NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Serrac hükümeti ile Hafter tarafından idare edilen güçler aynı kefeye konamaz. Bu nedenle NATO, Trablus hükümetine destek vermeye hazır” dedi. Stoltenberg’in bu açıklaması Fransa, BAE, Mısır ve Suudi Arabistan’la birlikte hareket eden Yunanistan’da ‘felaket’ olarak nitelendirildi. Haberlerde, NATO’nun Trablus hükümetine vereceği desteğin Hafter’in sonunu getirebileceği aktarılırken, Türkiye’nin Libya politikasının NATO tarafından meşrulaştırıldığı kaydedildi. Ankara ise NATO üyesi ülkelerin Hafter’e destek verdiği tablo karşısında Stoltenberg’in açıklamasını memnuniyetle karşılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklama sonrası Stoltenberg’le telefonda görüştü.
Türkiye’nin sahadaki başarısı, Stoltenberg’in Libya’daki meşrû hükümete destek açıklamasıyla uluslararası arenaya ciddi şekilde yansımış oldu. Trablus hükümeti BM nezdinde resmen tanınmasına karşın başta Fransa olmak üzere NATO üyesi ülkeler bu meşruiyeti bugüne kadar dile getirmedikleri gibi Hafter’e de açık destek veriyorlardı. Berlin Konferansı’nda batılı ülkeler, BM kararına rağmen Hafter’i müzakere tarafı olarak masaya oturtmuşlardı. NATO’dan yapılan son açıklama Türkiye’ye, terörist Hafter’i destekleyen ülkelere karşı önemli bir koz vermiş oldu. Bununla birlikte TSK destekli UMH güçlerinin terörist Hafter’i zaten köşeye sıkıştırdığı bir dönemde Stoltenberg’in bu çıkışı “Neden şimdi” sorusuna yol açtı. Ankara bu nedenle NATO açıklamasına temkinli yaklaşıyor.
Hafter terörüne yıllarca ses çıkarmayan NATO’nun tam da Hafter yok olma noktasına geldiğinde apartopar devreye girmesi, Türkiye’nin sahadaki başarısını gölgeleme hamlesi olarak görülebilir. Özellikle Fransa ve Yunanistan’ın talebiyle, Türkiye’nin Libya’da durdurularak belli bir çizgide tutulması ve oradaki durumu stabil hale getirerek Hafter’in mevcut durumunun korunmasının amaçlanmış olabileceği belirtiliyor.