Terör örgütü PKK uzantılı Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Suriye’nin kuzeyindeki Amude’de düzenlediği sözde DEAŞ Forumu, Türkiye’yi karşıtı bir zirveyi dönüştü. Toplantıya katılanlar ‘Türkiye ile DEAŞ arasında’ bağ kurmak için geçmiş dönemde dillendirilen gerçek dışı iddiaları yeniden gündeme getirdi. İddialar ABD, Avrupa ve Arap basını tarafından uluslararası platforma taşıdı.
FETÖ’cülerin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) fonlu yayın organı Ahval’in köşe yazarı Fehim Taştekin, Türkiye’nin DEAŞ’a yardım ettiğini öne sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan Taştekin, “Türk istihbaratı, ilgili makamlar DEAŞ’ın faaliyetlerini biliyorlardı. Ancak önlem almadılar” iddiasında bulundu.
FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen CIA eski Raportörü Michael Rubin’in hedefi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Rubin şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan yönetimi DEAŞ’ın varlığı için büyük çaba içerisinde Türkiye yönetiminin DEAŞ’la bağları var. Türk yönetiminden de hesap sorulmalıdır.”
Türkiye’de aranan firari Hayko Bağdat ise foruma gidişinin Türkiye tarafından engellenmek istendiğini öne sürdü. Türkiye’nin ‘DEAŞ toplantısından rahatsız olduğunu öne süren Bağdat, ardından FETÖ’nün yalanlarını bir bir sıraladı: “Kim karıştıysa, kim TIR’larla silah gönderdiyse ve kim Kürt düşmanlığı yüzünden Suriye’deki bütün İslamcı çeteleri desteklediyse onların hesap vermesi lazım.”
Firari FETÖ’cü Ergün Babahan da her formda hem de sonrasında yaptığı açıklamada terör örgütlerinin iddialarını dillendirdi. Türkiye ve Katar’ı DEAŞ üzerinden kazanım elde etmekle suçlayan Babahan şunları söyledi: “Bir süre sonra kullanılan, güçlü olduğunu hissettiği an ipleri eline alır. IŞİD meselesinde de böyle oldu. Kendi kurallarını yaratıp yoluna devam etti. ABD ve Batılı ülkeler bunu görüp desteklerini çekti ve Türkiye’ye de bu uyarılarda bulundu. Ancak Erdoğan ve ekibi buna uymadı.”
ABD’de faaliyet gösteren PKK lobisinin temsilcisi olan isimlerin hedefi de Türkiye idi. ABD’li Thoreau Redcrow, uluslararası bir mahkeme kurulup Türkiye’nin yargılanmasını isterken eski senatör Thomas Garret teröristlere özerklik istedi. Garret “Kuzey ve Doğu Suriye’nin özerkliği konusunda Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ile masaya oturmak ve diğer aktörlerle görüşmelerini sağlamak gerekir. Burada insanlar düşmanlarına karşı savaştılar, bedeller ödediler.
Belli bir düzeyde de olsa özerkliklerini farklı bir ulus olarak kabul ettirebilmek için bunu yaptılar“ dedi.
Öte yandan, toplantıyı organize eden PKK’ya yakın yayın organları Kamışlı’daki toplantıya firari FETÖ’cü Can Dündar, Gezicilerin ilahiyatçısı İhsan Eliaçık ve Cengiz Çandar’ın da katıldığını iddia etmişti. Yeni Şafak’ın iddiayı gündeme getirmesinin ardından 3 isim de toplantıya katılmadığını açıkladı.
ABD’nin DEAŞ bahanesi ile dahil olduğu savaş sürecinde esir alınan DEAŞ militanları medyadan 3 yıl boyunca uzak tutuldu. DEAŞ’ın son sığınağı olan Baguz’un PKK’ya devri sonrası medya aracılığı ile dezenformasyon süreci başladı. BBC, Independent, AFP, El Arabiya, El An, El Arabiya gibi mecralarda Yeni Zelanda, Fransa, Kuveyt, Almanya ve Türkiye kökenli DEAŞ’lı teröristlerle söyleşiler yapıldı. Amude’deki terör forumundan bir gün önce ise El Arabiya muhabiri Muhammed el Tumayhi’ye yaptırılan söyleşi dolaşıma sokuldu. DEAŞ’ın Türk kökenli emiri olduğu iddia edilen Ebu Ubeyde isimli teröristle yapılan röportajda, Türk İstihbaratı ve resmi, özel bir çok kuruma atılan iftiralar dikkat çekti. El Hol ve Rukban kamplarında konuşulan DEAŞ’lılara ait haberlerde de benzer iddialara yer verildi.