Fransa ve Almanya gibi Avrupa Birliği üyesi bazı devletlerin birliğin ortak silahlı kuvvetlerini oluşturmak niyeti uzun bir süre sonra yeniden gündemde olan ve üye devletlerde tartışılan en önemli konulardan. Fransa ve Almanya Savunma Bakanları Jean Ives le Drian ve Ursula von der Leyen'in AB'nin savunma politikası ile ilgili reformlar üzerinde çalıştıkları ve bununla ilgili AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'ye mektup gönderdiği bilinmekte.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker Bratislava'da gerçekleşen zirve toplantısında AB'nin askeri operasyonlarını yönetebilecek merkezi Brüksel'de olan karargah kurulmasını önermesiyle tartışmalar başlamış oldu. Juncker'in kendisinin ifade ettiği gibi ortak AB ordusu kurulmasında asıl amaç Avrupa değerlerinin uluslararası sistemde korunmasına nail olmak. Juncker'e göre, son yıllarda Rusya'nın oluşturduğu tehditler gibi gelecekte oluşabilecek diğer tehditlerin önlenebilmesi için Avrupa ordusuna ihtiyaç var. Juncker, Avrupa ordusunun kurulmasıyla ortak savunma bütçesinin üye devletlerin savunma harcamalarında 100 milyon Euro'ya kadar tasarruf sağlayacağını belirtmektedir.
Federica Mogherini de üye devletlere Brüksel'de sivil ve askeri operasyonlar için merkezi karargah oluşturulmasını önerisini desteklemekte. Fakat, Mogherini AB ordusunun kısa bir sürede kurulmasının imkansız olduğunu kabul ediyor. AB ortak savunma ve güvenlik politikası kapsamında Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika'da askeri ve sivil operasyonlar yürütmekte. Fakat bu operasyona katılan askerler birliği değil, kendi ülkelerinin silahlı kuvvetlerini temsil ediyorlar. Önerilen planda ise bu operasyonların ortak bir karargahtan yönetilmesi isteniyor.
Almanya ve Fransa'nın yanı sıra birliğe üye devletlerden bazıları ortak ordu önerisini destekliyor. Örneğin Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Milos Zeman Nisan 2016'da özellikle mülteci sorunu ile mücadelesinde birliğin dış sınırlarının korunmasında ortak orduya ihtiyaç olduğunu belirtmişti. Almanya Şansölyesi Merkel ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö de ortak ordu önerisini desteklediklerini beyan etmişlerdi.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in birliğin ortak bir silahlı kuvvetlerinin oluşturulması planı her ne kadar klasik anlamda bir ordu kurulmasını amaçlamasa da, bir çok üye devlet tarafından bu planın tartışılması endişeyle karşılanıyor. Ve endişe duyan ülkelerin öneriye karşı çıkma nedenleri de farklılık gösteriyor.
AB silahlı kuvvetlerinin kurulmasına karşı olan ülkelerin başında Rusya ile sınırı bulunan Letonya, Litvanya ve Estonya gelmektedir. Özellikle Avrupa ordusunun gerçekleşeceğinden rahatsızlığını belirten Baltık ülkelerinin yanı sıra Polonya ve Romanya gibi Doğu Avrupa ülkeleri de Avrupa'nın güvenliğinde NATO'nun misyonunun farklı bir teşkilata verilmesi düşüncesini desteklememekte. Bu ülkeler kendi güvenliklerine özellikle Rusya'dan gelebilecek tehditlerin önlenmesinde NATO'ya alternatif yeni bir teşkilata gerek olmadığını savunuyorlar. Letonya Dışişleri Bakanı Rinkeviç, Baltık ülkelerinin güvenliğinde Rusya tehlikesine karşı NATO'nun bölgede güçlenmesine odaklanılması gerektiğini ve yeni bir alternatif ordu kurulmasının doğru olmayacağını açıklamıştı.
Ortak ordu kurulmasını Büyük Britanya da desteklemiyor. Londra'dan verilmiş tepkiler bu nedenle önemli. Büyük Britanya'dan gelen tepki savunma politikasının birliğin değil; üye devletlerin egemenliğinde olması gerektiği ve üye devletler arasında işbirliğinden öteye gidilmemesi ile ilgili. En önemlisi ise stratejik müttefiki ABD'nin Avrupa güvenliğindeki etkisini azaltmasına itiraz etmektedir. Bununla ilgili olarak, birliğe üye olduğu sürece Londra'nın ortak ordu kurulmasına veto koyacağı kesin.
İrlanda, Avusturya, İsveç ve Finlandiya gibi tarafsız bilinen üye devletler ise ortak Avrupa ordusunun kurulması halinde Lizbon Antlaşması'nda belirtilmiş kolektif savunma sorumluluğu ile kendilerini savaşların içerisinde bulabileceklerinden endişe ediyorlar.
Muhtemel bir çatışmada üye devletler tarafından gereken konsensüsün alınmasındaki zorluklardan dolayı oluşturulacak Avrupa ordusunun etkisinin az olacağı tahmin edilebilir. Ama en önemlisi yeni bir Avrupa ordusu ABD'nin Avrupa'da çıkarlarını olumsuz etkileyecektir. Her ne kadar Juncker, Avrupa ordusunun NATO'ya rakip görülmemesi gerektiğini belirtse de, Avrupa değerlerinin ve çıkarlarının korunmasında üye devletlerinin daha fazla başkalarının yardımına ihtiyaç duymadan kendi gücüne güvenmesi gerektiğini ifade etmesi ABD'ye verilmiş bir mesaj. Uzun vadede ise bölge dışı aktör olarak ABD'nin Avrupa'daki askeri üslerinin kapanması anlamına gelebilir.
Tüm bu çerçeve gözönüne alındığında Fransa ve Almanya'nın desteklediği Avrupa ordusu kurulması fikrinin gerçekleşmesi şimdilik zor gözükmekte. En azından Rusya'dan gelecek tehdidi önleyebilecek tek gücün NATO olduğuna inanan Doğu Avrupa ülkeleri ikna edilene veya Rusya tehdidi yok olana kadar.