FETÖ'nün Türkiye'de başarısız darbe girişiminin ardından tüm gözler, elebaşı Gülen'in Türkiye'ye iade edilip edilmeyeceğine çevrildi. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in, Türkiye ile ABD arasında suçluların iadesi anlaşmasında yer alan, "Bir devlet başkanına veya hükümet başkanına veya aile üyelerinden birine karşı işlenmiş veya işlenmeye teşebbüs edilmiş bir suç, siyasi nitelikte bir suç sayılmayacaktır" maddesi uyarınca Türkiye'ye iade edilmesi gerekiyor.
İki ülke arasında 7 Haziran 1979 tarihinde imzalanan, 1 Ocak 1981'de yürürlüğe giren "Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması", suçluların iadesiyle ilgili hükümleri düzenliyor.
Anlaşmanın "Reddetme Koşulları" başlıklı 3'üncü maddesinin (a) bendinde yer alan "geri verme istemine konu olan suç, istenilen tarafça siyasi nitelikte veya böyle bir suçla murtabit bir suç sayılır ise veya geri verme isteminin, gerçekte istenen kişiyi siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturmak veya cezalandırmak için yapılmış olduğuna istenilen tarafça kanaat getirilirse" ifadesi, ilgili kişinin, "siyasi görüşlerinden ötürü iade edilmeyeceği" anlamına gelirken, maddenin devamında iadeyle ilgili önemli bir istisna getiriliyor.
Buna göre, "Bir devlet başkanına veya hükümet başkanına veya aile üyelerinden birine karşı işlenmiş veya işlenmeye teşebbüs edilmiş bir suç, siyasi nitelikte bir suç sayılmayacaktır" ibaresi, elebaşı Gülen'in artık siyasi bir suçlu olarak değerlendirilemeyeceğini ortaya koyuyor.
Bugüne kadar iade edilmeme sürecinde sık sık "siyasi görüşlerine" atıfta bulunulan FETÖ elebaşı Gülen'in "başarısız bir askeri darbe girişiminin lideri" olması, artık yasal zeminde iadesinin önündeki yasal gerekçeleri boşa çıkarıyor.
Meşru bir hükümete ve devlet başkanına darbe girişimi nedeniyle hakkında sadece "siyasi görüş farkı" muamelesi yapılamayacak olan Gülen'in iadesiyle ilgili Ankara-Washington hattındaki trafiğin hız kazanması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ'nün başarısız darbe girişiminin ardından ABD yönetimine seslenerek, "O zatı artık bize teslim edin" çağrısında bulunmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"na (FETÖ/PDY) yönelik ana soruşturmanın şüphelisi Fetullah Gülen'in iadesi için hazırlanan dosya, birkaç gün önce ABD adli makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderildi.
Dosyada, FETÖ elebaşı Gülen'in "nitelikli dolandırıcılık", "resmi belgede sahtecilik", "iftira", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama", "zimmet", "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kaydedilmesi", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ile "kişisel verileri hukuka aykırı kaydetmek" suçlarını işlediğine yer verilmişti.
"Suçun işlenişine ilişkin olgular" başlığı altında dosyada, "Şüpheli Fetullah Gülen'in kurup yönettiği cemaat, yargı, ordu, emniyet, bürokrasi içinde kadrolaşmıştır. Bu kadrolar dini istismar aracı olarak kullanmaktadır. Organizasyonu Fetullah Gülen yönetmektedir. Onun özel talimatları, yurt dışından özel kuryeyle gelmektedir. Genel talimatları şifreli şekilde sohbet ve konuşma olarak yayınlanmaktadır. Ona bağlı örgüt üyeleri, Türkiye'de her kurumda bulunmaktadır." ifadeleri yer almıştı.
Tüm bu suçlamalara ek olarak darbeye teşebbüs suçlamasıyla FETÖ elebaşının ABD'den iadesini isteyecek Türkiye, açık yasal zemini olan bu sürecin nasıl bir hukuki seyir izleyeceğini yakından takip edecek.
ABD Büyükelçisi John Bass, Fethullah Gülen'in iadesi ile ilgili flaş bir açıklama yaptı.
Büyükelçi Bass açıklamasında "ABD hükümeti makamları, muhataplarıyla birlikte çalışmaya ve ülkelerimiz arasındaki iade anlaşmasınca belirlenen yasal ve delillerin kabulüne ilişkin standartların karşılanması için neler yapılması gerektiğini ele almaya hazırdır." dedi.