Yunanistan’ın en büyük sığınmacı kampı olan Midilli Adası’nda bulunan Moria’da, 9 Eylül’de erken saatlerde çıkan yangının ardından tamamen kullanılamaz hale gelen kamptaki yaklaşık 13 bin sığınmacı, dağıldıkları farklı bölgelerde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Sığınmacılar, Karatepe’de yeni kurulan 5 bin kişilik kampı ise cezaevi olarak gördükleri için buraya gitmeyi reddediyor ve adadan ayrılmayı talep ediyor.
Adada bulunan yaklaşık 13 bin sığınmacıdan sadece 800’ünün Karatepe kampına yerleşmeyi kabul ettiği belirtiliyor. Kampa girişte yapılan kontrollerde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi pozitif çıkan 21 sığınmacı ise karantina altına alınmış durumda. Diğer yandan, Yunan yetkililer, kampa girmeyen sığınmacıların iltica başvurularının değerlendirmeye alınmayacağını duyurdu.
Adada son yıllarda artan sığınmacı sayısı yerel halkın tepkisine yol açıyor. Kampların boşaltılmasını isteyen ve yeni kamp inşa edilmesine itiraz eden vatandaşlar protesto gösterisi düzenleyerek, Midilli’nin sığınmacılardan arındırılmasını ve bir an önce normalleştirilmesini istedi. Midilli, Sakız ve Sisam adalarında, daha önce de kamu kurumları göçmen krizine dikkati çekmek amacıyla birçok kez greve gitmiş, dükkanlar kepenk kapatmıştı.
Avrupa’da birçok ülkenin yanan sığınmacı kampı Moria’daki düzensiz göçmenleri ülkesine kabul edecek olmasına karşın, Danimarka’nın bu yönde bir adım atmaması protesto edildi. Başkent Kopenhag’da düzenlenen gösteride, Moria sığınmacı kampında barınacak yerleri kalmayan düzensiz göçmenler arasında bulunan refakatsiz çocukların ülkeye getirilmesi istendi. Göstericiler, ellerinde oyuncakların yanı sıra “Moria’daki çocuklara tahliye! Hemen şimdi!” ve “AB utan!” yazılı dövizler taşıdı.