Türk bayrağı korkuttu

Türk vatandaşlarını potansiyel tehlike olarak gören İsrail makamlarını Türk bayrağı korkusu sardı. İsrail merkezli Çağdaş Meseleler Enstitüsü’nce hazırlanan bir rapor, İsrail’in Türkiye, bayrak ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan konusundaki hazımsızlığını da gözler önüne serdi.

KAFAYI BAYRAĞA TAKTILAR

“Neden Kudüs Türkiye için bu kadar önemli?” sorusuna yanıt aranan raporda, Hamas’ı destekleyen Türkiye’nin Doğu Kudüs’te varlığının arttığına işaret edildi. İsrail, buna delil olarak ise bölgeye asılan Türk bayraklarını gösterdi. Gazze’deki tel örgü anlaşmazlığı sırasında Filistinli göstericilerin elinde Türk bayrağı bulunduğuna işaret edilen raporda, Büyük Dönüş Yürüyüşü protestoları sırasında ata binen bir Gazzeli’nin elinde yine Türk bayrağı olduğu hatırlatıldı.

SOKAKLAR DONATILIYOR

Türkiye’nin Doğu Kudüs’te Hamas’a olan desteğiyle aktif olduğu belirtilirken, raporda, “En görünür aktivitesi ise Doğu Kudüs’te alenen dalgalanan Türkiye bayrağıdır. Bizzat Tapınak Dağı’nın girişinde Türkiye yanlısı gösteriler yapılır ve dağın girişleri de dahil olmak üzere Eski Şehir’in geçitlerinin birçoğu Eski Şehir Surlarının dışındaki sokakların her köşesi bazen Türk bayraklarıyla bezenir” ifadelerine yer verildi.

TAPINAK DAĞI’NI FETHEDECEKLER!

Türkiye’nin Kudüs’teki pozisyonunu geliştirmek için din turizmi yaptığını öne süren raporda, bu turizmin amacı, “Tapınak Dağı’nı İsrail’den alarak İslam hakimiyetine iade ettiklerini ilan eden hacı kitleleriyle istila ederek, Tapınak Dağı’nı fethetmek olabilir” şeklinde açıklandı.

İHH ve TİKA hedefte
Raporda, FETÖ firarisi polis şefi Ahmet Sait Yayla’nın görüşlerine yer verildi. Yayla’nın İHH’yı DEAŞ ile işbirliği yapan bir terör örgütü olarak nitelendirdiği raporda, Yayla’nın ağzından, “Erdoğan’ın Mavi Marmara’yı denize sürmesinin iki sebebi var. Gazze’deki Hamas ile bağlantılarının olduğunu kanıtlamak ve Kudüs’ün savunucusu olduğunu göstermek” ifadeleri aktarıldı. İHH’nin TİKA ile gizli bir işbirliği halinde çalıştığı iddia edilen raporda, “Terörist hücreler kültürel, sosyal ve ekonomik etkinliklerin ardına gizlenmiş olabilir” denilerek akıl dışı bir dizi iddia yer aldı. TİKA ise Erdoğan’ın politikalarının sözcüsüymüş gibi hareket etmekle itham edildi.