ABD'de 5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini kazanan ve 20 Ocak 2025'te göreve başlaması beklenen Donald Trump'ın kabinesinde bir isim daha belli oldu. Trump, yaptığı açıklamada, Ulusal İstihbarat Direktörü olarak eski Demokrat Kongre Üyesi Tulsi Gabbard'ı seçtiğini aktardı. Trump, "Tulsi 20 yılı aşkın bir süredir ülkemiz ve tüm ABD'lilerin özgürlükleri için mücadele etmekte. Demokratların eski başkan adayı olarak her iki partide de geniş bir desteğe sahip olan Tulsi, artık gururlu bir Cumhuriyetçi. Tulsi'nin kariyerini tanımlayan korkusuzluğunu istihbarat topluluğumuza yansıtacağına, anayasal haklarımızı savunacağını ve barışı güvence altına alacağını biliyorum. Tulsi hepimizi gururlandıracak” dedi.
Tulsi Gabbard'ın istihbarat direktörlüğüne aday gösterilmesinin ardından geçmişte Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili yaptığı açıklamalar tekrar gündeme geldi. ABD'nin eski bir ordu mensubu olan Gabbard, ABD'nin Irak'ı işgali esnasında görev alan isimlerden biri olarak biliniyor.
Gabbard, Türkiye'nin terörü topraklarından uzaklaştırmak için 2019'da başlattığı Barış Pınarı Harekâtı sonrasında Türkiye'ye yaptırım öngören tasarıya destek vermişti. Terör örgütünün kolu SDG'yi ABD müttefiki olarak kabul eden Gabbard, "Kürt müttefiklerimiz: Güçlü durun. Türk Silahlı Kuvvetlerinin saldırısını durdurmak için elimizden geleni yapıyoruz" açıklamasında bulunmuştu.
Tulsi Gabbard, yaptığı başka bir açıklamada ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'nin dostu olmadığını açıkça ifade ederek Erdoğan'a yönelik 'diktatör' nitelendirmesinde bulunmuştu. Gabbard, şu ifadeleri kullanmıştı;
Türkiye'nin Erdoğan'ı bizim dostumuz değil. O dünyanın en tehlikeli diktatörlerinden biri. ABD hükümeti ve medyasının bu İslamcı megalomana ve onun El Kaide ortaklarına yardım etmek gibi bir görevi yoktur.
Türkiye yıllardır IŞİD ve El Kaide teröristlerini perde arkasından desteklemektedir.
Tulsi Gabbard, ABD'nin Ukrayna'ya yönelik askeri yardımlarını ve NATO politikalarını açıkça eleştiren açıklamalarıyla biliniyor. Şubat 2022’de "X" platformundaki paylaşımında, Biden yönetimini ve NATO'yu, Ukrayna'nın NATO'ya katılımıyla ilgili Rusya'nın güvenlik endişelerini dikkate almamakla suçladı. Gabbard, "Bu savaş ve acılar kolayca önlenebilirdi" diyerek NATO'nun genişleme politikasına yönelik itirazını dile getirdi.
Biden yönetiminin Ukrayna'ya misket bombası göndermesini de eleştiren Gabbard, bu kararın "Ukrayna halkını umursamayan bir yaklaşım" olduğunu savundu. Bu tür silahların, uzun vadede Ukrayna'da patlamamış mühimmat nedeniyle sivil kayıplara yol açacağını belirtti.
Gabbard, Biden'ın Rusya'ya yönelik yaptırımlarını da başarısızlık olarak nitelendirdi. Ağustos 2022'de, "Rusya'nın enerji gelirleri, işgal öncesinden daha yüksek seviyelerde" diyerek yaptırımların istenilen ekonomik etkileri yaratamadığını ifade etti. Ayrıca, Biden'ın enerji politikalarını eleştirerek, ABD halkının enerji krizinden doğrudan etkilendiğini söyledi.
Gabbard, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı milyarlarca dolarlık yardımların denetimsiz olması ve bu yükün Amerikan halkına bindirilmesini eleştirerek, Kongre'nin hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi üyelerini hedef aldı. Temmuz 2022'de yaptığı açıklamada, "Biden ve Washington elitleri, Amerikalıları fakirleştirme pahasına Ukrayna'daki otoriterliği yenmek için nükleer savaş riskine giriyor" ifadelerini kullandı.
Gabbard, Nisan 2022'den itibaren Ukrayna’nın "Barış Yapıcı" adlı veri tabanında "Rus yanlısı bilgi operasyonlarına katıldığı" gerekçesiyle yer alıyor. Bu durum, Gabbard’ın Ukrayna politikalarına ilişkin sert eleştirilerinin uluslararası yankı uyandırdığını gösteriyor.
Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasıyla birlikte, Tulsi Gabbard’ın Ulusal İstihbarat Direktörlüğü adaylığı Kongre’nin onayına sunulacak. Cumhuriyetçilerin Kongre’deki çoğunluklarını koruması, Gabbard’ın adaylık sürecinin hızlı bir şekilde ilerleyebileceğini gösteriyor. Ancak, Gabbard’ın geçmişteki tartışmalı açıklamaları ve Ukrayna politikasına yönelik tutumu, bu süreci siyaseten hareketli hale getirebilir.
5 Kasım’da yapılan seçimleri kazanan Trump, dört yıllık bir aranın ardından Beyaz Saray’a dönerek ABD tarihine geçti. Yeni yönetimin, Trump’ın tartışmalı adayları ve politika tercihleriyle Amerikan iç ve dış politikasında nasıl bir yön çizeceği merak konusu. Tulsi Gabbard gibi isimler, bu yeni dönemin simgeleri olarak dikkatle takip ediliyor.
Bu gelişmeler, Trump yönetiminin Ukrayna politikasında ciddi bir değişim yaşanabileceği sinyalini verirken, ABD’nin uluslararası alandaki duruşunda da farklılıklar olabileceğine işaret ediyor.
Trump, ABD Dışişleri Bakanlığı için de Florida Senatörü Marco Rubio'yu aday gösterdi. Trump, “Marco son derece saygın bir lider ve özgürlük için çok güçlü bir ses. Ulusumuzun için güçlü bir savunucusu, müttefiklerimiz için gerçek bir dost ve düşmanlarımıza karşı asla geri adım atmayacak korkusuz bir savaşçı olacaktır” dedi.