Edirne’den Yunanistan’a geçen bir grup göçmen, Yunanistan polisi tarafından paraları ve değerli eşyaları ile kıyafetleri alındıktan sonra dövülüp, Türkiye’ye geri gönderildi. Göçmenlerin, Edirne’den Yunanistan’a geçme mücadelesi devam ederken, Meriç Nehri üzerinden geçiş yaptıktan sonra Yunan polisi tarafından yakalananlar, Türkiye’ye geri gönderiliyor.
Yunan polisinin üzerlerindeki paralar ile değerli eşyaları alıp, kıyafetlerini çıkardıktan sonra kendilerini dövüp, zorla bindirdikleri bot ile Türkiye tarafına ittiğini anlatan Muhammed Elhadar, “Ben, ailem ve arkadaşlarımla birlikte dün karşıya geçmeyi başardım. Yunan polisi bizi yakaladı. Bizi alıp bir yere götürdüler. Meriç Nehri kıyısına getirip üzerimizdeki para, telefon ve değerli eşyalarımızı aldılar. Ellerindeki sopalarla döverek, Türkiye tarafına ittiler” dedi.
Üzerindeki kıyafetler ile değerli eşyaları alınan Afgan Ali Haskani de, “Yunan polisi bize çok kötü davrandı. Sopayla her yerimize vurdu. Kadın, çocuk dinlemeden dövüyorlar. Üzerimizdeki kıyafetleri soyarak bizi zorla gönderdiler” diye konuştu.
Naif, “Paralarımızı, telefonlarımızı, ayakkabılarımızı ve her şeyimizi aldılar. Büyük bir çukura gönderdiler bizi. Kadınları dövüyorlar. 8 aylık hamile kadını bile dövdüler. Bizim kızımızı ve beni de dövdüler. Türk askerleri geldi. Bize yardıma koştular. Bize yatak verdiler, battaniye verdiler. Pasaportlarımızın hepsini sobada yaktılar. Türk askeri bize kıyafet verdi” dedi. Bu arada Yunan askerleri Ege’de mültecileri taşıyan botlara ateş açmaya devam ediyor.
Avrupa'ya geçmek için lastik botla açıldıkları Ege Denizi'nde Yunan Sahil Güvenlik unsurlarınca uzaklaştırılmak istenirken sopayla darbedilen baba ve kızı, yaşadıkları korku dolu anları unutamıyor. Türk Sahil Güvenlik ekiplerince kurtarılan ve tedavileri yapılan Suriyeli Hasan Alahmad, "Bizi öldürmek istediler. Ateş etmeye başladılar. Daha sonra kadınlar ve çocukların ağladığını görmelerine rağmen kötü muamele yaptılar. Botumuzu ters döndürmeye çalıştılar. Boyun kısmıma vurdular. Kızım beni kurtarmak isteyince ona da vurdular. Kızıma vurduklarını görünce kendimi çok kötü hissettim" dedi.
Ailesiyle huzurlu bir yaşam aradıklarını, çocukluğunu yaşamak istediğini vurgulayan Alahmad, Yunan güvenlik güçlerinin kendilerine hiç merhamet göstermediğini söyledi. Sedil Alahmad şunları söyledi: “Sopayla vurduklarında canım çok acıdı ama biz tekrar denemeye devam edeceğiz. Türkiye'de beni tedavi ettiler, yemek getirdiler, çocuklara da süt verdiler. Türkiye'ye bize sahip çıktığı için teşekkür ediyorum."
13 yaşındaki Aliye Tajik de, tüm eşyaları alınıp hapishaneye atıldıklarını ve bir damla su bile vermediklerini söyledi. Aliye Tajik yaptığı konuşmasında, “Bizi arabaya soktular. Arabaya koyduktan sonra çantamızı her şeyimizi aldılar. Biz verecekler zannettik. Bizi uzaklara götürdüler. Kalemimi de vermediler. Ben İngilizce söylemeye çalıştım ama yine vermediler. 2-3 saat boyunca hapishanede kaldık. Her yer pislik içerisinde kalemimi dahi vermediler. O derece benciller” dedi.
Türkiye ile 18 Mart 2016'da imzalanan göçmen mutabakatının üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen AB, verdiği sözleri yerine getirmedi. Mutabakat kapsamında AB, Türkiye’ye Haziran 2016 sonuna kadar vize serbestisi tanıyacağını vaadetse de üzerine düşeni yapmadı. AB’den Suriye'deki sığınmacılar için kullanılmak üzere aktarılması beklenen 6 milyar avronun 3 milyarı bile Türkiye'ye ulaşmadı. Türkiye ile üyelik müzakerelerinde 30 Haziran 2016’dan bu yana yeni fasıl açılmadı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda Brüksel istekli gözükmüyor. AB, 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye'den sığınmacı alınmasını öngören Gönüllü İnsani Yeniden Yerleştirme Programı'nı hayata geçirmedi.AB, mutabakatta, “Diğer fasılların açılmasına yönelik hazırlık çalışmaları, mevcut kurallar çerçevesinde üye devletlerin tutumlarına halel getirmeksizin hız kazandırılmış şekilde devam edecektir” taahhüdünde bulundu. Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin resmi müzakerelerin AB Komisyonu’nun Konsey’den yetki almasının ardından başlaması bekleniyordu ancak Brüksel bu konuda istekli gözükmüyor.
Mutabakatın ardından Ege Denizi'nde düzensiz göç büyük ölçüde kontrol altında tutulurken ölümler de önemli oranda azalmıştı. Ege'den göçmen geçişlerinde yaklaşık yüzde 97 düşüş yaşanırken, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Avrupa'ya göçmen akınının zirve yaptığı 2015'te Ege adaları üzerinden 856 bin kişi geçiş yaparken, bu sayı 2018'de 32 bin 494 olmuştu.
Yunanistan sınır kapılarını kapatmasına karşın göçmenler, engelleri aşarak bu ülkeye geçişlerini sürdürüyor. Türkiye’nin çeşitli illerinden Avrupa’ya gitmek için yola çıkan göçmenlerin, Edirne’ye gelişleri sürüyor. İstanbul’dan taksi, otobüs ve trenlerle Edirne’ye gelen göçmenlerin sayısı her geçen saat artıyor. Pazarkule Sınır Kapısı’nı kapatmasının ardından en büyük yoğunluk sınır kapısının çevresinde yaşanıyor. Yunanistan’ın sert müdahalede bulunup, dağıtmaya çalıştığı göçmenler, engellemelere rağmen geçişerini sürdürüyor.