İsrail seçmeni bugün son 6 ay içinde ikinci kez erken seçim için sandık başına gidiyor. Seçimler, son 10 yılda İsrail siyasetine damga vuran ve ülkede en uzun başbakanlık görevini yürüten Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu’nun da siyasi kariyeri için “tamam ya da devam” anlamı taşıyor.
Ülkesinde hakkında açılan yolsuzluk soruşturmasıyla zorlu günler geçiren Binyamin Netanyahu eğer bir rekora imza atarak seçimlerden hükümeti kuracak çoğunluğu elde edecek bir sonuçla ayrılamazsa, yargı ve emniyetin elinde zorlu günler yaşayacak. Likud lideri, seçimlerden istediği sonucu almak için ülkesindeki aşırı sağ ve ırkçı partilere kapısını açarken, İsrail işgali altındaki
Batı Şeria’yı ilhak gibi uç vaatleri
de gündeme getirmekten geri durmadı.
Netanyahu’nun İsrail’deki aşırı sağ ve ırkçı partilere verdiği ödünler, ülkenin demokrasisini tehdit ettiğine dönük yorumlar da yapılmakta. Son olarak eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, hafta sonu yaptığı konuşmada seçimlerde mevcut Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kazanması durumunda
tehlikeye gireceğini söylemişti. İsrail Demokratik Birliğinin önde gelen isimlerinden İsrailli Milletvekili Stav Shaffir de 17 Eylül’deki seçimlerin İsrail’deki demokrasi mücadelesi için şans olduğunu savunmuştu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, seçime saatler kala, işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan El-Halil kentinde yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin yaşadığı bölgeyi de "İsrail'e ilhak" edeceği vaadinde bulundu. İşgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Ürdün Vadisi ve yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini "İsrail'e ilhak" edeceği vaadinde bulunan Netanyahu'nun El-Halil açıklaması da seçim yatırımı olarak yorumlandı. Netanyahu, 4 Eylül'de El-Halil'e gitmiş ve yaptığı konuşmada, "Buradan kimseyi (Yahudi yerleşimcileri) çıkarmayacağız. El-Halil'in yabancısı değiliz ve burada sonsuza kadar var olacağız" demişti.
#Binyamin Netanyahu
#İsrail
#Seçim
#Vaad
#Likud Partisi