Göçmenlere her gün yeni bir zulüm uygulayan
, dünyadan bir tepki gelmedikçe katliamlarına devam ediyor. Daha birkaç gün önce Edirne’de geri ettikleri 19 göçmenin donarak ölmesine sebep olan
, hız kesmeden aynı uygulamalara devam ediyor. Yunanistan sınır birlikleri dün de 14 göçmeni geri iterek ölüme terk etti.
Türk hudut birlikleri, Edirne’nin Meriç ilçesinin Karayusuflu köyü yakınlarında 14 göçmen olduğunu tespit etti. Hudut birlikleri,
tarafından geri itilen ve donma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Somali ve Suriye uyruklu düzensiz göçmenleri yardım eli uzatarak kurtardı.
Kafasında ve kollarında darp izleri bulunan, hipotermi başlangıcı tespit edilen ve durumu ağır olan iki düzensiz göçmen Uzunköprü Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Göçmenlerden Suriye uyruklu Hüsam El Halaf, iki gün önce sınırdan Yunanistan tarafına geçtiğini söyledi.
Yunan askerlerinin kendisini yakaladığını anlatan Halaf, “
tarafından bizi kampa götürdüler. İki gün aç ve susuz kaldık. Kadın erkek fark etmeden işkence gördük. Bize demirle vurdular. Telefon ve paralarımızı aldılar. Nehre getirdikleri zaman üzerimizi soydular ve bizi Türkiye tarafına attılar. Türkiye tarafına geçtiğimizde Türk askerleri bize ayakkabı ve mont verdiler. İki arkadaşımız yaralıydı onları hastaneye götürdüler.”
Milli Savunma Bakanlığı (MSB),
zulmüne tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, bu insanlık dışı muamele neticesinde soğuk havada donarak hayatlarını kaybeden göçmenlerin görüntülerinin 7’den 70’e herkesi derinden üzdüğü ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yunanistan hem kara hududunda hem de denizlerde insanlık dışı muameleye derhal son vermelidir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ciddiye bile almayan Yunanistan, göçmenlerin hayatını tehlikeye atarak dünya milletlerinin yüreğini sızlatmaktan vazgeçmelidir. İnanıyoruz ki Yunan halkı da bu görüntüleri utançla, yüreği sızlayarak izlemiş ve göçmenlere yapılan muameleyi nefretle karşılamıştır. Bu eylemler artık AB’nin de dikkatini çekmelidir.”
Yunan sınır birlikleri tarafından geri itilen 19 düzensiz göçmenin donarak hayatını kaybetmesine verilen uluslararası tepkilerde, olayın sorumlusu olarak
doğrudan atıfta bulunulmaması dikkati çekti. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve bazı ülkelerden yapılan açıklamaların bazılarında Yunanistan’ın adı bile anılmadı.
- BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell: Göçmen ölümlerine ilişkin raporlar gerçekten çok üzücü ve ilgili makamlar tarafından acilen araştırılmalıdır. Burada yaşananlar hakkında doğrudan bir bilgimiz yok.
- BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Shabia Mantoo: Düzensiz göçmenlerin donarak ölmesi yürek parçalayıcı. Haberler karşısında şoke olduk ve derin üzüntü içindeyiz. Yunanistan’da yaşanan olaya ilişkin acil bir soruşturma çağrısında bulunuyoruz
- BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü’nün Sözcüsü Safa Msehli: Dehşete düştük.
- Almanya Dışişleri Bakanlığı: Alman hükümeti Yunanistan-Türkiye sınırındaki ölüm haberlerini endişeyle not ediyor. Olayın ayrıntılarının açıklığa kavuşturulması önem taşımaktadır.
- AB Komisyonu sözcülerinden Anitta Hipper: Düzensiz göçmenlerin hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduk. Doğruluğu teyit edilirse bu tür muameleler hoş görülemez.
- AB Komisyonunun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson: Göçmenler muhtemelen AB’ye girmeye çalışırken hayatını kaybetti. Yunan bakana konuda bilgisi olup olmadığını sordum. Çok az bilgisi vardı. Ama bildiği kadarıyla göçmenlerin Yunanistan sınırına doğru gelmediklerini söyledi. Durumu soruşturmalıyız ve daha fazla şey öğrenmeliyiz.
Sadece Foça’da bin 258 zulüm
’ın göçmenlere yönelik insanlık dışı uygulamaları, İzmir Foça Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Halis Kara tarafından resmi dosyalar incelenerek rapor haline getirildi. Son 2 yıllık incelemeyle Yunan güvenlik güçlerinin, Foça sınırlarında 1258 göçmeni üzerlerindeki para ve değerli eşyalarını alıp, darp ederek, havası indirilen lastik botlarla Ege Denizi’nde ölüme terk ettiği ortaya çıktı.
Başsavcı Kara, Yunan sahil güvenlik birimlerinin haksız ve hukuksuz eylemlerinin, Türk sahil güvenlik görevlilerince kamera kaydına alındığını belirterek, yapılan zulmü raporda şöyle anlattı:
- Göçmenler elleri plastik kelepçe ile bağlanarak Ege’nin uluslararası sularında adeta ölüme itildi.
- Göçmenleri taşıyan şişme botlar Yunan sahil güvenlik birimlerince patlatıldı.
- Botlara takılı motorlar söküldü.
- Ateş açılarak botları batırıldı.
- Göçmenlerin beraberinde bulunan para, pasaport ve cep telefonu gibi kıymetli eşyalar hukuksuz şekilde yağmalandı.
Raporda, “Farklı birçok olayda Yunan sahil güvenlik birimlerinin haksız eylemleri cezasız kalarak adeta cesaretlendirilmiş, süregelen suç fiillerinden kamuoyuna yansıyanlar insanlık onur ve vicdanını yaralar hale gelmiştir” ifadeleri yer aldı. Raporun sonuç bölümünde; Yunanistan tarafından düzensiz göçmenlere karşı sistemli politika uygulandığı ifade edilerek Yunanistan’ın haksız uygulamalarının Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler gibi yetkili uluslararası makamların yapacağı bağımsız soruşturmalarla araştırılması ve cezalandırılması gerektiği belirtildi.
Türkleri görünce kaçıyorlar
Ege’de Yunan Sahil Güvenliğine meydan okuyan balıkçı İlker Özdemir Türkiye’nin gündemi oldu. Ancak Ege’de Yunan tacizine uğrayan tek balıkçımız Özdemir değil. Turgut Reis Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Alkaç, Yunan ekiplerinin Türk balıkçıları sürekli taciz ettiğini ancak geri adım atmadıklarını ifade ederek “Kendi sularımızda avlanırken Yunan botları teknelerimize yaklaşıp ani manevralar yaparak dalga oluşturmaya ve teknemizi batırmaya çalışıyorlar. Fakat telefonu elimize aldığımız anda uzaklaşıyorlar. Bizim Sahil Güvenlik’le karşı karşıya gelmemek için arkalarına bakmadan hemen bölgeden kaçıyorlar” dedi. Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özkaya ise “Yunan botları bizim Sahil Güvenlik’in geldiğini gördüğü zaman dönüp gidiyorlar. Gerek devletimizin gerekse Sahil Güvenlik Komutanlığımıza desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Yunan botları bizlere sıkıntı yaşatmaya çalışsalar başa çıkamıyorlar.”