Almanya’nın 11 Eylül’ü mü?

00:324/10/2022, Salı
G: 4/10/2022, Salı
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Dr. Necmettin Acar Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Rusya-Ukrayna Savaşı her ne kadar Ukrayna topraklarında cereyan etse de sonuçları itibarıyla Almanya’da derin yaralar açmaktadır. Kesintisiz bir enerji kaynağından mahrum kalmak Almanya’nın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana karşı karşıya kaldığı en önemli güvenlik tehdididir. Görünen o ki Almanya NATO gibi güvenlik örgütleri ve ABD gibi müttefikleri tarafından, belki de bilinçli olarak, korunmamaktadır.

Dr. Necmettin Acar
Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı

Avrupa ülkeleri Rusya-Ukrayna Savaşının başlarından itibaren ciddi bir enerji güvenliği sorunu yaşamaktaydı. Geçen hafta Kuzey Akım I ve II boru hatlarında meydana gelen sızıntılar sadece enerji talep eden aktörler açısından değil aynı zamanda enerji arz eden aktörler açısından da enerji güvenliği sorununu derinleştirdi. Sızıntıların bir sabotaj sonucu meydana geldiğine yönelik güçlü kanaat ise meseleyi daha da karmaşık hale getirdi.

Bu sızıntılar sebebiyle Kuzey Akım I ve II boru hatlarında doğal gaz akışının tamamen durması ve hasarın boyutlarına da bağlı olarak bu hatların bütünüyle iptal olabilme ihtimali Avrupa’nın en büyük ekonomisi, en kalabalık nüfuslarından birine sahip ve Rus doğal gazına en çok bağımlı olan ülkesi Almanya açısından çok ciddi sonuçlar doğuracaktır. Almanya’nın, Rusya-Ukrayna Savaşı sebebiyle karadan doğalgaz temin etme imkânı zaten oldukça azalmıştı son gelişmeler sebebiyle denizden de doğal gaz almasının imkânsız hale gelmesi “Almanya’nın 11 Eylül’ü mü?” sorusuna yol açtı.

KUZEY AKIM BORU HATLARI KİMLERİ RAHATSIZ EDİYOR?

Bugün Avrupa ülkelerini Rus doğal gazına bağımlılık açısından yüksek bağımlı, sınırlı bağımlı ve tam bağımlı olmak üzere üçe ayırabiliriz. İlk olarak; İtalya, İspanya, Portekiz ve Fransa gibi Güney Avrupa ülkelerinin Rus doğalgazına bağımlılığı oldukça sınırlıdır. İkinci olarak Finlandiya, Letonya, Litvanya, Çekya ve Slovakya gibi bazı Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerinin Rus gazına bağımlılığı yüzde yüze yakındır. Son olarak Almanya, Polonya ve Macaristan gibi Orta Avrupa ülkelerinin Rus gazına bağımlılığı yüzde 40-50 civarındadır.

Avrupa toplam doğalgaz ihtiyacının yüzde 30’undan fazlasını Rusya’dan sağlamaktaydı. Rusya’dan taşınan doğal gazın yaklaşık yüzde 60’ı Ukrayna toprakları üzerinden geçen boru hatları üzerinden yapılmaktaydı. Dolayısıyla Ukrayna Avrupa enerji ihtiyacının karşılanmasında kilit bir transit ülke hüviyetindeydi. Rus doğal gazının Avrupa’ya direkt olarak aktarıldığı Kuzey Akım I ve II, Ukrayna’dan sonra Avrupa’nın en kritik enerji transit noktasıydı. 2010’lu yıllarda inşasına başlanan bu iki hattın toplam kapasitesinin 110 milyar metreküp olduğu açıklanmıştı.

