Suriye'de 2011'de baş gösteren iç savaş milyonlarca insanın katledilmesi ve daha fazlasının göç etmesine neden oldu. 2016 yılının sonuna gelinen bu günlerdeyse Halep'te yaşanan vahşetin derecesinin ne denli soykırıma tırmandığı net bir şekilde görüldü. Türkiye bu soykırıma sessiz kalmayarak yoğun bir şekilde yürüttüğü diplomasi sonucunda Halep için koridor açılmasını sağladı. Kısa sürede binlerce Halepli'nin ilk güvenli bölge İdlib'e getirildiği görülürken, tahliyelerin 25 güne kadar süreceği bildirildi.
Halep'te yaşananlar akıllara 21'nci yüzyılın bir diğer insanlık ayıbını getirdi. Srebrenitsa... Biri Avrupa, biri Ortadoğu olsa da iki tarihi kentin ortak kaderle karşı karşıya kaldığı ve halkının ölüme uyandığı hikayeyi anlattık...
Kısaca Srebrenitsa'da ne olmuştu? 11 Temmuz 1995'te Sırp birlikleri tarafından işgal edilmesinin ardından BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi. Sırplar, 8 binden fazla Boşnak erkeği ormanlık alanlarda ve fabrikalarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.
Srebrenitsa'da yaşanan soykırımın bir benzeri Halep'te gerçekleştirilmeye çalışıyor. Bölgedeki farklı aktörler sivillere yaşam şansı vermemek adına terör estiriyor. Batı'nın tavrı ise 21 yıl önce, Srebrenitsa'da yaşananların yansıması.
Soykırımın Srebrenitsa'da yaşanmasının perde arkasında BM'nin aldığı bir karar yatıyor. Yugoslavya'nın çöküşü üzerine 1992'de Sırpların Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından bölgeye zoraki olarak müdahale eden Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan edilen 6 bölgeden biriydi Srebrenitsa. Bu kapsamda 60 bin Boşnak Srebrenitsa'ya sığındı.
Srebrenitsa kentinde BM bünyesinde görev yapan Hollanda askerleri gücünün yaptıkları ise soykırımda aktör oluşunu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Boşnakları korumakla yükümlü Hollanda askerleri, BM'ye sığınan Müslüman Boşnakların ellerindeki silahları Barış Gücü adına topladı. Sırplara karşı savunmasız kalan Boşnaklar, bölgedeki Sırp güçlerinin ağır saldırılarına maruz kaldı.
Sırp Komutan Ratko Mladiç'in emrindeki askerler Srebrenica bölgesini kuşatıp Hollandalı askerlerden BM'ye sığınan sivilleri teslim etmelerini istedi. Hollandalı birliğin Boşnakları teslim etmesi üzerine erkeklerle kadınları ayıran Sırp birlikleri 8 bin Boşnak sivili katletti.
Srebrenitsa'da yaşanan soykırım ve sonrasında yaşanan vahşet 11 Temmuz'dan sonra da tüm karanlığıyla devam ederken ABD'den kritik bir hamle geldi. Kasım 1995'te ABD'nin Ohio eyaletindeki Dayton kenti yakınında Bosna-Hersek Cumhuriyeti Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudjman bir araya geldi. 14 Aralık 1995'te imzalanan anlaşma kapsamında Hırvatistan Savaşı ile Bosna Savaşı'nı resmen sona erdi.
Video: İnsanlık ayıbı 21. yılında
2011'de başlayan Suriye iç savaşında en şiddetli saldırıların yaşandığı kent Halep oldu. Batı dünyası 1990'lı yıllarda Bosna'da yaşanan Srebrenitsa soykırımına seyirci kalırken, Halep'te yaşananlar karşısında da benzer bir tutum sergiledi. İç savaştan önce 1.5 milyon kişinin yaşadığı Halep'te yaşanan saldırılardan sonra yüzbinlerce kişi kenti terk etti.
Hizbullah ve İran'ın Esed rejimine verdiği destek sonrası saldırıların ana hedefi olan Halep, Suriye iç savaşının en acımasız yüzünün de ortaya çıktığı kent oldu. 20. yüzyılın en büyük katliamının yaşandığı Bosna'dan sonra 21. yüzyılın en acımasız katliamları da Suriye ve Halep'te yaşandı. Esed rejimi ve İran komutasındaki milislerin hem karadan hem de havadan saldırdığı kentte yüzbinlerce kişi hayatını kaybetti.
Bosna Savaşı'nda bölgede uçuşa yasak bölge ilan eden BM Güvenlik Konseyi, Halep ve Suriye'de yaşanan savaş karşısında ise seyirci kaldı. Bosna'da 1992'den 1995'e kadar devam eden uçuşa yasak bölge uygulaması birçok kez ihlal edilse de Sırp uçaklarının sivillere yönelik saldırılarını kısmen önlendi.
Suriye'de ise 'güvenli bölge' ve 'uçuşa yasak' bölge talepleri Batı tarafından görmezden gelindi. BM Güvenlik Konseyi üyeleri de Suriye savaşını bir güç mücadelesine dönüştürdü ve savaşın daha da derinleşmesine neden oldu.
Uluslararası toplum ise kimyasal silahların ve varil bombalarının kullanıldığı Suriye'deki saldırılara seyirci kaldı. Halep'te iç savaşın başlangıcından günümüze kadar Esed rejiminin saldırılarında 100 binin üzerinde sivil öldü. Bu rakam Suriye'nin diğer şehirleri ile birlikte 600 bini aşıyor.
BM'de bu dönemde yaşanan savaşı durdurmakta başarısız kaldı. Büyük güçlerin etkisinde kalan BM, savaşın durdurulması ve ateşkes yapılması konularında etkili olamadı. Obama'nın belirsiz strateji ve yaptırım gücünün her geçen gün azalması Rusya'ya alan kazandırdı. Esed rejimine büyük destek veren Rusya, bölgeye askeri güç sevk etti. Rusya'nın bölgedeki etkinliğini artırması Esed rejiminin elini güçlendirirken, bölgedeki saldırıların da şiddetlenmesine neden oldu.
Rejim ve destekçileri 2015'te strateji değişikliğine giderek Halep'i kuşatma altına almaya başladı. Esed rejimi, Halep'e yönelik en büyük darbeyi muhaliflerin bağlantı yolu olan Kastillo yolunu ele geçirerek vurdu. Hava saldırılarını yoğunlaştıran Esed rejimi, Halep'te sivillerin üzerine bomba yağdırdı. Suriye Gözlem Evine göre 300 bin sivilin yaşadığı kentte, son saldırılardan sonra 80 bin kişi katliam ile karşı karşıya kaldı.
BM'nin ve uluslararası toplumun sessiz kaldığı katliamlar karşısında, arabulucu olan Türkiye, sivillerin tahliyesi için büyük bir çaba harcadı. Tarafların vardığı ateşkes anlaşması kapsamında sayıları 50 ila 80 bin arasında değişen sivil ve muhalifin katliam bölgesinden çıkarılması bekleniyor.