olurdu. IKBY için Türkiye'nin istikrarı ve güvenliği son derece hayati önemi haizdir ve iki komşu ülke olarak üzerimizde etkisi vardır." şeklindeki sözleri, Ankara'da yaşanacak bir değişimin Erbil'in kaderini de yakından etkileyeceğini özetliyor.
2003 Irak işgali sonrası ülkeyi İran'ın kontrolüne bırakan ABD, Irak'ın bütünlüğü için IKBY'nin bağımsızlığına karşı çıkıyor ve Erbil-Ankara arasındaki yoğunlaşan siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerden rahatsız oluyor. IKBY'nin bağımsızlık kazanması halinde Erbil yönetiminin Ankara'ya daha fazla yanaşacağından korkan ABD, bölgede 'sözünü dinlememe' ihtimali olan Barzani gibi muhafazakar Kürtleri, PKK-PYD ve Goran-KYB gibi seküler Kürtlerle dengelemek istiyor. Ayrıştırıcı politik angajmanıyla hem Erbil hem Süleymaniye'de konsolosluğu bulunan İran ise IKBY'de nüfuz edebildiği muhalefete nazaran 'kontrol dışı' gördüğü Barzani'nin Irak'tan ayrılmaması konusunda, kontrolündeki Bağdat yönetimi üzerinden tüm Irak'a nüfuz etmek için ABD ile aynı duruşu paylaşıyor. İran'la nükleer anlaşma ve IŞİD'e karşı Irak'ta Şii milislerle işbirliği tecrübesi edinen ABD'nin Şii dünyasıyla geliştirdiği yeni ilişkisi, Barzani'nin bağımsızlıkta diretmesi durumunda ABD-İran ikilisini Erbil'de güç değişimi arzusunda buluşturabilir. Türkiye'de ABD-FETÖ işbirliğindeki darbe girişimi sırasında Şam'da İranlı milisler girişimin başarılı olması halinde Ankara'nın Suriye'ye desteğinin azalacağını düşünerek kutlama yaparken, IKBY'de de Barzani'nin siyasi, askeri ve ekonomik anlamda sırtını yasladığı Türkiye'deki hükümetin düşme ihtimalinin Goran-KYB ittifakı ve 9. kongresinde Kuzey Irak'ta siyasi olarak etkisini artırma kararı alan PKK'yı heyecanlandırdığı, ABD ile İran'ın Barzani'ye yönelik eleştirilerini ise keskinleştirdiğini söyleyebiliriz. Türkiye'deki darbenin başarılı olması halinde hali hazırda Suriye'nin kuzeyinde kurulmaya çalışılan seküler yapı ve Türkiye'de FETÖ ile seküler-ılımlı İslam denemesine ek olarak, Barzani'nin devrilerek yerine KYB-Goran-PKK seküler hattının tamamlanacağı bir proje birilerinin çekmecesinden çıkabilirdi. Zaten ABD'nin Washington'da düzenlenen IŞİD karşıtı zirveye örgüte karşı mücadele veren Peşmergeyi ilk etapta çağırmaması, gelen yoğun tepkiler üzerine Türkiye'deki başarısız darbe girişiminin ardından davet göndermesi Barzani yönetiminin ABD'ye karşı şüphelerini güçlendirdi.
Süleymaniye'de Goran, KYB ve PKK işbirliğindeki Barzani karşıtı ayaklanma gösterileri, Goran liderinin halkı KDP'ye ve devlet binalarına saldırması yönünde teşvik ettiği iddia edilen ses kayıtları, hükümetin parçası olmalarına rağmen Barzani'ye yönelik yolsuzluk iddiaları ve 'diktatör' suçlamaları başarılı olmazken, Goran ve KYB'nin ittifakı Barzani karşıtlığında yeni bir dönem olarak okunuyor. Bu ittifakın da siyaseten istenen sonucu vermediği bir konjonktürde, IKBY'de yalnızlaştırılmaya çalışılan Barzani'ye karşı da Türkiye'dekine benzer bir senaryonun denenmek isteneceğini tahmin etmek zor değil. Özellikle Erbil'de KDP'nin ve Süleymaniye'de KYB'nin ayrı yönetimleri olan bölgede, KYB'nin sahip olduğu ayrı Peşmerge, istihbarat ve güvenlik güçleri, Goran'ın 50 bin civarındaki askeri gücünün yanı sıra PKK ve Şii milislerin varlığı hesaba katıldığında, bölgedeki çok başlı yapının kötü senaryolar için fazlasıyla zafiyet yarattığını görebiliriz.