2000’li yılların başlarından itibaren Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında çıkan gerilimlerin başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’nın enerji güvenliği açısından ortaya çıkaracağı riskleri bertaraf etmek için inşa edilen Kuzey Akım hatlarının temel maksadı Rusya’dan Almanya’ya direkt olarak doğal gaz ulaştırmaktı. Bu hatların inşası sürecinde başta ABD olmak üzere Batı blokunun önemli ülkelerinden Alman yöneticilere yönelik sert açıklamalar gelmişti. Hatta bu süreçte Londra yönetimi Rus doğalgazına bağımlı ülkeleri “Rusya’nın paryası” olmakla suçlamıştı.

KARA GÜNLER KAPIDA

Bugün Almanya belki de II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en zorlu günlerini geçiriyor. Rusya-Ukrayna Savaşı sebebiyle Avrupa’da oluşan enerji kıtlığı en çok Alman ekonomisini vuracaktır. Bugün Avrupa’nın Rusya’dan ithal ettiği toplam doğalgazın yaklaşık yarısı (100 milyar metreküpü) Almanya tarafından tüketilmektedir. Dolayısıyla Avrupa’da ortaya çıkan enerji güvenliği tehdidi en çok Almanya’ya hasar verecektir.

Son yaşanan olaylarla, 4.2 trilyon dolarlık gelirle küresel ekonominin dördüncü ve AB’nin ekonomik alanda lider ülkesi olan Almanya, yaklaşan kış şartlarında hem vatandaşlarının ihtiyaçları için hem de ekonomik kapasitenin korunabilmesi için gereken güvenli bir enerji kaynağından mahrum kalmıştır. Bu yönüyle her ne kadar bu sabotaj Rus doğal gazının en önemli transit rotasına düzenlenmiş olsa da bu hattın tamamen kapanması Almanya açısından telafisi imkânsız zararlar doğuracaktır.

Bu saldırıyı kimin yapabilmiş olacağına gelince; Putin Rusya’sının doğalgaz akışını kesmek için böyle bir girişime ihtiyaç duymayacak kadar açık olması bu saldırının Ruslar tarafından yapılma ihtimalini zayıflatıyor. Çünkü Rusya açısından doğalgazı tamamen kesmek değil doğalgazı silah olarak kullanmak etkili bir dış politikadır. Bu sabotaj Putin’in elindeki enerji silahını işlevsiz hale getirmiştir.

BERLİN’İ BEKLEYEN ZOR TERCİH

Bugün Rusya-Ukrayna savaşı her ne kadar Ukrayna topraklarında cereyan etse de sonuçları itibarıyla Almanya’da derin yaralar açmaktadır. AB’nin lokomotif ülkesi olarak mücavir coğrafyasındaki çatışmaların ortaya çıkardığı ekonomik maliyete ilaveten güvenilir ve kesintisiz bir enerji kaynağından mahrum kalmak Almanya’nın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana karşı karşıya kaldığı en önemli güvenlik tehdididir. Görünen o ki Almanya II. Dünya Savaşı’ndan beri güvenliğini emanet ettiği NATO gibi güvenlik örgütleri ve ABD gibi müttefikleri tarafından, belki de bilinçli olarak, korunmamaktadır.

Bu sabotaj hem Avrupa’nın güvenliği hem de Almanya’nın güvenliğini sağlayacak yeni mekanizmalara veya güvenlik yapılanmalarına olan ihtiyacı bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Ekonomik refahı ve endüstriyel kapasitesi kritik ticaret ve enerji rotalarının korunmasına bağlı olan ve bu kritik rotaları kendi imkân ve kabiliyetleriyle koruma kapasitesinden yoksun olan Almanya, bu sabotajlardan sonra radikal bir tercihle karşı karşıya kalabilir. Burada Almanya için iki farklı senaryodan bahsedebiliriz; Rusya ile daha dengeli bir politikaya yönelerek Rusya karşıtı Batı bloğunda bir çatlağa yol açmak veya silahlanarak kendi güvenliğini sağlayacak kapasiteyi elde etmek. Her iki politika da Almanya ve tüm dünya için önemli riskler ve fırsatlar barındırmaktadır.

#Almanya
#Avrupa
#Rusya
#Enerji