AK Parti’nin siyasi ruhu ve yerel seçimler

04:0027/03/2024, Çarşamba
G: 27/03/2024, Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu / Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi

Bu yazıda muhafazakâr siyasi düşüncenin amiral gemisi olan AK Parti’nin, özellikle muhafazakâr seçmenlere yönelik çalışmaları anlatılacaktır. Öncelikle siyaset biliminde Hegemonya kavramını açıklamakta yarar vardır. Egemen yöneten (siyasi toplum) ve yönetilenler (sivil toplum) arasında rızaya dayalı olarak yukardan aşağı tek taraflı bir ilişki olarak görülen Hegemonyada rıza, zor’dan önce gelmektedir. Fakat yine de medya, iktidar ve paranın gücüyle siyasi toplum, sivil topluma karşı iktidarını sürdürmek için yumuşak ve sert güç unsurlarını kullanmaktan çekinmez. Bunun sonucu olarak siyasi toplum yani partiler, lobiler ve devlet, İbn Haldun’un tabiriyle dinamik özelliğini kaybeder. Bedeviler, sefahate dalan ve savaşçı özelliklerini yitiren medenileri yener.

BAVE KÜRDAN

AK Parti’nin 1909 yılından beri HİF, TpCF, SCF, DP, AP, MSP, ANAP ve RP mecrasından akan son ve en uzun iktidarda kalan, en karizmatik lidere sahip, devrimi deviren bir parti liderine sahip olduğunu belirtmekte yarar vardır. Milli Görüş ruhuna sahip AK Parti lideri ve sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhafazakâr seçmenden son kez ama kuvvetli bir veda oyu istedi. Burada ise özellikle HDP-DEM’in oy deposu olduğu düşünülen ve başta İstanbul olmak üzere kritik önemdeki Kürt seçmenler öne çıkmaktadır. Erdoğan’ın siyasi çizgisinin başlangıç noktası ve tabanı Sultan II. Abdülhamid Han’dır. “Seni Abdülhamid’in ve Menderes’in yalnızlığına terk etmeyeceğiz. Özal gibi zehirletmeyeceğiz” pankartları seçim çalışmalarında sıklıkla görülmektedir.

1876-1909 yılları arasında, Kürtleri İstanbul’a taşıyan onlara devlette en üst görevler veren II. Abdülhamid, 33 yıllık saltanatında “Bave Kürdan” yani Kürtlerin babası olarak görülmekteydi. Kürtleri, Ermeni çetelere karşı koruyan Hamidiye Alayları (1891) ve onları modern eğitimle tanıştırıp Avrupa yolunu açan Aşiret mektepleri de bir yıl sonra, Sultan tarafından kuruldu.

Sultan Abdülhamid, Bağdat ve Hicaz Demiryollarını, Hamidiye alayları ve aşiret mekteplerini, Kürt ve Araplar başta olmak üzere tüm Müslümanlara İstanbul’da bürokrasi ve siyasetin kapılarını açmıştı.

İsmen ittihatçı olsa da esasen bölücü ve gerici olanlar tarafından, Rum ve Ermeniler yerine Müslümanlara idarede yer veren Abdülhamid’in ruhunu Birecik’e köprü kuran Aydınlı Menderes, GAP’ın babası Ispartalı Demirel, fabrikaların öncüsü Sinoplu Erbakan ve özgürlükçü Özal da yapmıştı. 23 yıldır aralıksız iktidarda bulunan yerel ve genel seçimlerde Kürt seçmenlerden en çok oy alan Erdoğan ise bu zincirin son halkası ve cesur uygulayıcısıdır.

Son yirmi yılda anadilde eğitim ve mahkemeler dâhil kamu kurumlarında Kürtçe okuma, yazma ve konuşma serbesttir. 24 saat yayın yapan TRT Kürdi ve onlarca Radyo kanalları bulunmaktadır. Bir sınıfta on kişi anadilini öğrenmek isterse Kürtçe sınıf kurulabilmektedir. Melayı Ceziri ve Ahmede Xane’nin eserleri bu dönemde devlet eliyle basıldı. Örneğin, Dünya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ergani Çayönü’nün eski adı olan Mele Ahmed adı gibi köy ve yer adları iade edildi.


KÜRTLERİ BATI’YA HAMALLIK ETTİRENLER

Terörist başı Öcalan’ın ve Selahattin Demirtaş’ın miadını doldurduğu bu süreçte ABD mankurdu PKK’lı terörist Mustafa Karasu, HDP’nin de İstanbul Belediye Başkanını seçme konusunda Başak Demirtaş’a, İstanbul Belediye Başkan adaylığı konusunda anketlere göre yüzde 70 oranında uygun görülmesine rağmen, şöyle vazgeçirmiştir: “AK Parti ve MHP’yi yıkmazsak bizi yok edecekler. Bu seçimlerde de bunlara mutlaka dikkat etmek gerekiyor. İttifak konusunda, ortaklaşma konusunda herkes hassas olmalı…” Kısaca zırva tevil götürmez…

Kürdüm deyip Kürtleri sol zihniyet ve Batı’ya hamal yapan mankurtlara tepki olarak 28 Mayıs 2023 seçimlerinde HDP, 2 milyon oy kaybetti. İlginçtir ki; Kayyum gelsin de hizmet görelim diyen Diyarbakırlı seçmenlerin bir kısmı ve hizmet bekleseydik İzmir’de AK Parti’ye oy verirdik diyen İzmirli seçmenlerin düşüncesi örtüşmektedir. Bu nedenle olsa gerektir ki son yerel seçimde Kayyum olarak atanan 94 Belediyenin 24’ünü AK Parti kazanmıştır. Bu dönemde Diyarbakır’a bir Diyarbakır daha katan, son depremde bir yıl içinde Karacadağ’a binlerce konut, Bitlis-Van köprüyol ve bağlantı yollarını yapan, Diyarbakır’ı tarihteki gibi sahabeler, peygamberler ve gül şehri yapan, Ben-u Sen, Kırklar Dağını, Ali Paşa Mahallesi’ni, çukur savaşından sonra Suriçi’ni de PKK’dan temizleyen AK Parti’dir.


İDRİS-İ BİTLİSİ TEPESİ

Muhafazakâr siyasi düşüncenin esas hatası ve siyasi partilerin (AP, DP ve ANAP gibi) bölgede aday seçimlerini saha çalışmalarından değil de hegemonyadan devşirmesidir. Bu referans sistemi değişirse ceket vakaları görülmez ve oyları katlanabilir. Çünkü basiretli, ona değer verene kat kat değere veren halk, Erdoğan’a inanıyor, O’nu kendi kodlarıyla uyumlu görüyor ve onun temsilcilerinin de onun gibi olmasını istiyor.

Ekrem İmamoğlu gibi yapay ve algı ürünü bir aday yerine sahadan gelen Murat Kurum gibi iyi bir adayı sahaya süren AK Parti’nin İstanbul’u kazanması kuvvetle muhtemeldir. Murat Kurum’un kazanması halinde ilk işlerinden birisi; Eyüp Sultan Tepesi’nin adını, 1935 yılında Piyer Loti olarak değiştirilen İdris-i Bitlisi Tepesi (İdris’in Köşkü) olarak aslına rücu ettirmesidir. Bu, Yavuz’un ruhuna hürmeten, Yıldız Sarayı’nı kumarhaneye çeviren ve Ayasofya’yı kapatan zihniyete karşı İstanbul’un yeniden fethinin vefa borcu adımı olur. Çünkü babanın dostu oğlun da dostudur ancak babanın düşmanı evladın dostu olamaz…

#Siyaset
#seçim
#AK Parti