|

Soykırım Sözleşmesi uygulansın talebi

Türkiye, İsrail'in soykırım suçlamasıyla yargılandığı davaya müdahil olma talebini ilettiği dilekçede öncelikli olarak BM Soykırım Önleme Sözleşmesi’nin uygulanması talep edildi. Katliamı soykırıma dönüştüren söylem ve eylemlerin tek tek sıralandığı dilekçede, Dünya Sağlık Örgütü’nün Gazze’deki ölüm verileri de yer aldı.

Erdal Kılınç
04:00 - 10/08/2024 Cumartesi
Güncelleme: 00:41 - 10/08/2024 Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Türkiye İsrail’in insanlık suçu işlediğine dair açılan davaya müdahil olmak istediğini belirten talebi UAD'ye ilettiği dilekçe, “Soykırım Önleme Sözleşmesi’nin uygulanması ve Gazze Şeridi’nde soykırım suçunun cezalandırılması, Güney Afrika İsrail müdahale başvurusu” başlığıyla hazırlandı. Dilekçede; 7 Ekim 2023 tarihinden sonra başlayan saldırılarda İsrail’in “Gazze Şeridi'nin tamamen kuşatılması emrini" verdiği "hiçbir şey eskisi olmayacak" dediği, İsrailli yetkililerin ayrıca "İnsan hayvanlarla savaştıkları" beyanlarıyla Filistinlilerin katliama varan bir uygulama ile karşı karşıya kaldığı anlatıldı.

Gazze'de ortaya çıkan insani kriz, BM Güvenlik Konseyi tarafından kabulü ve Birleşmiş Milletler’in raporuna giren bazı maddeler de dilekçedeki yerini aldı.

FELAKET BOYUTUNDA AÇLIK YAŞANIYOR

Bu raporlara yapılan atıflarda, Gazze'deki 2,3 milyon Filistinlinin tüm gıda kaynaklarının tamamen tüketildiği ifade edildi, Gazzelilerin felaket boyutunda bir açlıkla karşı karşıya kaldıkları vurgusu yapıldı. Dilekçede İsrail Hükümeti’nin BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısını sürdürdüğü, tüm sivilleri yaşamsal haklarından mahrum ettiği ve orantısız karşılık verdiği belirtildi. İsrail’in Gazze Şeridi’nde bulunan 1,1 milyon kişiye bölgeyi boşaltma talimatı verdiği, bu bölgelere yeni yerleşimci yerleştirdiği belirtilen dilekçede, bunun da uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulandı. İsrail’in, Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine uymadığı hatırlatılan dilekçede, İsrail’in korunması gereken grup üyelerinin öldürülmesi, ciddi bedensel veya zihinsel hasara neden olması ve kasıtlı olarak grup koşullarını bozduğu vurgulandı.

SÖZLEŞMEYE TARAFIZ

Türkiye’nin 31 Temmuz 1951 tarihinde Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olduğu hatırlatılarak, İsrail’in alınan hiçbir karara uymadığı, ordusunun çekilmesi gerektiğine kararına da uymadığı belirtildi.

DSÖ VERİLERİ DE PAYLAŞILDI

Türk heyetinin teslim ettiği dilekçede BM kayıtlarına giren Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri de yer aldı. Buna göre Gazze Şeridi'nde 31 hastanın yetersiz beslenmeden öldüğü bildirildi. "Sağlık sisteminin parçalanmaya devam etmesi" durumu hatırlatıldı. 15 Haziran 2024 tarihi itibarıyla DSÖ, yaklaşık 38 bin 713 ölüm, 89 bin 166 yaralanma ve 10 binden fazla kayıp kişi bildirmiş, moloz altında da halen cesetlerin bulunduğu açıklamıştı. Dilekçede İsrail’in Filistinliler hakkında şeytanlaştırıcı ifadeler kullandığını anlatan belgelere de yer verildi.

Türkiye neden müdahil?

Türkiye madde madde davaya neden müdahil olduğunu da açıkladı. Dilekçede sunulan bilgiler ve uluslararası hukuk notlarıyla, soykırım suçunda devlet sorumluluğunun uygulanması ve İsrail'in devlet olarak yargılanmasıyla ilgili şu eylemlerine dikkati çekildi: “9 ayda çoğu kadın ve çocuk yaklaşık 40 bin sivilin öldürülmesi, Gazze Şeridi'ne sistematik planlanan ve düzenlenen saldırılar, 9 Ekim 2023'te İsrail Bakanı Yoav Gallant'ın Gazze'ye yönelik gıda, elektrik ve yakıt kısıtlamasını içeren tam abluka emri, 13 Ekim 2023'te İsrail hükümetinin sözde sivillerin güvenliği için kuzeydeki 1.1 milyon kişinin 24 saat içinde güneye hareket etmelerini istemesi.”




#İsrail
#Soykırım
#Birleşmiş Milletler
1 ay önce