ABD Başkanı Joe Biden, selefi Donald Trump ile sert tartışmalara girdiği, başta Kovid-19'un laboratuvardan çıkmış olabileceği teorisi ve Meksika sınırındaki göçmenlik krizi olmak üzere birçok konuda Trump'tan farklı bir tutum sergileyemedi.
ABD Başkanlığı koltuğuna 20 Ocak'ta oturan Biden, göreve geldiği günden bu yana attığı bazı adımlarda, geçmişte çokça eleştirdiği Donald Trump'tan farklı bir yaklaşım ortaya koyamadı.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in bu hafta Guatemala ve Meksika'ya gerçekleştirdiği ziyaretler esnasında Orta Amerikalı göçmenlere yaptığı "Şu anda ABD'ye gelmeyin, yoksa geri çevrileceksiniz." şeklindeki çağrısı, Biden yönetiminin göçmen politikalarını bir kez daha gündeme getirdi.
Önceki Başkan Trump yönetiminde uygulanan göçmenlik politikalarını "insanlık dışı" olarak nitelendiren Biden yönetimi, bu konuda daha farklı bir tutum sergileyeceklerini kaydetmişti.
Ancak Biden'ın göreve gelmesinin ardından mart-nisan aylarında Meksika sınırına son 20 yılın en yüksek göçmen akını oldu. Biden ise Kovid-19 nedeniyle göçmenlerin ülkeye alınmayacağını belirtti.
Biden'ın yaptığı "Şimdi ABD'ye gelmenin zamanı değil." açıklamaları, "Biden'ın tavrının Trump'tan bir farkı olmadığı" eleştirilerini de beraberinde getirdi. Özellikle progresif Demokratların Biden yönetimine bu noktadaki eleştirileri Amerikan medyasının da gündemine geldi.
Öte yandan Biden yönetiminin Meksika sınırına gelen 18 yaş altı çocukları alarak sınır bölgesindeki tesislere yerleştirmesi de uzun süre gündemi meşgul etti. Çocukların uygun olmayan şartlarda tutulmasını ve Trump yönetiminin aileleri birbirinden koparmasını eleştiren Biden'ın bunu yapması, eleştiri oklarının Beyaz Saray'a çevrilmesine yol açtı.
Biden, göçmenlik konusunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i görevlendirse de Harris'in bugüne kadar Meksika sınırına herhangi bir ziyaret gerçekleştirmemiş olması da tartışılıyor.
Biden'ın, Trump'ı eleştirdiği bir diğer nokta da Trump yönetiminin Kovid-19'un Çin'deki bir laboratuvardan çıkmış olabileceği teorisini dillendirmesiydi.
3 Kasım 2020 başkanlık seçimlerine giden yolda Trump yönetimini bu konuda Biden ve Demokratlar eleştirdi ve bilimin söz sahibi olması gerektiğini belirtti.
Ancak mayıs ayında Wall Street Journal'da yayımlanan bir özel haberde, ABD istihbarat raporuna göre salgının kentte yayılmadan kısa süre önce Vuhan Laboratuvarı'nda çalışan 3 araştırmacının virüs ve mevsimsel grip belirtilerine benzer şikayetlerle hastalanıp hastaneye başvurduğu iddia edilmişti.
Biden ise 26 Mayıs'taki açıklamasında söz konusu senaryo üzerinde durulduğunu doğruladı. Biden dün yaptığı yazılı açıklamada, mart ayında istihbarattan Kovid-19'un kökenini araştırmalarını istediğini ve bu raporu ay başında eline aldığını bildirdi.
Bunun üzerine Biden yönetimi de artık ciddi ciddi bu teoriyi dile getirmiş oldu.
Biden ve Demokratlar, Trump yönetimini 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı cinayetindeki tutumu nedeniyle eleştirmişti.
Trump, cinayetin sorumlusu olarak görülen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yakın ilişkileri olması ve ısrarla Veliaht Prens'e yaptırım uygulamaması nedeniyle hedef tahtasına konmuştu.
Biden göreve geldikten sonra cinayete ilişkin istihbarat raporunu yayımladı ve raporda Muhammed bin Selman'ın cinayetin emrini veren isim olduğu belirtildi.
Ancak Biden yönetiminin raporun ardından açıkladığı 70 kişilik yaptırım listesinde yine Muhammed bin Selman'ın yer almaması dikkatlerden kaçmadı.